Game // Minsung

Şimdi Defolup Gidebilirsin

Woosung - LAZY

Yeji ve Sunwoo, Woojin'i döverken, Hyunjin ve Minho'da, Kevin ile Jacob'ı evlerine görüyorlardı.

"Siz iyisiniz değil mi?" Diye sordu Minho. Sadece kafa sallamakla yetinmişti arkadaşları.

"Hyunjin önce sizin eve gidelim ama benim eve dönmem lazım. Jisung'u çöp çıkaracağımı söyleyerek kandırdım ve neredeyse on dakika geçti. Şimdi aramaya başlar, diyecektim ki arıyor." Dedi Minho telefonunu eline alarak.

"Neredesin Minho?"

"Geliyorum Jisung. Bugün hiç Hyunjinleri görmediğim için yarın akşam yemeğe çağırmak için gitmiştim. Söyledim, şimdi geliyorum."

"Tamam. Ben de onları kahvaltıya çağırmıştım. AKşam yemeği daha mantıklı. Çabuk gel." Diyerek telefonu kapattı Jisung.

Bu sırada Yeji ve Sunwoo koşarak yanlarına gelmişti.

"Woojin'i bırakmadınız değil mi?" Diye sordu Kevin.

"Hayır onu dövüp, asla yapamayacağımız bir şey ile tehdit ettik. O da inandı. Yarın sizden ve Jisung'tan özür dileyip Kore'yi terk edecek." Dedi Sunwoo. Bu sırada merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Evleri üçüncü katta olduğu içinde çok uzun sürmemişti.

"İyi. O salaktan sonunda kurtulacağız. Neyse benim kaçmam lazım. Jacob hyung ve Kevin'a iyi bakın. Bir de siz beşiniz yarın bizim evde akşam yemeğine davetlisiniz. Ni-ki'yi de alıp gelin. Görüşürüz." Dedi Minho ve hızlıca merdivenlere yöneldi.

"Hyung!" Diye seslendi arkasından Sunwoo.

"Evet?"

"Şey ben buraya hem Kevin ve Jacob hyunga bakmak için hem de kalmak için gelmiştim. Shuhua ile kavga ettik ve onunla kalmak istemedim. Yejilerin ise evi fazla kalabalık. Acaba sizi-"

"Tamam. Anladım. Hadi gel." Dedi ve kolunu Sunwoo'nun omuzuna attı.

"Çok teşekkür ederim hyung. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım."

"Abartma canım. Seni kapının önüne koyacak değilim ya. Siz niye kavga ettiniz?"

"Jisung ile aynı anda anlatsam. Tekrar tekrar anlatmak istemiyorum."

"Tabii." Dedi Minho ve büyük, samimi bir gülümseme sundu.

Kısa bir süre içerisinde eve varmışlardı.

Minho kapıyı çalmadan önce fısıldayarak "Neler olduğunu anlatma. Jisung'u ne olduğunu biliyorsun. Biz yolda karşılaştık. Tamam mı?" Dedi.

Sunwoo kafasını salladıktan sonra çekinerek de olsa kapıyı çaldı Minho.

"Nerede kaldın se- Sunwoo?"

"Jisung, Hyunjinlerde olduğumu söylemiştim. Gelirken de Sunwoo ile karşılaştık. O yüzden."

"İçeri geçsenize." Dedi Jisung gülümseyerek. Hepsi salona geçip oturduğunda kucaklarına kediler çıkmıştı. Jisung kucağındaki kediyi severken Minho ve Sunwoo'ya bakıyordu.

"Bu saatte bizim blokta ne işin vardı!"

"Shuhua ile kavga ettim ve evden çıkıp gittim. Aslında Yejilerde gidecektim ama yolda Minho hyung ile karşılaştık. O da burada kalmamı istedi."

"Neden kavga ettiniz?" Diye sordu Jisung bu seferde.

"Aslında tam bir kavga sayılmazdı. Yine evde bana ne kadar yakın arkadaş olduğumuzdan bahsediyordu. Bana 'kardeşi' gibi olduğumu söylediğinde daha fazla dayanamadım. Ben de sadece bir kere bana 'arkadaş' dememesini istedim. Tabii ilk başta anlamadı. Sonra da arkadaş değil de 'sevgili' olmak istediğimi söyledim. Biraz ani olduğu için şaşırdı sanırım. Tabii bir de nefret eklenince tokat attı. Sinirlendiğim için bütün kızların aynı olduğunu ve erkekler böyle bir şey yapsa kızların delireceğini söyledim ve evden çıktım. Şimdi ise ne yapacağımı bilmiyorum." Dedi Sunwoo koltuğa yaslanarak.