Siz: okula yeni gelmiştim daha
Siz: derse çok vardı, servisimiz yüzünden erken gelmek zorunda kalmıştım ve deli gibi yağmur yağıyordu.
Siz: herkes içeri geçmek için daha gelmeyen hademeyi bekliyordu, beyefendi de uykuda kalmış.
Siz: ben de baktım boş bir tane kamelya var geçtim oturdum oraya. Yanımda sadece bir tane hırka vardı onun beni korumasını bekliyorum aklımca.
Siz: çantamı arkaya yasladım ve oturdum kamelyaya.
Siz: aradan yarım saat geçti hademe hala yok.
Siz: sonra ben adamı beklerken kapıdan birden sen girdin.
Siz: baya da uzundun sanki o zamana kadar uzun erkek görmemişim gibi ne kadar uzun diye geçirdim içimden.
Siz: sen de geçip benim olduğum kamelyanın biraz uzağında açıktaki banka oturdun. Islak olmasına rağmen.
Siz: kusura bakma ama bir tarafının ıslanması bu kadar mı umurunda değildi?
Siz: neyse, gözüm bir şekilde sana daldı.
Siz: etrafta sadece öğrenciler vardı, önce bir etrafa bakındın sonra cebindeki paketi çıkarıp sigarayı ağzına götürdün ve ben hala seni izliyordum.
Siz: gözlerinin kenarı sürme çekmişsin gibi duruyordu ama bir gün aslında sürme çekmediğini kirpiklerinin sık olmasından öyle göründüğünü anladım.
Siz: sigara dumanını içine çekerken kısılan gözlerin tek çizgi gibi duruşunu, dumanın dudaklarının arasından süzülmesini, parmaklarının arasındaki sigarana kadar her saniyesi aklıma kazındı.
Siz: hani bazen bir şey olur da nefes almadan izledim dersin ya... işte öyle olmuştu tam da.
Siz: ben o gün nefes almadan seni izledim.
Siz: tek oturduğundan neden tek dedim ilk, sonra eline doğru düzgün almadığın telefonunun varlığından şüphe ettim.
Siz: o gün hademe geldikten sonra niye bilmiyorum kalkıp gittin ve sen giderken caddenin sonunda kaybolana kadar izledim seni.
Siz: o gün hiç aklımdan çıkmadın.
Siz: bir kaç gün gelmedin.
Siz: sonra bir gün yine aynı yerde senin gelmeni bekliyordum, bilmiyorum o günden sonra hep o kamelyada oturup senin gelmeni bekledim.
Siz: sonra sen geldin ve direkt okula girince içimden çok üzüldüm. Niye bu kadar üzüldüğüme anlam veremeyerek.
Siz: hangi sınıfta olduğunu öğrenmeye çalıştım ama sen yine gitmiştin.
Siz: bir gün sabah geç geldiğim bir zamanda yine yağmur yağıyordu.
Siz: koşa koşa içeri girip arka merdivenden çıkmaya karar vererek hızla merdivene yöneldim.
Siz: tam köşeyi döndüğümde sen ve arkadaşın pencerenin önündeki çıkıntıda oturuyordunuz.
Siz: benle o an göz göze gelince kalbim tekleyip öyle hızlı atmaya başladı ki sesini duyacağınızı bile düşündüm.
Siz: kalbim ağzımda sınıfa kendimi atmıştım. İşte o zaman anladım içimdekinin ne olduğunu.
Siz: ve o gün biz dersteyken sen sınıftan içeri girip sıraya oturduğunda içimden hem mutlu olup hem de defalarca bizim sınıfta olmaman için dua etmiştim.
(Gönderilmedi)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlık Gece
Short Storykim yanlızlık isterse burda. Kim yok olmak... yıkıldı bir dünya bizimle şimdi sıra yıkmakta. Asla olmaz dediklerimiz gelir hep başımıza, benimki de aynen öyle olacaktı o gece. Hiç olmaz dediğim şey geldi başıma.