♛BÖLÜM 21- ''KAYIP ANILAR.''

952 39 8
                                    

Media'da Big Ben.

Asya'nın Anlatımından.

Londra'ya geleli 4 gün olmuştu. bu 4 gün içerisinde sürekli hastaneye gitmiştik. Poyraz odadan çıktığı anda doktora cidden neyim olduğunu sormuştum. Birşey sakladıklarını biliyordum. Ama.. Beynimde olan bir tümör'ü beklemiyordum. Kötü huylu bir tümör değildi. Zamanla aşılacak türdendi. Şuana kadar geçirdiğimiz 4 gün içinde çok şey yaşamıştık. Poyraz, Bana her defasında geçmişimi hatırlatmaya çalışıyordu. Aklımda kalan son anı sadece o lanet kazaydı. Burnumdaki ince sızı, ağlamak üzere olduğum habercisiydi. Poyraz Gündoğdu Birkaç işi olduğu için dışarı çıkmıştı. Elimdeki kahveyle londranın eşsiz güzelliğene bakıyordum. Bugün Big ben'e gidecek Poyraz'ın arkadaşlarıyla tanışacaktık. Arkadaşlarından biraz bahsetmişti. Alexis , Kate , Luke , Cloa , Andra.. Poyraz, Arkadaşlarını anlatırken o kadar heyecanlıydı ki.. Elimdeki kahveden bir yudum daha aldım. Nedense şu 4 gündür yiğit aklıma gelmiyordu. Onla geçirdiğimiz anılar, Sanki şu 4 günde silinmişti. İçimde bi burukluk vardı. Sanki.. Sanki yakın zamanda birini kaybetmiş hissiyle doluydum. Yeşim'i merak etmiştim. Sahi o ne yapıyordu ? 4 Gündür miray sık sık arıyordu fakat yeşim'den ses çıkmıyordu. Kapının açılma sesiyle dikkatimi kapıdan içeri giren poyraza verdim. Siyah deri ceketinin altındaki gri tişörtü ve siyah pantolunu çok güzel bir uyum içerisindeydi. Gülümseyerek bana baktıktan sonra konuşmaya başladı.

''Çocuklar seni bekliyor .. Gidelim mi ?''

Miray'ın Anlatımından.

Kaybetmek. 9 Harf , 3 Hece , Binlerce anlam. Bendeki kayıp birsürü anlam içeriyordu. Ailemi , tek tek kaybediyordum. Annem ve babamın ölümünden sonra , sarı kızı kaybetmem en ağırı olmuştu. Yeşim, zamansızca ayrılmıştı aramızdan. Tam hayatımız normale döndü derken, ölüm yeniden kapımızı çalmış , oluşturamadığımız düzenimizi dahada berbat hale getirmişti. Tek ailem Asya kalmıştı. Cennet annem, babam ve Yeşimden sonra, Asyayıda çağırıyordu. Daha sarı kızımın toprağı kurumadan , Mavişimi toprağa veremezdim. Bende onunla çamura bulanır, Toprağa karışırdım o zaman. Bedenimdeki Kayıp anılar gün yüzüne çıkıyor her gün beni dahada dibe çekiyordu. Gücüm kalmamış hissediyordum. Uygar ve Rüzgar'ı başımdan savduktan sonra sarı kızımı ziyarete geldim. Biz buraya 3 Kardeş anne ve babamız için gelirken belkide gün gelecek tek kardeş olarak tüm ailem için gelecektim. Aklıma gelen anıyla acıyla gülümsedim.

-FLASHBACK-

''Ya anne söylesene hangimiz daha güzel olmuşuzzz'' Diye bağırdı yeşim. Ben onları izlerken asya hala etek seçmekle uğraşıyordu. Yaşımız en fazla 8'di. 

''Sarı kızım hepiniz güzel olmuşsunuz..'' Diye mırıldandı annem. Annem bu dünyaya 3 çocuk getirmişti. Hepimiz sarışındık. Aramızdaki en sarı olan yeşimdi. Annem bu yüzden yeşime sarı kızım derdi. Bizde annemden alışarak yeşime öyle hitap ederdik. Asya gözleri sayesinde maviş lakabını kapmıştı. Ben.. Ben ise Annemin asi Kızıydım. Aralarında en çok Şımarığı Ancak olaylardan en çok etkileneni.

''Anne!! Yeşim saçımı çekiyor ya.! '' Diye bağırdı Maviş. Ben onları uzaktan sinsice sırıtarak izlerken arkamdan biranda bana sarılan babamla ilk başta korksamda , Güven kokan kucağı beni sakinleştirmeye yetmişti.

-GÜNÜMÜZ-

Sarı kızımın toprağında gezdirdim elimi. Daha kurumamıştı. Neden ve mekan aynıydı. Ancak Kişiler ve zaman farklıydı. Hayatımı zehir eden, Ailemin peşini bırakmayan  Ölüm, Gün gelecek benide bulacaktı. Yaşamak istemiyordum. Ancak, Sarı kızıma verdiğim bir söz vardı. Sanki günler öncesinde öleceğini hissetmiş bana zorla söz verdirmişti. ''Eğe ölürsem, Uygar'ı güzel bir kızla yuva kurdurtmadan Ölme Miray'' Ölmeden önceki son dileği yine hayat arkadaşının mutluluğu olmuştu. Uygar , Hepimizden daha kötü bir çöküş yaşamıştı. Hayatı tepetaklak olmuştu. Hiçbirimiz okulu umursamıyorduk. Yeşime verdiğim lanet söz olmasa Rahatça ölebilirdim. Asya'nın hafızasının böyle olması hiç iyi değildi. Yeşim'i Hatırlayınca kardeş acısını yeniden tatacak canı acıyacaktı. Aklımdan geçen anılarla gözyaşlarım firar etti. Çok durmuşlardı zaten. Yeşim, Belkide aramızda yaşamayı en çok hakedendi. Annemin Sarı kızı, Meleğiydi. Uygarın hayat arkadaşıydı. Benim canım kardeşimdi. Asyanın sarışınıydı. Canım, Hiç olmadığı kadar kanıyor, Acıyordu. Hiddetle toprağa vurdum. Geçmiyordu işte! Acı gün geçtikçe tam tersi daha çok çoğalıyordu. Ama sarı kızıma verdiğim o sözü tutacaktım, mavişimi ve uygarı tek başlarına bırakmayacaktım bu lanet dünyada. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve sarı kızımın mezar taşına sarıldım. Tam kalkacakken arkamı döndüm ve son kez sarıldım toprağına. Bu sanki bir vedaydı. Son veda...


Poyrazın anlatımı;

Güzelim bana öyle yabancıymışım gibi bakarken iyi olmak hiç mümkün değildi. Kate halimi anlamış olacak ki, omzumu sıvazlayıp gülümsedi. Evet kate eski sevgilimdi ancak son zamanlarda eski sevgili değilde daha çok yakın arkadaş gibiydi bana. Asyayı öğrendiğinde sarılıp tebrik etmişti beni ve benden sonra en çok o ilgilenmişti onunla. Bu beni mutlu ederken asyanın çığlığıyla ayağa fırladım.

"Poyraz canım yanıyor, beynim patlayacak gibi sanki bana yardım et nolursun."

Mavişimi aldığım gibi hastaneye yetiştirdim. Doktor her defasında bir an önce ameliyat olmazsa durumu dahada kötüleşecek diyordu. Artık bir karar vermek zorundaydım. Evet tüm riskleri göze alıp onu ameliyat etmelerini isteyecektim. Gözümün önünde bana yabancıymışım gibi davranmasından, yavaş yavaş ellerimin arasından kayıp gitmesindense, bu riski göze almalıydım. Sevdiğim en kısa zamanda aramıza dönmeliydi. Doktorun odasına girip ameliyatı kabul ettiğimi söyledim ve bana uzattığı tüm kagıtları uzattım. Mavişim, yarın ameliyat olacaktı. Bu, hayatımın en zor sınavıydı.

Kimsesiz (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin