m.s.p.s 5

643 56 93
                                    

İki gün geçmişti ve Draco her ne kadar yorgun olsa da derslere girmek istemişti. Asıl rengi yeşil olan üstünde gümüş renginde işlemeler olan kravatını düzeltip derin bir nefes aldı. Kolu hala askıdaydı ve bu onun sinirini bozuyordu.

Gözlerini kapatıp bir süre bekledikten sonra tekrar açıp odasından çıktı. Hızlı ve sert adımlarla  dersinin olduğu sınıfa ilerledi. Gryffindor ve Slytherin ortak dersiydi. Sınıfın kapısını asası ile açmış içeri adımlamıştı. Sınıfa bir göz attığında gördüğü oğlu ile morali yerine gelmiş hafifçe tebessüm etmişti.

"Günaydın."

"Sağol Bay Malfoy!"*

Draco elindeki deri çantayı masaya uçurmuş projektörü asası ile açıp kürsüsüne oturmuştu. Asa ile birkaç yere girip slaytı açmış konuyu anlatmaya başlamıştı.

"Bay Malfoy?"gelen yabancı sesle arkasına döndü.

"Buyrun Bayan..."

"Smith efendim. Helena Smith"**

"Buyrun Bayan Smith?"

"Acaba özel değilse Scorpius'un neden bizden daha fazla lanet bildiğini söyleyebilir misiniz?"

Bir oğluna birde bücür kıza baktı. Oğlu bilmişlikle gülümsüyor kıza bakıyordu.

"Ben bir Malfoy'um. Ve Draco Malfoy'un oğluyum. Benim sizden fazla lanet bilmem kadar normal bir şey yok."

"Doğru. Eski bir ölüm yiyenin oğlusun."

Scorpius'un suratındaki ifade git gide değişirken Draco gözlerini büyütüp az sonra olacakları tahmin ediyordu. Olaya el atmazsa oğlu bu yaşta katil bile olabilirdi.

"Bayan Smith. Bu durumun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Gryffindor'dan 20 puan."dedi ve konuyu kapattı. Tabii oğlunun asası ile yaptıklarını bilmeden. Bütün sınıfı bir anda fareler basarken az önce çok bilmiş gibi konuşan kız çığlık çığlığa sırasının üzerine çıktı. Draco ise göz devirip asası anında bütün fareleri öldürmüş,temizlemişti.

"N'oldu Bayan çok bilmiş Smith? Bir eski ölüm yiyenin yardımı ile kurtuldun iki üç kemirgen sürüsünden."dedi ve kahkaha attı. Helena ağlamaya başlarken bu durum Scorpius'un daha da hoşuna gitti.

En sonunda ikisini de susturmayı başarmış,dersini bitirmiş odasına çıkmak için çantasını topluyordu.

Scorpius babasının dibinde bitmiş ona gülümseyerek bakıyordu. Bu ben bir şey isteyeceğim bakışı ve gülüşüydü.

"Ne istiyorsunuz Bay Malfoy?"

"Quidditch oynamaya gidebilir miyim baba?"

"Kimler var peki?"

"Bende bilmiyorum ki..."dedi ve vücudunu iki yana sallamaya başladı. Draco bu sevimli haline daha fazla dayanamayıp kabul etmişti.

"Pekala. Gidebilirsin. Ama kendine dikkat-"

"Teşekkürler baba!"diyerek babasına sarılıp hızla sınıftan ayrılmıştı Scorpius.

Draco sınıfta kim var kim yok diye göz atarken gördüğü kişi ile donuk bakışlarını ona dikti.

"Bay Potter? Çıkmak için neyi bekliyorsunuz?"

Albus anında kafasını sıradan kaldırmış ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerini Draco'ya dikmişti.

"A-ayaklarım. T-tutmuyorlar!"dedi hıçkırıklar arasında. Draco'nun anında kaşları çatılmış hızla Albus'un sırasına ilerlemişti. Gördüğü şey ile gözlerini devirip asasını kullanarak onu vıcık şeyden kurtarmıştı.

"Te-teşekkür ederim Bay Malfoy."dedi sınıftan çıkmadan önce.

Draco'nun ise aklında bir dünya şey vardı. Neden Albus ağlarken kalbi ağrımıştı?

***

*:Nasıl denir bilemedim. Türkiye de böyle oluyormuş yabancılık çekmesinler yavrularım dedim kdkdkfmdkdk

**:Böyle karakter var mıydı onu da unuttum jdkdkdkdkdk

Malfoy's son, Potter's son/drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin