13

76 11 30
                                    

Serin kumların üstünde ben, benim üstümde ise Emre vardı. Dudaklarıma derin ve ateşli öpücükler konduruyordu. Ben de o sıra gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum.

"Uyan, uykucu!"

Emre'nin sesi ve burnuma gelen patates kızartması kokusuyla uyandım. Üstümde Emre'nin kat kat büyük pijamaları vardı. Yataktan kalkıp mutfağa doğru gittim. Bize kahvaltı hazırlıyordu. Arkasından gidip kollarımı ona sardım. Başımı geniş sırtına yasladım ve biraz öyle kaldım.

"Günaydın. Ne zamandan beri uyanıksın?"

"Saatin 10 buçuk olduğunu varsayarsak 8'de uyanıktım prenses."

Ona yardım ettim ve masayı kurdum.

"Keşke beni uyandırsaydın. Kahvaltıyı ben hazırlardım."

"Misafirperverlik nerede kalırdı o zaman? Zaten o kadar güzel uyuyordun ki kıyamadım. Dün gece de kumların üstünde uyumana bakılırsa baya uykun vardı."

Kumların üstünde mi? Sahi ben ne zaman yatağa gelmiş, üstümü değiştirmiştim? Kahretsin! Dün sahilde biraz daha kalmak için ısrar etmiş, Emre beni öperken de uyuya mı kalmıştım! Hatırlamıyormuş gibi yaptım.

"Hmm doğrudur."

"Sahiden hatırlamıyor musun?"

Tabii ki hatırlıyordum aptal.

"Neyi?"

Güldü.

"Boşver o zaman."

O da hatırladığımı biliyordu ama salak ayağına yatıyordu. Güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra yola çıktık. Evin önüne geldiğimizde annem kapıda beni bekliyordu.

"Anne?"

Anlamadığım şekilde çok sinirli gözüküyordu. Kaşları çatılmış, gözleri resmen alev alevdi.

"Neden Emre ile geldin? Zehralarda kalmıyor muydun sen?"

"Defne Teyze ben de arkadaşımda kaldım. Yoldan geçerken Nehir'i gördüm. Onu da alayım yürümesin dedim."

Emre durumu kurtarmaya çalışmıştı. Ben olsam inanırdım ama annem pek inanmış gibi gözükmüyordu.

"Gir içeri Nehir. Emre, seninle bir şey konuşmak istiyorum."

Annem Emre ile ne konuşacaktı? Sokağın ortasında dikiliyorduk.

"Sana içeri gir dedim Nehir! Seninle sonra görüşeceğiz."

Sesi bütün mahallede yankılanmıştı. Onu daha fazla sinirlendirmemek için içeri girdim ama Emreyle ne konuşacağını çok merak ediyordum. 15-20 dakika sonra odamın kapısı sert bir şekilde açıldı. Olduğum yerden zıpladım. Ben de sinirlenmeye başlıyordum.

"Anne? Bu sinirinin sebebini öğrenebilir miyim? Emre ile ne konuştun?"

Cebinden bir fotoğraf çıkarıp bana gösterdi. Dün geceye ait. Sahilde. Kumlarda yatarken. Emre de üstümdeyken. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Nasıl? Kim böyle bir şey yapabilirdi?

" B-bu ne anne?"

"Asıl sana sormak lazım. Bu ne Nehir?! Ben seni partiye gönderdim. Zehrayla kalacağım dedin izin verdim. Kızımın asosyalliğini yenmesini istedim. Ama kızım zaten asosyalliğini çoktan yenmiş. Üstündeki Zehra mı? Bana başka ne yalanlar söyledin? Sen okula gittiğine emin misin Nehir!"

Gözyaşlarımı tutamadım. Söylediklerinde bir yandan haklıydı. Onlara yalan söylemiştim.

"Özür dilerim."

BALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin