17-Papatya

240 13 0
                                    

Neden ben bir günü de ekşınsız geçen kızlardan olamadım. Böyle evde oturup gününü göt büyüterek geçirenlerden.

Emir bugün bir şeyler yapmayı teklif etmişti. Aslında benim için bu çok güzel bir şey çünkü onunla vakit geçirip eğlenmek hayatımdaki en kutsal şey!

Nil zaten Poyraz ile birlikteydi. Bu kız da beni iyice unuttumu ne? Ben onu daha sonra hallederim diyerek üstüme güzel bir şeyler giyip evden çıktım. Emir her zaman ki gibi beni kapıda bekliyordu.

"Hiç bir şey giymene gerek yokmuş aslında Asya!."

"Ne giyeceğimi de sana soracak değilim Emir. Hep sen benim neyimsin ki? "

"Her şeyin."

"Allah Allah kim demiş bunu?"

"Sen dün demiştin hani."

Ah tabi ya bir insan ancak en güzel böyle kalırdı.

"Evet çünkü öylesin."

"Teşekkürler."

"Ah canım rica ederim. Yontulmamış odunsun biliyorsun değil mi?"

"Tabi ki de biliyorum."

"Harika o zaman." dedi ve arabaya bindim. Oda benim arkamda arabaya bindi.

"Nereye gidiyoruz ?"

"Bowlinge."

"O ne be ?"

"Gidince görürsün." dedi ve arabanın gazını kökledi.

"Uçur beni Emir." dedim ellerimi havaya kaldırarak. Bu halime güldü ve arabayı daha hızlı sürmeye başladı.

"Şaka yapmıştım ben aslında."

"Kızım senin de bir dediğin bir tutmuyor."

"Kaç tutuyor 2 mi ?" deyip lafı yapıştırdım.

"Kaç tuttuğunu söylerdim ya şimdi neyse." deyip oda lafımı bana geri gönderdi.

"Pis ırz düşmanı sapık."

"Huyum kurusun öyleyimdir."

Hiç bir şey demeden kafamı cama yasladım ve dışarıya bakmaya başladım. Araba durduğunda Emir'e doğru baktım.

"Ne çabuk geldik."

"Ne sandın kızım benim Emir. Tabi hızlı geleceksin." Dedi sırıtarak.

"Hemen havalan zaten." Dedim ve alışveriş merkezinin girişine doğru yürümeye başladım. O sırada Emir'de benim arkamdan geldi. Birlikte üst kata çıktık. Bowlinge ikimizin adını yazdırdık ve oynamak için verilen ayakkabıları giydik ve kaygan zemine yürüdük.

İlk atış Emir'deydi.

"Çok iddalısın bakıyorum da." Dedim ona bakarak.

"Her zaman bowlingte ben kazanmışımdır." Dedi oda bana bakarak. Eline en ağır olan bowling topunu aldı ve ustaca bir atışla 9 tabutu devirdi. Ardından bende elime hafif olan bir topu alıp attım. Sadece 5 tabut devirebilmiştim. O kadar hafif tabutla SADECE 5 TANE.

Oyun bittikten sonra yüzüm mosmor olmuş bir şekilde Emir'e bakıyordum. Çünkü Emir 200 puanla kazanmıştı. 200 nedir abi ya. Kendimi zorlasam yapamam.

"Kesinlikle hile yaptın." Dedim somurtarak.

"Hayır kesinlikle hile yapmadım." Dedi oda bana bakarak.

Alışveriş merkezinden çıktıktan sonra karşıda ki gördüğüm parka doğru sürükledim Emir'i.

"Ne yapacağız bura da? He eğer oyun oynayacaksan söyle gideyim sana alıyım bir kova seti falan." Dedi sırıtarak.

"Sussana sen ben seviyorum parkları."

"Tamam ya." Dedi ve birlikte çimenlerin üstüne oturduk. Emir ayaklarını uzatıp bir ağaca yaslamıştı kafasını. Bende onun dizine yatmıştım hemen tabi. Bir süre o şekilde sessiz kaldıktan sonra Emir beni kaldırdı. Ve yapmış olduğu papatya tacını kafama koydu.

"Böyle daha güzel oldu." Dedi içimi ısıtacak sımsıcacık gülümsemesiyle. O gülümseme karşısın da hiç bir şey diyemedim. Emir bana iyice yaklaştı ve dudaklarıma yapıştı. Bende ani bir tepkiyle onu karşılık verdim.

"Papatyaları sevdiğimi nereden biliyorsun ?" Dedim nefes nefese.

"Ben senin her şeyini ezbere biliyorum." Dedi oda nefes nefese kalmış haliyle.

Tekrar dizine yattım.

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi ?" Dedi kafasını bana doğru eğerek.

"Tabi biliyorum. Bende seni seviyorum." Dedim gülümseyerek.

"Sen benim papatyamsın. Ve papatyalar asla yalan söylemez. Söz ver bana hiçbir zaman beni bırakmayacaksın."

"Her zaman yanında olacağım asla seni bırakmayacağım." Dedim bende onun elini tutarak.

Onu her zaman sevecektim. O hep benimle olacaktı. Ama y her şey tam tersine gider ve ben onu kaybedersem? O zaman ne yapacaktım?

Hepinizden binlerce kez özür dilerim. Bölüm yazamadım biliyorum. Ama bundan sonra daha sık yazacağıma söz veriyorum hepinize.Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizi seven yazarınız :****



TımarhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin