18-Hastane

215 11 0
                                    

Hayat her şeyi öğretirdi.

Bir çocuğa her zaman düşebileceğini ama hep onunla olacağını söylerdi annesi.

Babalar kızlarına nasıl dans edeceklerini öğretirdi mesela.


Bunların dışında bir de ben vardım. Benim gibi olanlar vardı. Ben dünyaya şansız gelmiştim ve hayatın şanssız bir kız olarak geçiriyordum.

Emir ile birlikte dolaşırken telefonuma gelen mesajla hastaneye gelmiştik.


Mesaj Nil'dendi.


Aslı hanımın hastalandığını ve onu acilen hastaneye kaldırdıklarını anlatan bir

mesaj atmıştı. O an kendimi çok kötü hissetmiştim neredeyse hayatımda olan tek insan şu anda yaşamak için can çekişiyordu.


Onu böyle düşünmek çok zordu. Ağlamak istiyor fakat ağlayamıyordum. Boğazımda düğümlenen o his beni rahat bırakmıyordu.

Hemen doktorların yanına gidip ne olduğunu sordum.


Tümörün yayıldığını ve beynine sıçradığını bu yüzden de beyin kanaması geçirdiğini ve durumunun kritik olup her şeye hazırlıklı olmamızı söylediler.

Her şeye hazırlıklı olmak? Ben bu güne neye hazırlıklı oldum ki? Daha fazla dayanamayıp yere çöktüm. Ve sonunda hüngür hüngür hıçkıra hıçkıra ağlamaya

başladım. Emir yanıma çöktü.


"Bunların hepsi geçecek. İyi olacaksın."

"Hiç bir şey olmayacak Emir. Ben hep bu lanet olası hayatı çekmek zorunda kalacağım. İstemiyorum. Bunu yaşamak istemiyorum." diye haykırdım.


"Şşşh geçecek bebeğim. Hepsi geçecek."dedi ve beni kollarının arasına alıp

kaldırdı. Birlikte koltuğa oturup beklemeye başladık.


****

Uyuduğumu fark edince hemen doğruldum. Emir bana bakıyordu.

"Ne oldu ? Aslı hanım nasıl ?"

"Hala yoğun bakımda çıkarmadılar." dedi kurumuş boğazıyla.

Tam o sırada Aslı hanımın odasına bir doktor koşarak girdi. Hemen koşarak cama yaslandım. Doktor Aslı hanıma elektroşok ile durmuş kalbini geri getirmeye çalışıyordu.

"Lütfen bir şeyler yapın. Ne olur geri dönsün. Lütfen onu geri getirin. Lütfen..."

Hıçkırıyor. Çığlık atıyor. Ölüyormuş gibi hissediyordum.

Ama o gitmişti.

Beni yalnız bırakmıştı.

Doktor odadan çıktığında ona doğru koştum.

"Nasıl olur bu ? Niçin onu kurtarmadın ? Neden ?" diye bağırdım. Emir gelip beni belimden tuttu. Kendine çevirdi ve bana sarıldı.

"Emir neden ben ? Neden ? Ne yaptım ben ? Benim bir suçum yoktu ki ? Ben hiç bir şey yapmadım. Emir ben hiç bir şey yapmadım." dedim hıçkırarak.

"Biliyorum güzelim. Senin bir suçun yok. Olmadı da." dedi ve hastanenin çıkışına doğru götürmeye çalıştı. Geri dönüp odasının camına baktım. En azından son bir kere. Bir kere olsun onu görmek istemiştim. Emir bana bakıyordu. Elini uzattı. Elini tuttum ve birlikte çıkışa gittik.

Arabaya bindiğimizde ikimizde konuşmuyorduk. Eve varana kadar da konuşmayı asla düşünmüyordum...


****

Cenazeye ben gidememiştim. Yapamamıştım bunu. Gidersem çok daha kötü olacağımı biliyordum çünkü. Ertesi günü hemen cenaze işlemlerini halletmişlerdi. Onu gömeceklerdi. Buna dayanamazdım. Evde tek başımaydım.


Göz yaşlarımı silerek koltuktan kalktım ve Aslı hanımın odasına doğru ilerledim. Odasına girdiğimde kendimi daha da kötü hissederek istemsizce ağlamalarımı çoğalttım. Odasında belli bir düzen vardı. Her şey yerli yerine dizilmişti. Kıyafet dolabının kapağını açtım ve içerisinden bir tişörtünü alıp burnuma götürdüm. Çok güzel kokuyordu. Bu benim biraz daha kötü durumda olmamı sağlıyordu. Tişörtü bir kenara bırakıp masasına doğru ilerledim. Masasında bir not vardı. Başının Asya olduğunu gördüğümde merakıma yenik düşüp sandalyeye oturdum ve okumaya başladım.


"Asya, güzel kızım. Seni her şeyden ama her şeyden çok seviyorum. Hayatımın çoğunluğunu senin için adadım. Her zaman senin yanında olmaya çalıştım. Bunu sana borçluydum. Hep güçlü kal. Bunu başarabilirsin. Kimse hep senin yanında olamaz. Bu hayatta her zaman tek başınasın. Bunu sakın unutma. Emir seni çok seviyor. Sana kısa sürede bağlandı. Ve seni hiç bir zaman bırakmaz. Onun değerini bil. Sakın birbirinizi üzmeyin. He koşulda birbirinizin yanında olun. Küçük şeyleri büyütmeyin. Sevginiz tükenmeyecek kadar çok, koşulsuz bir sevgi. Belki ben gittikten sonra bir şeyler öğreneceksin. Lütfen bana kızma. Ben böyle olmasını istememiştim. Ben ailenin benim yüzümden bu şekile gelmesini istememiştim. Sadece aşık olmuştum Asya. Ve aşkımın büyüklüğü ölçülemezdi. Bunun için oldu her şey. Bunun için bitti her şey. Kanserimin sebebi üzüntüden ve strestendi. Sana bunları söylemek istemedim. Sorgulayacaktın o zaman ne için üzgünsün neden stres yapıyorsun anlat bana diyecektin. Ve ben sana bunları anlatmaya hiç bir zaman hazır olmadım. Seni hiç bir zaman yalnız bırakmadım. Her zaman yanındaydım. Hep seni izledim. Kendimi hazır hissettim ve seni yanıma aldım. Sen benim bir tanemdin. Her zaman öyle olacaksın. Asya ben ben..."


Aslı hanımın neden bahsettiğini anlamamıştım bu mektup yarım kalmıştı anlaşılan çünkü devamı yoktu. Zannedersem bu sırada rahatsızlandı. İyide neden bahsediyordu? Nasıl her zaman benim yanımdaydı? Neyin bu hale gelmesini istememişti? Bunların hepsini öğrenmek istiyordum...




Hepinize merhaba biriciklerim :** Bölüm gecikmesi oldu yine :/ Ama emin olun artık her gün gelecek! Evet hemde her gün :) Vote ve yorum vermeyi unutmayın sizi seven yazarınız :****

TımarhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin