13-Öpücük

365 25 2
                                    

Nil ile Poyraz bana dik dik bakarken konuştum.

"Ne bakıyorsunuz be ne yaptım ben sanki ?"

"Çocuğu patlattın be Asya ! Ayrıca dur demeliydin. Çocuk senden hoşlandığını söyledi bildiğin ki bu Emir Gürsoy yani."

"Ne olmuş Emir Gürsoy'sa ! oda güzel anlatsaydı. Ayrıca da o onu mu kastetmişti gerçekten ?"

"Yok Asya o sana kin besliyor ondan bahsediyordu tövbe Yarabbim ya ! Bu kadar mı düştün" dedi Nil bana bakarak."

"Aman be tamam geri gelecektir."

"Sen öyle zannet. Bara gidiyordur o şimdi." dedi Poyraz bana bakarak.

"Saçmalama be gidiyor mudur ki ?"

"İyice ana kuzusu sandın sende çocuğu Asya."

"Tamam neyse adresi ver bakayım sen bana."

"Şu bizim okulun yakınında bir bar var yeri orası git oraya. Yalnız yanlış bir şey görürsen benden değil."

Bir şey demeden evden çıktım ve otobüs durağında beklemeye başladım. Fakiriz biz ne taksisi ?

Otobüs geldi ve bindim. O sırada arka sıralardan bir teyze seslendi.

"Kızım kayıver azıcık yana."

"Neden teyze ?"

"Dışarıyı göremiyorum."

"Teyze zaten sıkış tıkış birde sen kay diyorsun ya."

"Aaa terbiyesiz kayıversen ne olacak ?"

"Teyze nereye kayayım nereye ?"

"Kayıver işte yana."

"Teyze nereye kayayım bakar mısın yer mi var ?"

"Sola kayıver kızım."

"Teyzeee Allah aşkına anlama sorunun mu var senin ya ? yer yok görmüyor musun içine mi gireyim milletin ? keyfimden soruyorum sanki gelmiş sola kay diyor kadına bak ya." diye bağırdım sesim biraz yüksek çıkmış olabilirdi ama kadın kafayı yedirtir insana. Allah sabır versin çocukları varsa. Gerçi nasıl çocukları olsun kimse evlenmez bunla.

"Terbiyesiz ahlaksız çocuk seni. Annen babanda mı terbiye vermedi sana. Allah böyle çocuklar vermesin annelere babalara. Bakmayı da bilmiyorlar zaten." 

İşte o an sabrımı taşırmıştı.

"Teyze yeter artık. Yaşlısın falan ama dilinde pabuç gibi. Anneme babama laf edemezsin sen benim. Kim oluyorsun sen ? Kimsem. Karışamazsın o zaman bana ben annemi ve babamı hiç görmedim bugüne kadar kendi ayaklarımın üzerinde durdum ve kendim büyüttüm kendimi. Şimdi susacak mısın ?"

Sonunda anladı çatlak karı ya. Millet de dinliyor sadece biride demiyor ki sus teyze yeter. İnsanlık ölmüş valla ya. Otobüsten indim ve bara doğru ilerledim. 

Tam bara girecektim ki birisi önümü kesti. 

"Nereye gidiyorsunuz küçük hanım ?"

"İçeriye."

"Giremezsin."

"Allah Allah şu işe bak sen giremezmişim öyle mi ya. Dikmişler buraya baklavaları var yapılı diye. Ana kuzusu olduğunu bilmiyorlardı demek. Yada bir tekmele etkisiz hale getirileceğini." deyip kasığına bir tekme indirdim.

İçeri daldım ve iğrenç görüntülerle karşı karşıya geldim. Bu ne la böyle ne oluyoruz oğlum ? Gitmiş bunlar iyice. Gözlerimle Emir'i taradım ve görünce yanına doğru ilerledim.

"Senin ne işin var burada ?" dedi Emir bana sinirli bir şekilde bakarak. 

"Seni merak ettim."

"Sen beni merak ettin öyle mi ?"

"Ne olamaz mı ?" 

"Git buradan Asya şuanda konuşacak durumda değilim." dedi ve barın çıkışına doğru ilerlemeye başladı.

İyi gitsin bende burada takılabilirim numarası yapayım bari.

"Hemen bar masasına oturdum ve Emir'e baktım göz ucuyla bana doğru geliyordu. Sırıtışımı içime atarak ona tekrardan baktım. Kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı.

"Bıraksana ya kolumu."

"Yo hayır bırakmayacağım."

"Ama ben bırak diyorum."

"Bende hayır diyorum."

"Nereye gidiyoruz."

"Rahatça konuşabileceğimiz bir yere."

****

Sesimi çıkartmadım. Arabasından indiğimizde sahile doğru yürüdük. Emir'in elinde içki vardı.

"Ne buluyorsun o zıkkımda."

"Sanırım içmek, ertesi sabah tekrar hayata dönülebilen ve her gün tekrarlanabilen bir intihar biçimidir."

"Vay vay Emir efkarlı herhalde."

Güldü ve kumlara yattı. Bende yanına uzandım.

"Gökyüzü bazen ciğerlerime doluyor." dedi bana bakarak.

"Nasıl yani ?"

"Bütün oksijen içime giriyor ve ben boğuluyorum."

"Değişikmiş."

"Sen nasıl oldu da bana bunları konuşmaya teşfik ettirdin ?"

"Valla bir şey yapmadım."

"Tamam bir şey demedim bende zaten." dedi kahkaha atarak.

"Asya ?"

"Hım ?"

Ben ihtiyaç duyulmak istiyorum. Benim birisinin hayatında vazgeçilmez olmaya ihtiyacım var. Bütün boş vaktimi, egomu ve dikkatimi yiyip bitirecek birine ihtiyacım var. bana bağımlı birine. karşılıklı bağımlılığa. Bu kişide sensindir belki de ?"

Bir süre sessiz kaldım. Ne olmuştu bu çocuğa birden. Çok acı çeker bir hali vardı. Yapıştım dudaklarına bir anlık şaşkınlığı da olsa oda karşılık verdi bana sonra.

Dudaklarından ayrıldım. Onu öpmüştüm! Kendime şaşırıyordum.

Gözlerimi gözlerine diktim. Oda bana bakıyordu. Gözleri hayattaki en güzel şeydi sanki. Onların içinde kayboluyormuş gibi hissetim kendimi. Buradan gitmem lazımdı. Daha fazla utanmak istemiyordum. 

"Ben şey gitsem iyi olacak." dedim ve ayağa kalkarak yürümeye başladım. Bir şey demedi belli ki oda şaşırmıştı. 

Bu sefer taksiye bindim. Durgunlaşmıştım sanırım. Kendimi uykulu hissediyorum ve de halsiz ne olmuştu birden bana ?

Eve girdim ve Nil ile Poyraz'a baktım. Koltukta uyuyorlardı. Sessizce yukarı çıktım ve bende yatağıma girdim. Benimde uykum vardı zaten. Daha fazla dayanamayıp gözlerimi huzur dolu bir uykuya bıraktım.

Merhaba biriciklerim. Bölüm geç geldi farkındayım ama artık öyle olmayacak. Elimden geldiğince yakın aralıklarla paylaşacağım bölümleri. Bölüm hakkındaki görüşlerinizi votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizi seven yazarınız :****

TımarhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin