Mevsimin sonbahar olmasıyla birlikte hava da kendini gösteriyordu.
Nitekim ardı arkası kesilmeyen şiddetli yağmurun da sebebi buydu.
Bu havada insanın hasta olmaması mümkün değildi ama ben koşarak parka doğru gidiyordum. Seungmin eğer oradaysa onu evine götürmeliydim.
Parka varlığımda gördüğüm bedenle duraksadım. Sanki yağmurla birlikte yaşlarını akıtmaya yemin etmiş gibi hıçkırarak ağlıyordu.
Koşarak yanına gittim. "Hasta olacaksın Seungmin lütfen gidelim." Konuşurken omzuna koyduğum elimi sertçe ittirdi. "Git başımdan!"
Ani çıkışıyla yerimde donarken yanağındaki çiziği fark ettim. Elim istemsizce yanağına çıktığında yarasında parmağımı gezdirdim. Seungmin ise öylece durmuş bana bakıyordu.
Dolu gözlerimi yüzüne çıkardığımda kendi kendine güldü. Ardından ayağa kalkarken beni omuzlarımdan ittirdi. "Sen de herkes gibisin. Önce bana umut vereceksin sonra siktir olup gideceksin değil mi? Bunu şimdi yap ve siktir git yanımdan."
Hala bağırıyordu. Gözlerimi onda gezdirdiğimde elleri dahil tüm vücudunun titrediğini fark ettim. İyi bir durumda değildi ve onu burada yalnız bırakamazdım.
"Bebeğim saçmalama hiçbir yere gittiğim yok. Senin için her zaman burada olacağım."
Dediğim ile elini yüzüne çıkararak sertçe yüzünü ovdu. "İnanmıyorum. Sana da benden hoşlandığına da. Tek derdin beni kandırmak."
Vücudunu bana dönüp tekrar ağlamaya başladığında hızlıca yanına gidip belinden ona sarıldım.
Başımı boynuna gömerken burnumu tenine sürttüm.
Seungmin'in hıçkırıkları kesilmişti ama bedeninin sarsılmasından sessizce ağladığını anlayabilmiştim.
Seungmin'i belinden kendime döndürürken burnunun ucunu öptüm. Bu yaptığımla şaşırmış olacak ki gözleri büyümüştü.
"Hasta olmanı istemiyorum tamam mı? Hadi evine gidelim."
Nefesimin yüzüne değecek kadar yakın olmasıyla gözlerini kapattı. Belki de o da benden etkileniyordu? "Eve gitmek istemiyorum Hyunjin. Ben zaten oradan kaçıyorum."
Ne demek istediğini pek anlamasam da onu başımla onayladım ve koluna girerken yürümeye başladım.
Seungmin'de benimle birlikte geliyorken kısık sesiyle çekinircesine sordu. "Nereye gidiyoruz?"
Bu kadar tatlı olması kalbime zarardı.
"Benim evime." Söylerken itiraz edip gideceğini düşündüğüm için gerilirken Seungmin ses çıkarmamış, benimle yürümeye devam etmişti.
Yüzümde küçük bir tebessüm oluşurken tuttuğum kolundaki ellerimi sıklaştırdım. Nedensizce içimde gideceğine dair bir korku vardı.
Zaten yakın olan evime kısa sürede vardığımızda göz ucuyla Seungmin'e bakmış, ardından kapıyı açmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love poem | hyunmin
FanfictionHyunjin her gün ağlarken gördüğü çocuğun yanına gitmek için cesaretini toplamaya çalışıyordu. Başlangıç ve bitiş: 14.07.21