"Seni aptal küçük! Babama ne yaptın sen böyle?! Tanrım! O daha yeni-"
Severus'un uyarmak için sıktığı omuz ile susmuş karşısındaki yeşil gözlü çocuğa saldırmamak için kendini tutmuştu. Harry ise oğlunun elini hiç bırakmıyor ona güven veriyordu. Scorp'un durduğu cümle ile kaşları çatılırken Madam Pomfrey dışarı çıkıp Scorp'a baktı ve gülümsedi.
"Korkma küçük adam. Baban iyi ama bir iki gün dinlense kalbi için daha iyi olacak."
Scorpius göz yaşlarını elinin tersi ile silmiş gülümseyerek teşekkür etmişti.
"Gördün mü-"
"Sen. Kes. Sesini!"dedi Scorp gözlüklü çocuğa saldırmaya çalışırken.
"Scorp!"
Babasının sert sesini duyduğu gibi durmuş,gülümseyerek içeriye koşmuştu.
"Baba baba! Uyanmışsın! Sana bir şey olacak diye çok korktum-"gördüğü boynundaki ip ile askıda olan el ile yutkunup sözünü yarıda kesti. "İyi misin baba?"
Draco yorgunca gülümseyerek kafa salladı. Ardından Severus'a bir bakış atıp Scorpius'un odadan çıkmasını sağlamıştı. Tavana bakarak derin nefesler alıp verirken gözleri dolmuştu. İyi falan değildi. Kalbi ağrıyordu...
Açılan kapı ile gözlerini kapıya dikmiş gördüğü kişi ile sinirden yutkunmuştu.
"Oğlum adına özür dilerim Draco. Gerçekten... Sadece beni korumaya çalışıyordu."
Draco kafasını yana atıp 'hah'ladı.
"Hadi beni seni korumak için lanetledi de oğluma o şakayı niye yaptı?!"
"Onu sormaya fırsatım olmadı."
"Siktir git Potter Tanrı aşkına!"diyerek sakatlanan kolunu kımıldattı. Anında vücuduna yayılan acı ile inlemiş kafasını geriye atıp nefes almaya çalıştı. Harry anında Draco'nun saçlarını okşamaya başladı. Çocukları doğarken yaptığı gibi...
"Draco! İyi misin sen?"
"Bırak beni!"dedi acıyla bağırarak. Harry elini çekip koşarak dışarı çıktı. Oturarak ağlayan çocuğa baktı.
"Scorpius! Baban!"
"B-baba?"diye koşarak içeri girdi. Severus'ta hemen arkasından...
Harry olayları kapının girişinden oğlu ile izlerken Severus bir büyü yapıp Draco'yu bayıltmış Scorpius ise babasının terden ıslanan saçları okşuyordu ağlarken.
"Sakin ol Scorp... Baban şuan iyi."
Scorpius kapalı gözlerini yavaşça aralayarak arkasına baktı. Babasına sarılan çocuğu gördüğü an sinirlerine engel olmadı. Hızla oturduğu sedyeden kalkıp Albus'a bir tokat attı. Harry ise sinirle Albus'un yanağına bakarken Scorpius ise bağırmaya başlamıştı.
"Seni lanet Potter! Benim babam daha yeni iyileşti zaten ahmak! Sen-sen ne hakla ona o büyüyü yaparsın?! Yaralı ve aptal seçilmiş kişinin oğlundan bu beklenirdi zaten. Neden sorguluyorsam? Hah!"dedi ağlayan çocuğa karşı. Harry ise tek bir cümle de takılı kaldı. Benim babam daha yeni iyileşti... Draco hasta mı olmuştu yokluğunda?
"Scorp!"dedi Severus uyarıcı ses tonu ile.
"Lütfen Bay Snape. O aptal Potter şuan sadece konuştuğuma dua etsin. Sectumsempra yapardım ama babama sözüm var."
Sectumsempra... Harry için başlangıçtı...
"Benim babam senin baban gibi korkak değil ahmak Potter. O bir savaşçı. Her şeye ve herkese rağmen yaşayan bir savaşçı."
"B-benim babam da savaşçı!"
"Aaa ciddi misin?"dedi alayla. "Bu yüzden mi babamı terk edip gitti? Sadece halkın ağzına düşmemek için sözde sevdiği adamı terk edip gitti?!"
Harry kaşlarını çattı. Scorpius bunları nereden biliyordu? Draco her şeyi anlatmış mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's son, Potter's son/drarry
FantasyDraco sekiz yıl önce terk ettiği memleketi Londra'ya geri dönmüştü. Oğlu ile birlikte.