~4.BÖLÜM~

262 18 2
                                    

Medyadaki şarkıyı dinlemenizi öneririm. İyi okumalar.
______________________________________

Öylece yatıyordum. Yorgundum, hemde çok. Halbuki saatlerdir sadece yatıyordum. Belki yaşadıklarımın yorgunluğuydu ya da hastağılımın getirdiği yorgunlukdu bilmiyordum. Tek bildiğim hiç bir şey bilmediğimdi.

Sevdiğimi de böyle yaparak üzdüğümün farkındaydım çünkü arada gelip bakıyordu bana ve böyle olduğumu görünce yüzü biraz daha asılıyordu ama yapacak bir şeyim yoktu. Sarılmak istiyordum ona ama kolumu kaldıracak halim yoktu.

Hafifçe aralanan kapıdan sevgilimin sadece yüzü gözüktü ve ben tatlığı karşısında hafifçe gülümsedim. "Sevgilim, doktora gidicektik, saati yaklaşıyor" doğru ya her gün gitmemiz gerekecekti artık. Kafamı sallamakla yetindim. Kalkmaya çalıştım ama gerçekten hiç halim yoktu. Bu yüzden Melody hemen yanıma geldi. "Minik bebeğimi ben giydirmek istiyorum bugün" dedi kocaman gülümseyerek. O mükemmeldi ve beni sevmesi bütün şansımı kullandığımın kanıtıydı.

"Teşekkür ederim" dedim kısık sesle. Tekrar gülümsedi ve saçlarımdan öptü. Üstümü giydirdikten sonra ellerimden tutup ayağı kaldırdı. "Tamamdır, hadi gidelim." dedi. Yanağımdan öpüp beni kucağına aldı. "Belin ağrımasın sevgilim bırak ben kendim yürürüm" "Olmaz, bugün sevgilime hizmet ediyorum." "Ama-" "Tamam, hadi gidiyoruz." Sesimi çıkaramadım. Kafamı yorgunlukla boynuna yasladım. Benim gerçekten nefes aldığım yer burasıydı. Kokusunu içime çektim bolca. İşte şimdi sabahtan beri olan mutsuzluğumun yerini huzur almıştı.

Mayışmıştım. Bu yüzden arabanın kapısını açıp beni koltuğa oturttuğunu hafif uykulu bir şekilde anlamıştım. Uykulu gözlerimi kemerimi takan sevgilime çevirdiğimde gülümseyip önce burnumu sonra yanaklarımı en sonda dudaklarımı öpüp geri çekildi ve kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçti. "Gidene kadar uyu istersen meleğim uykun gelmiş ben seni kaldırırım." Kafamı sallayıp uyumamak için zor tuttuğum gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim.

"Mia, sevgilim kalk hadi geldik" Melody'nin seslenmesi ile esneyip kapıyı açtım ve arabadan indim. Az da olsa uyumak iyi gelmişti. Arabayı kitleyip yanıma gelen sevgilim elimden tuttu ve içeri doğru yürüdük. Doktorun kapısının önüne geldik ve tıklatıp içeri girdik. "Hoşgeldiniz Mia hanım ve?" "Melody" "Neyi oluyorsunuz demek isterdim ama görünüşe bakılırsa sevgilisisiniz?" Birleşik ellerimizi işaret ederek konuşan doktor ile bende ellerimize bakmıştım. Tabii sadece el ele tutuşmamız ile sevgili olduğumuzu söylememişti çünkü ikimizin de yüzük parmağında aynı yüzük vardı.

Gülümsedim. "Evet, sevgilim" Böyle bir tepki beklemiyordum ama gülümseyip "Yanında destek verecek birinin olması çok güzel" dedi. Şaşırmıştım çünkü onun da tiksinmiş bakışlarla bakmasını beklerdim.

"Ayakta kaldınız, geçin oturun" doktorun gösterdiği sandalyelere oturduk ve söyleyeceği şeyleri dinlemeye başladık. "Öncelikle size demiştim 2.evrede olduğunuzu. Bu aslında iyi bir şey çünkü 3 ve ya 4.evrede olsaydı ne yazık ki kurtulma şansınız düşük olurdu. İlk işimiz damar yolundan ve ağızdan verilen kemoterapi ilaçlarıyla başlamak olacak. Şimdilik bu kadar. Bir de eğer çok ağrın olursa yazdığım şu ilaçları içebilirsin." Uzattığı reçeteyi alıp kemoterapi günlerini de öğrendikten sonra teşekkür edip çıkmıştık dışarı.

"Dışarda yemek yemek ister misin meleğim?" Düşünceli halimi görüp aklımı dağıtmaya çalışıyordu. Aklıma ondan ayrılmaya çalışmam gelince utanmıştım ve onu gerçekten hak etmediğimi düşündüm. Kim uğraşırdı ki böyle biriyle.

"Sen istersen gidebiliriz" utandığım için yere bakan yüzüme eğilip "Ne oldu neden utandın?" dedi kahkaha atıp. "Şey, sadece aklıma sana karşı yaptığım salaklık geldi" "Hadi ama sevgilim öyle deme, seni anlıyorum ne yapacağını bilmiyordun ayrıca unuttum gitti bile" hala üzgün olan yüzüm ile "Ne bileyim yine de kendimi kötü hissediyorum" dedim.

Bir anda duran ona bakacağım zaman beni kucağına alıp etrafında yavaşça döndürmeye başladı. Kahkaha attım. Hala kahkaha atarken biraz sakinleşip "Tamam tamam bırak hadi" dediğimi yapıp beni yere bırakınca hala gülümseyen suratına bakıp "Bak işte ne güzel yakıştı gülmek sana bu yüzden bir daha üzgün olmak yok tamam mı?" Kocaman gülümsemem ile kafamı sallayarak onayladım.

Arabanın önüne geldiğimizde binip yemek yemeye gitmiştik. Hem de hiç bir sorunumuz yokmuş gibi gülüp muhabbet ederek. Kısa bir an olsa da bütün sorunları unutup onunla birlikte bir şeyler yapmak iyi gelmişti. Çünkü ilerde bir sürü sorun daha yaşayacaktık zaten.

~Lily



I'm Not Her (g×g) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin