Gitmeliydin.

155 8 0
                                    

/Geciken bölüm için kusura bakmayın güzellerim. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.✨/

"Bir iki üç.. Canlanın bu olmadı, tekrar."
...
"Bir ki üç Mira sağdan, Cem karşısına ve dört."
"Son tekrar!"
...

"Dinlenmen gerekirdi en azından bir kaç gün daha."

Arkamdan fısıldayıp durayan Koraya dönüp bakıyorum.

"Bugün bu cümleyi bir çok kez kurdun Koray."

"Evet, çünkü dinlenmeliydin."
-Haklı olabilir evet, sargım çıkalı 3 gün oldu. Ama sıkıldım ne yapabilirim.-

"Bak, bir kez daha söylediiin."

Eray hoca kalabalık arasından beni ve Korayı diğer eş gruplarına dahil etti.


Sargım çıktığı sabah ilk iş kendimi huzur bulduğum dans salonumuza atmayı tercih ettim. Kimsenin olmayacağını tahmin etmiştim ki öyleymiş. Çıt yoktu salonda. Hazırlanıp en sevdiğim parçayı -aynı zamanda dans grubundaki çiftlerin gösterisindeki solo performans müziğiydi.- açtım.
Slow ve bi o kadar sert ritimleri olan özel bir parçaydı bu. Adımlarımı sakin el ve kol hareketlerimi dengeli yapmaya özen gösteriyordum. Doğaçlamaydı sadece. Isınmak içindi. Şarkının ortasında figürlerime eşlik etmeye başlayan Korayla birlikte dans bambaşka bir hâl aldı. Ellerini belimden tutup beni yükseltişi, kollarımdan tutup çekişi, geriye doğru bırakışı ve yüzünü yüzüme yaklaştırırken hissettiğim o büyü bizi adeta bir bütün haline getirmişti. Her hareketimiz bir şeyler anlatır gibiydi. Müziğin bitmesiyle biz de birbirimize olabildiğince yakın ve hızlı soluklarımızın arasında bakakaldık.
Biz dans etmeyi bırakmıştık. Ama aramızda hareket halinde olup, can havliyle bir şeyler anlatmaya çalışan duygular vardı.
Aşağıda bıraktığımız ellerimizden benim ellerim, onun ellerini hissetmişti.

"Bravo!"

İrkilmeyle geri çektim ellerimi. Sese doğru baktık ikimizde.

"Bir çiftimi daha buldum. Daima uyuyan güzellerimiz uyanmış anlaşılan. Aferin."

Eray hoca kollarını göğsünde bağlamış, gururlanarak odasına dönüyordu.
Ağzımızı açmaya kalmadan ki zaten Eray hoca bizi dinlemeyecekti, kaza ara eş olduk.

"Haftaya bugün seçmeler var. Zamanınızı iyi değerlendir. Salon sizindir. Her gün sizi burda görmek istiyorum."
Eray hocanın bu çok sevimli ve içten sözlerinin ardından(!) yorgun ve yoğun geçen bugünü bitirmiş bulunuyoruz.

"Ne cins! Yalaka!"

Pelinin sinirden mi utandığından mı bilemediğim pembeleşmiş yanaklarına takıldı gözlerim. Koray ve bana doğru yanaştı.

"Yalvarırım Nil, şu sersemden kurtar beni."

"Sakin ol. Eşin kim ki senin?"

Gözlerini gözlerimin içine yaklaştırardıktan sonra arkasına dönüp Buğrayı gösteriyor Pelin.

-Bizim dans ailemizin en sakar, bi o kadar şapşal yine de oldukça sevimli, sıska Buğra..-

"Ay ne seversin sen Buğra arkadaşımızı Pelinciğim."
Biz neyse de Pelinin tahammül edemediği bu insan tipi, bir de Pelinin bir yıl önce erkek arkadaşından ayrılmasına sebep olacak biçimde ilan-ı aşk etmiş biri olunca Pelin çıldırıyor haliyle.
"Hadi bakalım boş şanslar."
Diyip sarıyorum onu. Biraz da olsa gülmeme engel olamıyorum.
"Of! Çıkıyorum ben görüşürüz." Pelin soyunma odasından aldığı çantayla çıkıyor salondan.
İdil de peşinden. Malum Pelini sakinleştirecek birisi şart.

Ben Seninle GüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin