8-falso

394 44 3
                                    

* 2 yıl önce.. *

Onun için endişelenmem gerekiyor mu? Ismi ekranda görünen numarayı aramak ile aramamak arasında gidiyordum. Bir kaç gündür onu ne görmüş ne de bir mesajını almıştım.

Merak ediyorum. Nerede olabileceği hakkında fikrim de yok. Saat fazlasıyla geç olmuştu. Rahatsız etmek de istemiyorum. Biraz daha zaman tanıyıp, onun beni aramasını bekleyeceğim. Evet öyle yapmalıyım. Telefonu masaya bıraktım. Yüzümü ellerimin arasına alıp, onu fazla düşünmemeyi denedim. İmkansızdı.

Evden çıkalı birkaç saat ancak olmuştu. Kendimi her zaman ki yerime gitmeye engel olamadım. Denizin sakinleştirici bir özelliği vardı. Şimdi olduğu gibi. Karanlık geceyi aydınlatan yıldızlar bu kez ay'ı yanlız bırakmamış, insanların eli değmiş turuncu ışıklar ile denizi daha bir hoş yapıyordu sanki.

Ellerim pantolonumun ceplerinde hep oturduğum banka doğru yürüdüm. Onunla ilk tanıştığım yere. Gökyüzünde ki gözlerim yaklaştığımı hissettiğim de aradığım banka indi. Beynim onu fazla düşünüyor olmalı, hep oturduğum yerde onu görmeye başladım. Hareketsiz duran beden gökyüzünü izlerken hafiften hareketlendi. Hayal olduğunu düşündüğüm kişi şimdi elleriyle dudaklarının üstünü kapatmış, sessizce iç çekiyordu.

Ağlıyordu. Dolu gözleriyle tekrar gökyüzüne baktı. Durmadan akan göz yaşlarını silmedi. Göğsümü ele geçiren acı diğerlerine göre daha farklıydı. Acısını paylaşıyor gibiyim. İsmini söylemek için açtığım, yapamadım. Bir şey, engel oluyordu. Küçük adımlarla yanına yaklaştım. Fark etmemişti. Ne yapmalıyım? Burada olmam doğru muydu? Düşüncelerime zıt olan bedenim saçlarını okşamak için hareket etti.

Yumuşak saçlarına temasım ile başını bana doğru çevirdi. Ay şimdi onun arkasında kalmıştı. Buna rağmen ıslak olan gözleri parlıyordu. Saçların da ki elimi tuttu. Kendisine çekip sıkıca sarıldı. Başını omzuma ağlıyordu, ne olmuştu ona böyle. Ellerimin biri   sırtını diğeri saçlarını okşuyor sakinleşmesini bekliyordum. O gece sadece ağladı. Sormadım, o da neden ağladığını anlatmadı.

*

"Şehir dışında bir yere gidiyoruz."

Kayıt almaya başlayan arkadaşıma doğru konuştum. Kamerayı önce ilerlediğini yola çevirdi. Daha sonra bana dönmesiyle yapacaklarımız hakkında konuştum.

"Bir çoğunuz buna çok geç ulaşacaksınız, gittiğimiz yerde telefonlar çekmiyor."

Arka koltukta onunla yan yana otururken, önde arkadaşım onun yanında Lee Know arabayı sürüyordu. Jisung elinde ki kamerayı arabanın önüne yerleştirip konuşmaya başladı.

"Gideceğimiz yeri merak ediyorsunuz değil mi? Fazla gizemli yerler."

"Yazılanları okudun mu?" sorum hepsinin gözlerini üzerime toplamıştı. Onunla eğlenmek istiyorum.

"Hayır, ne yazıyordu?" dedi Jisung. Üst üste kırpktığı gözleriyle gülümsedim.

"Efsanevi bir yaratığın olduğunu. Bu yüzden kimse oraya gitmiyormuş. Umarım bu tür şeylere inanmıyorsundur."

Gülümsemeye çalıştı.

"İnanmıyorum tabi ki, ama merakım dan soruyorum. Nasıl bir şey?"

Hatırlamaya çalışıyormuş gibi yaptım. Gözlerim dikiz aynasından bana bakan büyüğümle karşılaştı. Gülümsediğine göre o ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı.  Gözlerim bu kez yanımda ki kişiye kaydı. Bakışlarımız birleştiği an gülümsedi.

***

Bu bölümden emin değilim. Her an silebilirim.

13.06.2021

apaixonar-se  - hyunlix - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin