Sabah uyandığım gibi Jimin'e göz atmış ve hemen odadan çıkıp mutfağa gitmiştim. Jimin ağzındaki yaralar nedeniyle birkaç ay sıvı şeyler tüketmeliydi bunun için hemen kollarımı sıvadım ve buzdolabından gerekli malzemeleri çıkarıp Bukoguk (kurutulmuş balık ve turp çorbası) hazırlamaya başladım.
Kısa sürede pişen çorbayı biraz soğutup tepsiye ılık su ile koyup yukarı çıktım. Odama yaklaştığımda kapının açık olduğunu ve içeriden hıçkırık seslerinin geldiğini duydum. Elimdeki tepsiyi masaya bırakıp yavaşça kapıya yaklaştım ve içeri göz attım. Jungkook'un üzüntüden gözlerinin önüne düşen kulaklarını ve kısık gözleriyle ona bakan Jimin'i gördüm.
"Hyung... Gerçekten çok özür dilerim."
"Sadece kıskandım hyung... Bu eve geldiğimden beri Min-Hee'ye karşı farklı bir ilgim vardı.. Daha sonradan, bebeklik dönemimden çıktıktan sonra bunun hoşlantı olduğunu anladım hyung. O da seninle benden daha fazla zaman geçirip ilgilendiği için kıskandım... Sonra... Sonra dün orada söylediklerin benim için son damlaydı. Sadece sinirlenince gözüm bir şey görmüyor çok üzgünüm hyung."
"Seni anlıyorum Kook... Ve seni affettim. İyileştiğim zaman Min ile aranı yapacağım."
"Lütfen, lütfen konuşma hyung canın daha çok yanacak."
Jungkook ağlamasını durdurduğunda Jimin'in yanına uzanmış ve sarı saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Masanın üzerinde duran tepsiyi alıp içeriye girdim. Jungkook beni gördüğünde yattığı yerden doğrulmuş ve Jimin'i dikkatlice kaldırıp sırtına birkaç yastık yerleştirerek oturtmuştu.
"Jimin-shii birkaç ay veya hafta sıvı şeyler tüketmelisin... Sana Bukoguk çorbası hazırladım."
Ona tebessüm ettiğimde o da bana dikişlerinin izin verdiği kadarıyla gülümsemişti. Yavaşça çorbasını içirip kollarına ve kaşına pansuman yapıp onu geri yatırmış ve Jungkook ile odadan çıkmıştık. Beraber aşağı inip akşam gelecek olan Nam Joon ve YoonGi için çeşitli yemek hazırlamak üzere mutfağa girmiştik.
Gimbap, tteokbokki, dangmyeon, dakgalbi, kimçi ve son olarak Jimin için yaptığımız seolleongtang (et suyu çorbası)
Saatler süren yemek hazırlayışımızdan sonra masayı da hazırlayıp uyuyan Jimin'i kontrol etmiş ve Jungkook ile beraber terasa çıkmıştık. Sabahtan beri kulakları düşüktü ve üzgün olduğu belliydi. Her zaman sallanan kuyruğu bugün yerlerde geziyordu.
"Beni artık sevmiyorsun değil mi Min-Hee? Jimin'e zarar verdim a-ama seni seviyorum Min-Hee sadece dün çok sinirlenmiştim ve, ve kendimi tutamadım."
Tekrardan ağlamaya başladığında ona sarıldım.
"Seni seviyorum Jungkook böyle düşünme sadece o senin abin ne kadar bir iki ay geçse de küçüklüğünüzden beri Jimin her defasında seni korudu. Ona böyle yapman hoş olmadı."
"Biliyorum, biliyorum sadece... Sadece senin gibi veya seni sevgilisi olarak istediğinde kan beynime sıçradı o an hiçbir şey düşünemedim."
"Anlıyorum ama bak kollarımın arasındasın seni sevmesem senden uzak dururdum Jungkook."
"Seni seviyorum Min-Hee."
***
Selam mochilerim <33
Biliyorum uzun bir ara verdim aslında daha fazla bir ara vermem gerekiyordu ama dayanamadım.
Bilmediğim bir şekilde Corona'ya yakalandım. Cidden bilmiyorum kjdsnckjnakjndas
Astım hastalığım olduğu için biraz zor geçiyor ama az da olsa toparladım kendimi.
Lütfen sağlıklı beslenin. Ben çok fazla yemek yemediğim için anında yakalandım. Sağlıklı beslenin ve bol bol su için sizleri seviyorum bugün yapabilirsem bir çok bölüm paylaşacağım.
Sizleri seviyorum kendinize dikkat edin💜
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
