Bunu Yapabilirsin

58 6 0
                                    

ATEEZ - THANXX


Jisung eve geldikten sonra odasına çekilmiş ve dinlenmesi için Minho'yu salonda bırakmıştı. O da uyuya kalmıştı tabii ki. Minho'nun işi çok fazla fiziksel güç istemediği halde bu son bir ayda çok yorulmuştu.

Saat çoktan akşam sekizi gösteriyordu. Jisung odasındayken 'bu saatte kim gelebilir ki?' diye düşündü kendi kendine. Kapıyı açıp gelenlere baktı. Gelenler Hongjoong ve Solar'dı.

"Hoşgeldiniz. Geçsenize noona, hyung." dedi Jisung. Onları görünce uykusu falan kalmamıştı.

Salona geçtiklerinde Minho'yu uyurken görüp sessizce bir yere oturdular.

"Kusura bakmayın. Ben onu uyandırayım." dedi ve Minho'ya doğru yöneldi Jisung.

"Jisung bırak da uyusun. Önemli değil." dedi Solar.

"Olur mu öyle şey! Siz ne kadar arkadaşı da olsanız patronusunuz sonuçta. Ben uyandırayım." dedi Jisung. Böyle durumları pek sevmezdi. Karşısında en yakın arkadaşları olmadığı sürece yatamazdı. Buna aileside dahildi. Jisung pek fazla ailesiyle yaşamamıştı. Bu durum yüzünden de onlara çok fazla saygı gösteriyor ve anne babadan çok bir büyükmüş gibi davranıyordu onlara.  

"Minho. Uyanmalısın. Solar noona ve Honjoong hyung geldi." Minho uyanmıyordu.

"Bebeğim beş dakika daha." dedi Minho gözlerini açmadan.

"Bebeğim biliyorum yorgunsun ama karşında iş arkadaşın ve patronun var. Hadi lütfen uyan bebeğim." dedi Jisung sakin ve fısıldar bir şekilde.

Minho zar zor da olsa uyanmıştı. Gözlerini açınca ilk önce Jisung'u görmeyi ummuştu ama karşısında patronu Solar vardı.

"Oh noona. Özür dilerim geldiğinizi duymadım." dedi hemen Minho.

"Önemli değil. Biz uğrayıp sana yeni aldığımız işi anlatmaya ve fikir vermeye geldik. Yani fikir derken nasıl bir iş olduğundan ve ne tasarlaman gerektiğinden bahsedeciğiz." dedi Solar.

"Peki noona." demişti sadece Minho. Her zamanki gibi kısa ve özdü.

Solar anlatmaya başlamıştı, arada Honjoong'da katılıyordu. Unuttuğu yerleri ve diğer ayrıntıları söylüyordu. Minho'da kafa sallayarak dinliyordu. Yaklaşık yirmi dakika sonra Solar anlatmayı bitirmişti.

"Yani biz çok önemli bir şirket ile çalışacağız. Burası zaten her zaman yaptığımız kısmı ama siz benden en öenmli şeyi istiyorsunuz. Hem sadece benden de değil, Jisung'dan istiyorsunuz." dedi Minho. Bu durum Jisung'u da çok şaşırtmıştı. Çünkü onun işi grafik tasarımı değildi. O mimarlık öğrencisiydi.

"Noona. Sizi iyice dinledim ama ben bunu yapamam. Ben mimarlık okuyorum. Ben size tasarım yapamam." dedi Jisung.

"Jisung seni anlıyoruz ama bu iş bizim için çok önemli. Ayrıca bize reklam müziği lazım. Senden bunu istiyoruz. Evet bu en önemli kısım. Çünkü herkesin aklında kalması ve dile takılması gerek ama sen bunu yapabilirsin. Daha önce de müzik yapmıştık reklam için. Orada düzenlemeye yardım etmiştin. Bu sefer baştan yapmanı istiyoruz." dedi Solar.

"Bunu yapabilirsin." diye de ekledi Honjoong.

Jisung bunu ters çeviremezdi. Ona güveniyorlardı. Çok meşguldü. Önünde beş günü ve yapılması gereken üç katlı bir maket vardı. Yine de ona güvendikleri için karşı koyamıyordu. Zor ve bir o kadar da önemli olsa da bunu yapacaktı. Yapması gerekiyordu.

"Peki noona. Bunu sizin için yapacağım ama eğer güzel olmazsa..."

"Merak etme Jisung bunu yapacaksın. Biz de artık kalkalım." dedi Solar ayağa kalkarken.

"Noona biraz daha otursaydınız. Yemek yerdik." dedi Minho.

"Siz ikiniz yiyin. Sen de dinlen. Biz Honjoong ile dışarıda yiyeceğiz." dedi Solar.

"Peki noona. Görüşürüz." diyerek onları uğurladı Minho.

Minho ve Jisung mutfağa geçip bir şeyler hazırlamaya başlamışlardı. Daha doğrusu Jisung hazırlıyordu, Minho'da ona arkasından sarılmış ve nereye giderse takip ediyordu.

"Bebeğim. Beni bırakıp yardım eder misin?" diye sordu.

"Yaptığın yemeği batırmak mı istiyorsun? Ben böyle iyiyim." dedi Minho.

"Açıkçası istemiyorum. Sen öyle kal ama bulaşıkları sen yıkarsın." dedi Jisung. Bir yandan da Minho'ya dönmüştü.

"Sen nasıl istersen sevgilim." dedi ve dudağına küçük bir öpücük kondurdu Minho. Tabii Jisung'un daha fazla öpmesini beklememişti. Minho'ya göre hava hoştu. O hep Jisung'u öpmeyi sevmişti, Jisung da severdi öpmeyi ama genelde böyle davranmazdı. Jisung, Minho'yu sık sık ve küçük öpücüklerle ödüllendirirdi.

Jisung dudaklarını Minho'nunkilerden ayırdıktan sonra sadece gözlerine bakmıştı.

"Bebeğim. Senden böyle bir şey görmemiştim. Ne oldu? Sen de mi değişmeyi seçtin?" dedi Minho gülerek.

Evet değişmek. Jisung toplum içinde Minho'yu öpmekten veya elini tutmaktan ya da başka bir şey yapmaktan çekinmezdi ama Minho çekinirdi.

Minho'da sık sık Jisung'u öpmek isterdi. Öperdi de. Çünkü Jisung öpülmeyi severdi ama genelde küçük öpücükler ile. Daha önce birkaç sefer dışında böyle bir şeyi hiç yapmamıştı.

"Hayır bebeğim. Değişmedim. Bu halimden mutluyum. Sadece canım seni öpmek istedi." dedi Jisung.

"Peki ama yemeğin yanmak üzere." dedi Minho gülerek.

Jisung panikle arkasını dönüp yemeğini karıştırmaya başladı.

"Yanmamış. Kurtardım. Beni bu kadar oyalama Minho. Yemek yapıyorum. Hadi sen sofrayı kur." diyerek eline tabakları tutuşturdu.

"Peki." diyerek masaya tabakları yerleştirmeye başlamıştı.

-

Uzun uzun yemeklerini yedikten sonra Jisung bulaşıkları lavaboya koydu. Sonra Minho'ya dönüp "Bulaşıklar seni bekliyor bebeğim." deyip salona geçmişti. Minho ise tek kelime bile etmeden bulaşıkları yıkamaya başlamıştı.

Jisung salona giderken kedileri kucağına almıştı. Koltuğa oturup kedileri de kucağına oturttuktan sonra onları okşamaya başlamıştı. Bir yandan da izleyecek bir şeyler bulmaya çalışyordu.

Bugün biraz geç yemek yemişlerdi. Saat dokuza geliyordu yemek yediklerinde.

Şuan ikiside yorgundu. Minho bulaşıkları yıkayıp salona gitmişti.

"Bebeğim. Ne zaman yatacağız. Ben çok yorgunum." dedi Minho.

"Biliyorum. Birazdan yatarız. Çünkü şimdi yemek yedik. Direk yatamayız. Yarın evdesin zaten." dedi Jisung.

"Peki bebeğim ama bak söz verdin yarın evde kalacağız." dedi Minho.

"Tamam bebeğim. Ben zaten yarın bütün gün maket yapacağım. Erken kalkmam gerekecek." diyerek ona sarılmıştı Jisung.

"Bugün ne kadarını yaptın?"

"Sadece tabanını yapabildim. Sanırım çok zor olacak. Bu arada reklam müziği ne zamana kadardı?"

"Onun için acele etme. Daha zamanın var. Yaklaşık bir ayın var."

Jisung kafasını sallayıp tekrar Minho'ya sarıldı.

Game // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin