3-amo

519 64 9
                                    

*. 2 yıl önce *

"Elimi tut Felix."

Nasıl dengede durabiliyor? Ya düşersem? Gözlerim hala ayağımda ki patendeydi. Söylediklerini duymayacak kadar derinlere dalmış olmalıyım ki, yanıma geldi. Ellerimi tutup beni oturduğum bankta çekti. Anın korkusuyla ellerini sıkıca tuttum.

" ahaha.. Tutuyorum korkma."

Başımı hafifçe kaldırmamla gülümsemesiyle karşılaştım. Alay mı ediyordu? Daha çok güven vericiydi. Geriye doğru giderken beni de peşinden götürüyordu. Ellerinden biri elimi bıraktı arkasını dönüp ellerimi beline yerleştirdi.

" tişörtüme tutunabilirsin. Düşmeyeceksin."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Çünkü ben varım. Düşmene izin vermeyeceğim."

Gülümsedim. Söz vermese bile beni tutacağını biliyorum. İlk tanıştığımız gün gibi. Yanıma gelmiş, benimle konuşmuştu. İhtiyacım olan şey konuşmaktı yada... Bu saçmaydı. Arkadaştık.

Düşüncelerimi rüzgarla beraber gelen hoş koku dağıttı. Portakal çiçeği, o zaman ki koku. Gözlerim kokunun nereden geleceğini aradı. Yüzüme değen hafif saç uçlarıyla başımı önümde ki kişiye çevirdim.

Koku saçlarından geliyordu. Emin olmak istiyorum. Biraz daha yaklaşıp derin bir nefes aldım. İlkbaharda açan portakal çiçekleri gibiydi.

"Ne yapıyorsun Felix?"

Kapalı olan gözlerimi açtım. Omzunun üstünden bakan yüzünü görmemle gülümsedim.

"Saçların güzel kokuyor."

Gülümseyerek tekrar önüne döndü.

" bir şeyler yemek ister misin?"

"Hıhım.."

***

"Saçlarımı boyamak istiyorum."

Dondurmasını yerken bir taraftan da ne yapmak istediğini anlatıyordu. Onun sarı saçlarına alışmıştım. Bana sevdiğim manzaraları hatırlatıyor. Her gün bir çok kişinin geçip de fark etmediği o manzara.
Bir çok rengin arasında en parlak olanın o olduğunu, belki kimsenin sevmediği, fark etmedi bir çok şeyi görmemi sağlıyordu.

Gözleri, gözlerimi buldu. Uzunca cevap vermediğim için dinlemediğimi düşünmüş olmalıydı. Gülümsedim. Ellerim uzun saçlarına ilerledi.

Önüne düşen tutamları kulağının arkasına sıkıştırdım. Ağzında tuttuğu kaşığı çıkarıp, elini kalbinin üzerine koydu.

"Ah.. Tanrım birisi benim için saçımla ilgilendi. Sanırım öleceğim."

Abartılı cümlesiyle kendini arkaya bırakıp ölmüyormuş gibi yaptı.

"Oh, Felix bu kadar acımasız olma."

Ellerimi çenemin altında birleştirip onu izledim. Tekrar dondurmasını yemeye başladığı zaman aynı şeyi tekrarladı.

"Sence ne renk yapmalıyım saçlarımı?"

Ciddden yapmak istiyor gibi. Gözlerim saçlarına tekrar kaydı. Bir taraftan beni izlerken diğer taraftan dondurmasını hızla yiyordu.

" Siyah güzel olacaktır."

Kaşları çatıldı. Ağzında ki kaşığı çıkarıp bana doğru sallayarak başıyla onayladı. Sevimliydi.

***

09. 06. 2021


apaixonar-se  - hyunlix - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin