3. bölüm

8 5 0
                                    

Sabah uyandığımda elimi yüzümü yıkayıp okul formalarımı da giyip evden çıktım.

Dün akşamdan beri İnternetimi açıp mesaj attı mı diye bakmaya cesaretim olmadı. Söyledikleri beni fazla kırıyor. Her defasında böyle oluyordu ama alışmak çok zor.

Servisi kaçırdığım için mecburen okula yürümek zorunda kaldım. İnterneti açmak istiyorum ama bir türlü cesaret de bulamıyorum.

Kafam çok karışık, belki de bir yıldır bu sürdürdüğümüz şey... saçmadır.

O benimle konuşuyor olsa bile mantıklı tek bir yanı yoktu işte. Neden benimle konuşuyor? Ya da neden umursayıp da zamanını ayırıyor, neden bana bir şeyleri anlatıyor?

Bu soruların cevabı sadece bir kişide ama benim sormaya cesaretim yok.

İlk başta bana zor zamanlarda olduğunu ve benimle kafa dağıttığını söylüyordu.

Kafa dağıtmak...

Ben onun için sadece bundan ibaretim.

Bahçeden geçerken yine etrafıma bakındım her zamanki gibi görürüm ümidiyle ama nafile. Sabahın köründe ne işi var ki?

Sınıfa geçip yerime yerleştim ve telefonu alıp boş boş oyalanmaya başladım.

Eğer kitap okuma alışkanlığı edinmezsem telefona bakmaktan kör olacağım.

Artık lanet okuldan mezun olmak istiyorum. Çünkü bu gidişle test kitaplarıyla bütünleşeceğim.

Aslında biraz düşününce bir kalorifer olmak isterdim, en azından kışın üşümek gibi bir derdim olmazdı ya da bir klima, o zaman da yazın pişmek zorunda...

Aptal düşüncelerinden sıyrılıp sınıfa girenleri izlemeye başladım.

Birincisi girdi...

Bir kişi daha...

Bir kişi daha...

Veee, işte beklenen an.

Artun beyler sınıfa teşrif ettiler. Her zamanki umursamazlığıyla. Havalı sayılabilir bazılarına göre ama bence hiç de havalı değil aksine, benim merakımı arttırıyordu ve ben merak etmekten bir şeylere ulaşamamaktan nefret ederdim.

Ve evet buna rağmen en olmaması gereken kişiyi sevdim.

Bravo bana.

Gözlerimi kapatıp kafamı sıranın hemen bitişiğinde olan arka duvara yasladım.

Aptaldım işte. Onun gelmesini görmek için sabahın köründe okulda olan bir salak. Servisi kaçırmam bile bir şeyi değiştirmiyor, eminim okul servisi daha yeni gelmiştir.

Gözlerimi açıp tekrar sırasına baktığımda kafasını sıraya gömmüştü.

Uykusuz muydu?

Mesaj mı atsaydım?

Telefonu hemen elime alıp ekran kilidini açtım ama bildirim panelini indirip geri ittim. Açmak istemiyordum bir türlü.

Alt tarafı nasılsın ya da günaydın falan yazardım değil mi, şimdi neden korkuyordum?

Onu bir kızla kucak kucağa bile görüşlüğüm vardı üstelik.

Evet,... tüm gece salya sümük ağlayıp sabah gözlerimin altında patlıcan renginde morluklarla uyandığım ve misafirliğe ne hikmetse o gün gelen tüm sülaleme uydurduğum muhteşem yalanın bir önceki günüydü bu.

Düşüncem ile birlikte telefonu tekrar sıraya bıraktım.

Sanırım şimdilik sormasam da olur.

karanlık GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin