10-T'as vu?

356 42 3
                                    

"Hey bakın! Yıldız kayıyor."

Arkadaşımın eliyle gösterdiği gökyüzüne başımı kaldırarak baktım.  Yanında ona battaniyesi ile sarılan lee know vardı. Uzattığı parmağını ısırdı. Acıyla bağıran jisung , yanında ki kişiye baktı.

"Neden ısırdın?"

"Çok küçüktü, ısırmak istedim." dediğinde jisung'un  bakışları az önce ısırılan parmağına kaydı. Cidden küçük mü diye bakıyordu.

"Felix elini uzat." dediğinde bana doğru dizleri üstünde ilerledi.

Ne yapmaya çalışıyordu? Bileğimi tutup kaldırdı. Elini elime yerleştirip parmaklarımızın uzunluğunu ölçtü. Daha sonra hyunjin'in bileğini tutup benim elimi yaklaştırdı.

Sıcak elleri küçük ellerimi sıcaklığı ile ısıttı. Uzun parmaklarını izlerken onun gözleri de benim ellerimin üstündeydi. Jisung kıkırdayarak önce onun parmaklarını elime kenetlendi. Daha sonra  hiç bir şey söylemeden yerine gitti.

İkisi başka bir şey hakkında konuşurken bizi bıraktığı yerde takılı kalmıştık. Bu neydi şimdi? Sertçe yutkunum. Hala sıcak eli arasında duran elimi çekmemiştim. Özlediğim sıcaklık, şimdi şuan elimdeydi.

Aklıma dün ki söyledikleri geldi. ' İnsanların çift yaratıldığını duymuştum. Belki de ikimizin benzettiği kişilere sadece görüntü olarak benziyoruzdur.' Acı göğsüme yayılırken, derin bir nefes aldım. O kişi şuan karşımda, elini tuttuğum kişiydi. Buna kalbimle inanıyordum. Parmaklarımı onun yaptığı gibi, kenetleyip  kulağına doğru yaklaştım.

"O kişi sensin hyunjin. Hatırlamanı sağlayacağım." dediğim de titredi.

Yanağını okşayan dudaklarımdan mı yoksa o sırada esen rüzgardan dolayı mıydı? Karanlığı aydınlatan ay ile az çok görünen kırmızılık yanağını boyamıştı. Gülümseyerek bakışlarımı karşımızda ki gölete çevirdim. Hala sıcak eli, elimdeydi.  Sıcaklığa alıştığı için mi bırakmamıştı bilmiyorum ama ben az önce ki cesaretim yüzünden bırakmıyordum.

*

"Bugün ki durağımız hakkında sizlere biraz bilgi vereyim. Öncelikle ben Han jisung, hemen yanımda göz bebeğimiz Felix ve yanımda  bebeği hyunjin ahahaha bakma bana öyle! Korkutacaksın izleyicileri." dediği sırada kamerayı önümüzde ilerleyen büyüğümüze çevirdi.

Az önce ki bakışları, seri katiller gibiydi. Onların arasında bir şey mi vardı? Ayrıca jisung gibi birisiyle nasıl bu kadar kolay yakınlaştılar?

" Bir kedi gördüm. Her an beni yiyebilir! Tanrım!!! çek partilerini üstümden." şimdi o kedi seni yiyecek, içimden geçirdiğimle gülümseyip önümüzde ki görüntüden bakışlarımı ayırdım.

"İster misin?" uzattığı sütü gülümseyerek elinden aldım. Pipetini önümdekileri izleyerek geçirmeyi denerken o elimden aldı. Pipeti benim için geçirdiğin de bana tekrar uzattı.

"Teşekkürler."

"Hey bebeğim kamera bizi izliyor." jisung göğsündeki elleri kayıt alan kamerayı kapatıp, ellerin sahibine gülümseyerek baktı.

Hala onların üzerinde olan bakışlarımızdan rahatsız olan ikili birbirlerinden uzaklaştı. Jisung kamerayı ayarlayıp tekrar kayıt almaya başladı.

*

" Burası eskiden dua edilmek için gelinen efsanevi bir mekanmış. Bulduğum yazılarda şunlar vardı. Çağı, hangi yıl olduğu belli olmayan bir efsaneye göre, doğudan batıya göç edenlerin inançlarına göre suya kanını akıtıp duanı etmek o kişiyi tanrıya yaklaştırırmış... "

Jisung önümüzde ki suya yaklaşıtı. Çıplak ayaklarıyla suyun içine doğru ilerlerken güldü. Sanırım beklediği kadar korkunç bir şey yoktu.

"... Daha sonraları buraya gelen kişiler geri dönmeden kaybolmuş. Efsanenin bu tarafları garipleşiyor. Tanrıya yakın olmaktan kasıtları, ölümüne kanlarını feda etmek. Söylentiyle gölü korumak için bir kaç kişi görevlendirilmiş. Bir gece genç bir adam gelmiş. Fakir olduğu için sevgilisiyle evlenmesine ailesi karşıymış. Genç adam ağlayarak göle doğru derdini anlatmış. O sırada gölde bir ses duyulmuş.  Dileği karşılığında ne vereceğini sormuş. Genç adam hemen elini kesip kanını akıtmış göle. Aynı ses bunun yeterli olmadığını belirtip, dileği karşılığında ilk doğan çocuğunu ona kurban etmesini istemiş. Genç adam o anlık sevinçle kabul ederken, olaylar böyle başlamış. Bütün köy yavaşça insanların gelmediği yer haline gelmiş. Kimse o genç adama ne olduğunu bilmiyormuş. " hikayenin bitmesiyle hyunjin gölde ki bakışlarını bana çevirdi.

Jisung beline kadar gelen suyun içine baktı. Gözleri büyürken koşarak bize doğru geliyordu. Koşmaktan çok çırpınıyordu. Düşmekten son anda lee know onu kurtarmıştı. Kolundan tutup yardım etmiş. Elini tutarak kendisine çekmişti küçük bedeni. 

"Bu yüzden su kızıl görünüyor." hyunjin'in sesi rüzgarla birbirine sürtünen su kamışları ile ninni gibi gelmişti.  Onu başımla onaylayıp yüzünü izledim.

Bileğimi kavrayan büyük el ile kendime geldim. Bakışlarım yüzünden elimize doğru indirdim. İkimizi suyun içine sürüklemesine izin verdim. Suyun içinde ki oynu bana eskiyi hatırlattı. O hala eskisi gibiydi. Eşsiz güzellikte.

***
16.06.2021

apaixonar-se  - hyunlix - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin