Beğenin lütfen 😽
Suna güvenliğin yanına gitmiş ve burada beklememi istemişti.
Uzaktan, onun güvenlik ile konuşmasını izliyordum.
Birkaç dakika sonra Suna, elinde bir battaniye ile geldi. Şaşırarak battaniyeye baktım, "Yok artık... Battaniye de mi var burada?"
"Kagami abi geceleri soğuk olur diye battaniye tutuyor burada."
'Kagami abi' diye bahsettiği kişi güvenlik olmalıydı. Anlarcasına başımı salladım.
Okula doğru adımlamaya başlayınca ben de peşinden gitmeye başladım. "Nerede uyuyacağız?"
"Sınıfta."
"Masada mı?"
Bana döndü, "Başka nerede uyumak istersiniz Lora Hanım?"
Alaylı bir sesle söylemişti, hiçbir şey demedim ve okula girdik.
Karanlık koridorlarda yürürken etrafı incelemeye çalışıyordum ama pek bir şey görünmüyordu. Sadece dışardan gelen ışık ile az çok önünüzü görebilirdiniz.
Önümde yürüyen Suna bir anda durunca hızımı ayarlayamayıp sırtına çarptım. Hemen bir adım geri çekildim ve fısıldayarak konuştum, "Özür dilerim."
Dışardan yansıyan ışık tam gözlerine geliyor ve gözlerini parlatıyordu. Hafifçe güldü, "Neden fısıldayarak konuşuyorsun?"
Etrafa baktım ve geri ona döndüm, "Böyle bir ortamda nedense sessiz olmam gerekmiş gibi hissettim."
Suna daha da çok güldü ve önünde durduğumuz sınıfın kapısını açtı. Ben de hemen arkasından sınıfa girdim.
En arkada, kaloriferin yanına gidiyorduk. "Burası benim sınıfımdı."
Suna'nın dediği şey ile etrafa daha da dikkatli bakmaya başlamıştım. Demek burası onun sınıfıydı? Gençliği burada geçmişti.
En arkada, kaloriferin hemen dibindeki masanın önünde durdu, oturmamı ister gibi bakıyordu.
Oturdum ve sola kaydım, Suna'da yanıma oturdu ve sırtımıza battaniyeyi örttü.
Gözlerimi ona çevirdim, "Böyle rahat edecek misin? İstersen yer değişebiliriz."
Benim oturduğum tarafta kalorifer vardı, bu yüzden daha sıcaktı ama Suna üşüyebilirdi.
Kollarını masaya yerleştirdi ve kafasını kollarına yaslayarak bana baktı, "Saat çok geç oldu. Uyu artık."
"Peki..."
Ben de onun yaptığı şekilde başımı kollarıma yasladım ve gözlerimi kapadım.
~~~~~~~~~~~~~~~
"Bunlar kim lan?"
"Şu çocuk bu okuldan mezun olan voleybolcu, Suna Rintarou değil mi?!"
"Oha! Evet o! Yakından daha yakışıklı!"
"Yanındaki kız kim ki?"
"Bence uyandırmalıyız, ders başlayacak yakında."
Bir telefon çalışı ile herkes sustu, ben de gözlerimi kırpıştırarak açtım. Tam karşımda Suna uyuyordu ama o da birkaç saniye sonra telefonun çalışı yüzünden yüzünü buruşturarak doğruldu.
İkimiz de doğrulup etrafa baktık, birkaç saniye sonra neler olduğunu anlamıştık. Okulda uyumuştuk ve öğrenciler gelmişti...
Suna sinirle cebinden telefonunu çıkardı ve isme bakarak açtı. "Ne var Atsumu?!"
*Olum nerdesin? Saat kaç oldu yoksun antrenmanda! Koç burada bizim ağzımıza sıçıyo-*
Telefonun diğer tarafından birkaç saniyelik kargaşa oldu, bu sefer biraz daha farklı ses tonunda biri konuşuyordu.
*Suna.*
Suna derin bir nefes alarak alnını ovaladı, "Osamu."
*Hele bir yarım saate burada olma, koçu geç ben senin ağzına sıçaca-*
Suna telefonu kapatarak ayağa kalktı. Önce etrafımızdaki çocuklara baktı, daha sonra bana döndü. "Günaydın."
Ben de ayağa kalktım ve kollarımı esnettim, "Günaydın."
Suna hemen battaniyeyi elinde toparladı ve diğer eliyle de bileğimi tutarak sınıftan çıktı. Koridorda tüm çocuklar şaşkın bir şekilde bize bakıyordu.
Battaniyeyi güvenliğe teslim ettik ve okuldan çıktık. Suna beni eve bırakmak istese de itiraz etmiştim.
Telefondan duyduğum seslere göre antrenmana yetişmesi gerekiyordu, daha fazla geç kalmasına gerek yoktu.
Derin bir nefes alarak saçlarını karıştırdı, "Emin misin? Seni eve bırakabilirim."
"Antrenmana gider misin artık? Ben zaten eve gidip hemen okula gideceğim."
Suna bunu her ne kadar istemiyormuş gibi gözükse de daha fazla uzatmadı. "Peki o zaman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suna x Reader (Haikyuu x Reader)
FanfictionSadece ev arayan bir kızdı oysaki. Nereden bilebilirdi ki, evinde yaşamaya başladığı çocuğun, ruhunu kurtaracağını?