28

903 71 11
                                    

Medyada ki şarkıyla dinleyince çok güzel oluyor ben onunla dinleyerek yazdım <33

Taehyungun evine varıp kapıya alacaklı gibi vurduğumda sonunda bey efendi kapıyı açmaya teşrif etmişti.

''Jungkook?!'' Dedi şaşırarak. içimdeki bütün özgüvenimi ve cesaretimi topladım ve ''Seni özledim'' Deyip taehyungun dudaklarına hızla kapandım. Onu çok özlemiştim ve şimdi bu özlemimi gidermem lazımdı. Hemde tapılası dudaklarını öperek...

Bana hemen karşılık verip evin içine sürükledi dudaklarımdan biran bile ayrılmadan. Sırtımı duvarla birleştirip öpmeye devam etti. elleri belimdeydi, benimkilerde onun omuzlarını tutuyordu. Gözlerimiz kapalıydı ve sadece şu ana odaklanmıştık. İkimizde çok özlemiştik birbirimizi. Onun bana olan sevgisi hakkında hep bir şüphe olurdu içimde ama şu an dudaklarımın arasında ki bana ait olmayan tuzlu sıvı bütün olumsuz düşüncelerimi aklımdan silmişti

Bedenimi ona daha da yapıştırmaya çalışmıştım. Beni red etmeden kendi bedenini bana yaklaştırdı ve zaten az bir mesafe olan aramızıda sıfıra indirdi. Bedenlerimiz birleşmişti ve tek beden olmuştuk. Bazılarının tabiri ile tek beden sadece yatakta olunurdu lakin bizim tek beden olmamız için cinsel hiçbir şeye ihtiyacımız yoktu. Ruhlarımız birdi, Kalplerimiz birdi, Nefeslerimiz birdi. Tıpkı şuan kana susamış gibi dudaklarımı kana kana içerken olduğu gibi 

Nefeslenmek için dudaklarımızı ayırdık ve gözlerimizi açıp dip dibe olan yüzlerimizi izledik. Gözleri kızarmıştı ve dudakları şişmişti Üstelik alt dudağı titriyordu da! Bana olan sevgisini bu şekilde görmek benimde gözlerimi doldurduğunda gözlerimi kapattım ve başımı nefeslenmeye devam ederek eydim. Beni ağlarken görmesini istemiyordum Ama onunda yüzünü görmek istiyordum... O da başını eğip hıçkırmıştı.  Ağlıyordu...

Hıçkırıklarının ve titreyen sesinin arasından konuştu. ''Hastaymışsın, Jeongguk seni bana bir daha göstermeyecek diye çok korktum... Çok korktum Jungkook!'' Diyip deli gibi ağlamaya başladı. Titrekçe ağlıyor ve boynunu başıma gömüp bana sarılıyordu. Öyle sıkı sarılıyordu ki sanki yine ellerinden kayıp gidecekmişim gibi bırakmıyordu beni. ''Hepsi benim suçum!!'' Diyerek aniden bağırdığında korkmuştum. Bende ona sarılmaya devam ediyordum daha fazla ve daha yüksek sesle ağlamaya başladığında sırtını sıvazladım ve titrek çıkan sesimi umursamadan ''Senin suçun değil! Böyle deme!'' Dedim. Biliyordum, Biliyordu bunun onun suçu olduğunu lakin üzülmesini istemeyecek kadar seviyordum onu... 

''Jungkook bu benim suçum deme öyle! Sikik herifin tekiyim ben!'' Deyip omzumda daha gür ağlamaya başladı. Artık dayanamadığım için bende hüngür hüngür ağlamaya başlayıp ona destek oldum. ''Bu senin suçun değil!'' Diye çığlık çığlığa inkar ediyordum. ''Yalvarırım deme böyle Jungkook!'' Deyip daha da ağlıyordu. 'Senin suçun değil' Demekten başka birşey diyemiyordum ve en çokta bu canımı yakıyordu. Ne yaparsam ağlaması dinerdi ki??

Aklıma gelen fikirle tekrardan dudaklarımızı birleştirdim. İkimizde ağladığımız için tam öpüşemiyorduk ama bu umrumuz da değildi. Sonuç olarak birbirinin dudaklarına hasret olan sevenlerde vardı. Bizim gibi dilediğince öpebilenler yoktu.

İkimizin de ayakta durmaya mecali kalmadığı için yere oturduk. Sırtımızı duvara yaslayıp birbirimizin omzuna kafamızı koyup sarılıyorduk. İkimizde hala kesik kesik ağlıyorduk. Bir süre sonra sadece iç çekişlerimiz kaldığında Taehyung beni kucağına aldı. Ani hareketlenme ile afalasamda hemen kollarımı boynuna doladım. ''Yerde üşüteceksin, Zaten benim yüzümden yeterince hastalandın'' Dedi. Bir şey demek istedim. İnkar etmek istedim ama ağzımı her açtığım da nefesli hıçkırıklarım yüzünden ağzımı geri kapatmak zorunda kalıyordum.

Beni yatak odasına getirdiğinde kibarca yatağın üzerine bıraktı. Dolabına geri dönüp Kırmızı bir şort ve beyaz bir üst alıp bana verdi. Dolabına tekrar yol alıp üstünü çıkardı. Yanımdamı giyinecekti? Daha doğrusu yanındamı giyinecektim?!

Bana bakmamasını ve sırtının dönük olmasını fırsat bilip üzerimi çıkardım hızlıca giyinmeye çalışıyordum. Gözlerim ona kaydığında o da benim gibi kırmızı şort giymişti ancak onunkisi daha da kısaydı. bana verdiği dizimin biraz üstündeydi. Hızla üstümü giymeyi bitirdiğimde çıkardığım kıyafetlerimi katlamaya başladım. O da kendi çıkardıklarını dolabına tıkıştırıp bana döndü. Hafifçe gülümseyip katladığım kıyafetlerimi elimden altı ve dolabının içine koydu. Üstüne bir şey giymeden yatağa girip benimde yatağa uzanmamı sağlayıp komodinin üzerinden kumandayı alıp klimayı açtı. Bana sıkıca sarılıp saçlarımı öptü. Huzurlu hissediyordum. Hemde çok! Yaklaşıp dudaklarını öptüm ve ona sıkıca sarıldım. Anında bana karşılık verdiğinde sevinmiştim. Gülümsediğini hissediyordum, Bende gülümsüyordum. Gözlerimizi açıp birbirimize baktığımızda yanılmadığımı anlamıştım. Gülümsüyordu! Ama bu öyle basitçe bahsedilecek bir gülümseme değildi. Bu çok başkaydı! Aşkla, Sevgiyle, Özenle, Masumlukla ve en önemlisi Samimiyetle gülümsüyordu...

İkimizde ağladığımız için göz kapaklarımız ağırlaşmıştı. Birbirimizin dudaklarına son kez öpücük kondurup ağırlaşmaya başlayan gözlerimizin kapanmasına izin verdik. Düzensiz atan kalp ritmimin şimdiden düzeldiğini fark edebiliyordum...

-

Ayy kitap resmen 12k olmuş! Hepinize teşekkür ederim aşklarım! Bu kitabı öylesine yazmıştım şidi ise evladım gibi oldu aynı şey gibi. Doğumdan sonra çocuğunu kabullenen anneler gibiyim hguıubuykbıub Çok iğrenç benzetmeler şimdi yapardımda neyyyseee sizde az çok tahmin ediyorsunuzdur zaten ne tür bir iğrenç benzetme olduğunu :P

Nice 12klara öyleyse sizleri seviyorum kuzularım. Satır arası yorum ve Vote'larınızı esirgemeyin bende zevkle yazmaya devam edeyim :*

Satır arası yorum + Vote

Bu kitabıma bakmayı unutmayın <33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu kitabıma bakmayı unutmayın <33

Twin problems | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin