Zenci çocuğum olacakmış.

230 17 0
                                    

Fazlasıyla doymuştum. Kızlar bu halimi gördüklerinden gözlerimin içine bakıyolardı.
"Pekala.. Anlatmaya başlıyorum o zaman.."
diyişimle heycanlanıp geriye yaslanıyor Pelin. İdil de tam tersine ellini çenesinin altına koymuş, dirseği masada..
Ben de geriye yaslanıp anlatmaya başladım.

"Dün en son provaları ben yaptım. Akşam salondan çıkarken Koray'ı salondaki minderlerin birinde tek başına otururken gördüm. Göz göze geldik. O başını öne eğdi. Bende yoluma devam ettim. Geri dönüp yanına gitmek istedim. Ama kararsız kaldım. Ahh, kızlar biliyorsunuz böyle biri olunca dayanamayıp soruyorum merak ediyorum."

Bu cümlemin sonunda Pelin ve İdil birbirlerine bakıp bana dönüp
"Sen de gittin." demeleriyle, "Hıhı."
Diyebildim sadece. Sonra Pelin "Derdi neymiş neyi varmış peki?" diye sorduğunda anlatmaya koyuldum.

"Biliyorsunuz annesini kaybetmişti geçen yaz. Babası yeni biriyle tanışmış olacak ki Koray evden ayrılmak istiyor. Babasıyla kavga etmişler. Benimle konuşurken öyle çaresiz bir hali vardı ki.. Kızlar, o yapayalnız."

"O kadar hoş bir çocuğun yalnız olabileceğini nasıl düşünebiliyorsun?" diye İdil sordu.

"Hissettim.." Cevabı yarım yamalak dudaklarımın arasından çıktı.
"O yalnız olmasaydı bana anlatmazdı yaşadıklarını." Diye atıldım hemen.

"Şimdiden başlamışsın savunmaya Nil."
Pelinin beni sakinleştiren gözlerine baktm.
"Ben de babamı kaybettim.. Bilirsiniz işte hemen kendi yerime koyuyorum insanları. Bana anlattıkları karşısında sadece "Üzülme Koray, geçicektir eminim, herşey yoluna girer.." Gibi cümleler kurabildim ve o bunlarla bile fazlasıyla iyi hissetti. Çünkü gerçekten ona bunları söyleyecek başka hiç kimse yok.. Yok yani bence."

Pelin eli kolumda "Ah Nil.." dedi sadece, iç çekerek.
Devam ettim. Bana attığı mesajdan bahsettim..
Biz o sırada Pelinle böyleyken İdil araya giriyor.
"O mesaj neyin nesi peki?"
"O sıra saçlarım yüzümün önündeydi bi yandan onu dinlerken, bir yandan gözlerimi yukarı doğru kaldırarak üfledim saçlarıma.. O sıra bana bakıp "Senin çocuğun kesin zenci kılıklı olur" demesiyle ben de "Bunun için kendim gibi birine ihtiyacım var yalnızca kıvırcık saçlara sahip olmak yetmiyor, yanılıyorsun." diyip ellerimle saçlarımı iki yandan hava kaldırdım ardından bi gülüş attım ama yine o anlık bir şeydi. Koray üzgün haliyle de olsa, benim o halimi görünce yüzünde, dişlerini görmemi sağlayan tatlı bir gülümseme oluştu. Utanmıştım biraz.. Gece de öyle bi mesaj atmış işte.."

Devam etmeye yeltenmiştim ki kızlar da kıkırdayarak gülüyordu. -Evet kabul ediyorum tepkilerim biraz şebek gibi.- Onlar da benim huyumu bildiklerinden şimdi kıkırdıyolar.

"Ahh kızlar napiyim.. O an ki içtenlikle öyle davrandım.. "
"Saçlarını yüzünden çekmek için elini kullansaydın, çünkü o haliin de tam bir şapşiik gibi." dedi İdil.

"Her neyse.. Öyle işte. Koraya nasıl davranacağımı bilmiyorum." dedim başım önümde.
Ben konuşmamı tamamlamıştım.
Kızlar da ne diyeceklerini bilemediklerinden -çünkü çok çabuk etkilenen bir huyum var- "Hayırlısı.." der gibi bakış attıktan sonra.. Saatime bakmamla yerimizden fırladık. Irmak'a ders vermek için geç kalmıştım..

Ben Seninle GüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin