Burada kalalım mı?

3.1K 319 112
                                    

Beğenin lütfen 😽

Saat artık gece yarısını bile geçmişti. Suna, hâlâ bileğimi tutuyor ve birlikte yürüyorduk.

Bu durumdan rahatsız değildim, hatta nedenini anlamadığım bir şekilde çok rahattım. Normalde, bir erkek sizi, nereye gittiğinizi söylemeden bir yere götürüyorsa ve saat gece yarısını geçtiyse korkmanız daha büyük bir ihtimal olurdu.

Nereye gittiğimizi sormuyordum çünkü dışarda, karanlık sokaklarda 2 saat yürüsek bile Suna bana nereye gittiğimizi sormamıştı.

Saatler sonunda bir okulun önünde durduk. Gözlerimi kısarak okulun adını okumaya başladım.

'Inarizaki Lisesi' yazıyordu, okulun büyük tabelasında.

Suna, elimi bıraktı ve okulun güvenliğine gitti. Güvenlik kafasını pencereden çıkarmış Suna ile konuşuyordu.

Birkaç dakikalık konuşma ardından güvenlik gülümseyerek kafasını salladı ve kapıları açtı.

Suna bana döndü ve 'Gel' dercesine işaret yaptı. Hızlı adımlarla onun yanına ilerledim ve birlikte okula girdik.

Okulun bahçesinde yürürken mırıldandım, "Güvenlik nasıl izin verdi?"

"Beni tanıyor, sever beni."

Spor salonunun önüne girdik, Suna kapıya ilerledi ve açmaya çalıştı.

"Kilitlidir burası."

Bana döndü, "Anahtarı alırız o zaman."

"Anahtarı nereden bulaca-"

Suna, birkaç metre ötedeki odaya ilerledi ve odanın yanındaki saksının altından bir anahtar çıkardı.

"Yok artık..."

Gülümseyerek anahtarı elinde sallamaya başladı ve tekrar kapıya ilerledi. "Kim olursa olsun, her zaman yedek anahtarı orada saklardık."

Suna kapıyı açtı ve içeri girip ışıkları yaktı. Işıklar teker teker yanmaya başladı ve büyük salonu aydınlattı.

Gözlerim ilk birkaç saniye birden bire ışık gördüğüm için kamaşsa bile daha sonra alıştım ve etrafa bakmaya başladım.

Suna, duvar köşesinde sepette duran voleybol toplarına ilerliyordu. "Burada okudum ben."

Eline bir top aldı ve bir elinden öbür eline atarken bana doğru yaklaşmaya başladı. "Tüm gençliğim burada geçti. Voleybola da burada başladım."

Hiçbir şey demeden onu izliyordum.

Benim yanımdan geçti ve voleybol filesinin önünde durdu. "Burada binlerce kez antrenman yaptık. Güldük, eğlendik, burada içtiğimiz zaman bile oldu." O anıları aklına gelmiş gibi güldü, "Tabii cezasını da aldık."

Dediği ile ben de hafifçe sırıttım. Fileden uzaklaştı ve topu havaya attı, daha sonra birkaç adım koştu ve zıplayarak topa vurdu. Top sertçe filenin diğer tarafına geçerken ben, etkilenmiş bir şekilde Suna'ya bakıyordum.

Çok güzel zıplamıştı, çok güzel vurmuştu, sanki bu onun bir parçası gibiydi.

Gözleri bana kaydı, "Ne zaman moralim bozuk olsa buraya gelirim, sonuçta burada büyüdüm. Ne bok yaşadıysam her şey burada oldu."

Bana doğru yaklaştı, "Ben sana voleybolu öğreteceğim." Bileğimden tuttu ve beni topların olduğu yere götürmeye başladı. "Sen de bana resim yapmayı öğretirsin."

~~~~~~~~~~~~~~~

2 saat, şakasız 2 saat Suna ile voleybol oynamıştım. Bana pas atmayı, manşet atmayı ve başka şeyleri öğretmişti.

Saat gece 3'e geliyordu ama ikimizin de umrunda değil gibiydi.

Spor salonundan çıktığımızda havanın soğukluğu ile titredim. Suna kapıyı kitledi ve anahtarı önce aldığı yere götürmeye başladı.

Ben de onun peşinden gidiyordum.

Anahtarı aldığı yerine koydu ve bana döndü. Beni baştan aşağı süzdü. "Hava soğuk..." Diyerek mırıldandı.

"Çok değil."

Bir süre yüzümü inceledi, "Hayır, çok."

Arkasını döndü ve gökyüzüne baktı. "Lora..." Dedi, sesinden sanki 'Birazdan saçma bir şey söyleyeceğim, lütfen bana deliymişim gibi bakma.' diyormuş gibiydi.

"Efendim?"

Kafasını çevirip bana baktı, "Burada kalalım mı?"

Bir süre sessizce ona baktım, başkası olsa muhtemelen manyak olduğunu söyler ve eve gitmek isterdi.

Ama daha birkaç saat önce, 'Sen ne istersen onu yapardım. İstersen ülke dışına çıkardık.' diyen Suna değil miydi?

Ben neden ona, bu saçmalıklarda karşılık vermiyordum ki?

"Olur." Dedim, sesimde çok az bile kararsızlık yoktu. Gayet nettim, burada kalabilirdim.

Suna x Reader (Haikyuu x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin