Koşa koşa sınıfın önüne çıktım. Dün gittiğimiz düğün yüzünden geç uyumuştum ve uyandığımda okula geç kalmıştım, kapıyı tıklatıp içeri girdim ve özür dileyerek yerime oturdum.
Sınıf büyük bir sessizlik içinde dersi dinlerken bazılarının şaşkın bakışları beni buldu, muhtemelen benim gibi birinin bu kadar geç kalması fazla garipti.
Okula geç geldiğim anlar çok nadirdir. Her zaman bu konuda dakik olmaya çalışırdım. Derslerim her zaman önemliydi benim için. Genel olarak takıntılı biri olduğum için bu tavrım ailemin garipsemesine neden olmazdı, benim yaşımdakiler dersleri ve sosyal hayatlarını genellikle beraber yürütmeye çalışırdı, tüm hayatı sosyal hayatından ibaret olanlar dışında, tabii ki bu konuda da takıntılı biriyim ve tek bir konuya odaklanırdım, teknik olarak pek de bir konu sayılmazdı.
Bir de Artun gerçeği vardı. Onun olduğu yöne dönüp kısa bir süre gelip gelmedigine baktım ki burada olduğunu görünce kafamı eğip önüme döndüm.
"Melodi?"
edebiyat defterimi çıkarıp sıranın üzerine koyarken hocanın seslenmesiyle kafamı kaldırıp "buyurun hocam" dedim.
"Bir sorun mu var canım, çok geç geldin?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım "hayır hocam geç uyandım..."
Gülerek kafasını sallayıp tahtada anlattığı konuya devam etti. Notlarım iyi olduğu için hocalarım tarafından sınıfta olmadığı kadar tanınırdım ve sevilirdim.
Sınıftakiler benimle sadece ayak üstü muhabbet edenlerden ibaretti. Hiç yakın arkadaşım olmadı liseden beri, kuzenlerimle yetindiğimdendir belki.
Notları alıp kafamda yer ettirirken zilin çalmasıyla herkes ayaklandı.
Kafamı sıraya koyarak gözlerimi yumdum. Dün annemin zoruyla gittiğim düğündeki sesler hala kulağımda çalınıyor.
Annemin dediğine göre yakında onun bir kızı olduğunu unutacaklar. Beni tanımaları bir şeyi değiştirmeyecekse sorun yok zaten.
Ani gelen bir deli cesaretiyle kafamı çevirip Artun'un sırasına baktım. Orada oturmuş telefonuyla uğraşıyordu.
Ona mesaj atmak istiyordum ama bir yandan da şimdi buna cesaretim olmadığını fark ettim. Geçen gece söyledikleri hala aklımdaydı. Garip bir sekilde onda yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hep biliyordum ama geçen gece bana bu kadar açılmasını hiç beklemiyordum.
Yorulmuş gibiydi. Kendini kaybederek beni aramıştı ama pişman değildi belli ki. Çünkü bir sonraki gün yine yazmıştı. Normalde çok az içini döker sonra da kusura bakma saçmaladım diyerek konuyu kapatırdı.
Bu kez öyle olmadı ve bu beni bana sevdiğini söylemiş gibi mutlu etti. Bu yüzden telefonu çıkardım ve kafamı duvara çevirip mesaj yazdım.
Siz: Selam:)
Çok geçmeden çevrimiçi oldu.
Huzur: selam.
Siz: nasılsın
Huzur: bazen annemmişsin gibi hissediyorum
güldüm
siz: niye
Huzur: belki de bana çok değer verdiğini belli ettiğin içindir.
Siz: onu geçemem
Huzur: belkide...
siz: neden dışarı çıkmadın
Huzur: canım istemiyor. Sınıfta oturmak daha iyi bir seçenek gibi geldi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlık Gece
Short Storykim yanlızlık isterse burda. Kim yok olmak... yıkıldı bir dünya bizimle şimdi sıra yıkmakta. Asla olmaz dediklerimiz gelir hep başımıza, benimki de aynen öyle olacaktı o gece. Hiç olmaz dediğim şey geldi başıma.