Pekala tayfa... Sizi seviyorum.
"Babaaaaa!" Çıplak küçük ayakları parkede ses çıkartarak yanıma koşan küçük kıza baktım. Kırmızı kıvırcık saçları güneş yüzünden sarıya çalmaya başlamış, mavi gözleri heyecan ile büyümüştü. Elimi önlüğe silip terden yüzüne yapışan saçlarını geriye ittim.
"Ne oldu meleğim?" Ona verdiğim bir bardak suyu kana kana içtikten sonra pat diye kendini yere atıp oturdu.
"Babam uçurtmamın kuyruğunu istediğim gibi kocaman yapmıyor." Ellerini önünde toplamış küskün duran ufaklığı tuttuğum gibi kucağıma aldım.
"Döverim ben o babayı şimdi. Ne demek yapmıyor." Sağıma dönüp sosis kızartan anneme seslendim.
"Kraliçem sen devam etsen olur mu?" Annem uzanıp Jacqueline'nin saçlarına bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Zaten bitti sayılır oğlum. Hadi gidin de diğerlerini de çağırın." Ufaklık başını boynuma gömerken şampuanının bile bastıramadığı tatlı kokusunu içime çektim.
Mutfaktan çıkıp geniş salona geçtiğimde Asami yerde devasa bir uçurtma ile uğraşıyor, Leo yeni doğmuş bebeği ile oynuyor, Rosa henüz üstünden atamadığı lousa gerginliği ile uyukluyordu. Conner ve Umberto ise... Leo'nun oğlu Daniels'ın etrafında fır dönüyorlardı. Jacqueline babasını gördüğü gibi şikayet etmeye başladı.
"Baksana baba kocamaaan kanatları var ama kuyruğu kısacık. Babam bu işten anlamıyor keşke sen yapsaydın." Asami duyduğu sesle yerinden kalkıp yanımıza geldi. Ufaklığı tuttuğu gibi benden alıp havaya atıp tutmaya başladı.
Küçük kızın sevinç çığlıkları evi kaplarken gülümsedim.
"Kim anlamıyormuş ha? Duyamadım prenses? Sen babana beceriksiz mi diyorsun." Asami Jacqueline'i hayavaya atıyor geri tuttuğunda açılan göbeğine sakallarını sürterek kızın kahkaha atmasına sebep oluyordu.
"Seni mızıkçı. Hemen git şikayet et zaten." Yere bıraktığı gibi küçük kız bir çığlık kopartarak koşmaya başladı.
"Gel buraya seni velet! Kaçma!" Kapı pervazına yaslanıp evde deli gibi koşturan ikiliyi izledim. Bir değil iki çocuğum vardı resmen. Tam önümden geçmelerini bekleyip Jacqueline'i tuttuğum gibi kucağıma aldım. Gülerek nefes nefese boynuma sarıldı.
"Bu kadar oyun yeter herkes kahvaltıya. Sabah sabah bu enerji nereden geliyor anlamıyorum. Ve siz aşk kuşları o çocuğu rahat bırakın artık!" Conner ve Umberto aynı anda Daniels'i öpücüğe boğmayı bırakıp çocuğu uyanmış olan Rosa'ya verdiler. Kadın yerinden kalkıp mutfağa geçerken esnedi.
"Kusura bakma Teo hala kendime gelemedim. Oysa yardım etmek istiyordum." Jacqueline'i masada ki kendi sandalyesine oturttuktan sonra Daniels'i de alıp küçük ayaklı hamağa yatırıp Rosa'nın oturacağı kısma doğru çektim.
"Sadece yemek ye ve dinlen Rosa. Bugün gelmeniz bile bizim için yeterli." Hoş bir gülümseme takınıp yanağıma bir öpücük bırakıp yerine oturdu. Jacqueline'i dört sene önce evlat edinmiştik. O zamanlar yeni doğmuş ve yetimhane kapısına bırakılmış bir bebekti. Yeni doğmuş bir bebeğe bakmak hem benim hemde Asami için çok zor geçmişti.
Rosa'yı düşününce ona saygı duydum. Sadece bakmak bile bana bu kadar zor gelirken bir de doğurmak... Tanrı kadınları kutsasın. Doğumu çok sıkıntılı geçmiş ve çok fazla kan kaybetmişti. Ama şimdi sağlıklı bir oğlu vardı. Onlar adına sevinip her sene düzenlediğimiz küçük aile kahvaltımıza başladık.
Annem meyve suyunu kaldırıp hafifçe öksürdü. Hepimiz kadehlerimizi elimize aldık. Jacqueline bile pipetli bardağını iki eliyle tutup havaya kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kes Sesini [Tamamlandı✓]
Romance"Ne o, altta olmak için pek bir heveslisin." Kalçamda ki elini deliğime doğru kaydırdığında kendimi ona doğru ittim. "Kes sesini ve devam et." gözleri zevk ile kısılırken ne zaman hayranı olduğumu fark bile edemediğim gülüşünü sundu. "Zevkle."