"Lan Draco! Kalk kız! Yengen geldi!"demiş uyumaya çalışan kuzenini korkutmuştu. Apollon onun sıçrayan bedeni ile pişman olup Draco'nun saçlarını okşadı yatıştırmak amaçlı.
"Eee nerede yengemiz?"
"Bonnie,güzelim gelir misin?"dedi kapıya doğru. İçeri sarışın gözlüklü bir kız girmiş Draco'ya gülümsemişti. Draco da aynı şekilde gülümserken öksürük krizine girmiş Apollon'un korkudan elinin ayağının birbirine dolaşmasını sağlamıştı. Bonnie sevgilisinin bu haline göz devirmiş komidinin üstündeki sürahiden bardağa su boşaltıp Draco'ya içirmişti. Draco teşekkür amaçlı gülümsemiş kafasını sallamıştı. Apollon ise sevgilisinin bu zeki tavırlarına gururla bakıp onu kendine çekmişti. Draco kuzeninin bu haline göz devirip kusar gibi yaptı.
"Draco,kanka sana bir şey dinletmemiz lazım."
Draco'nun kaşları çatışırken Bonnie cebinden telefonu çıkarmış birkaç yere girmişti.
" Scorp... Baban ile ayrılmak zorundaydım."
"Ne gibi zorunluluğunuz vardı da babamı bu hale getirdiniz acaba?!"
"Bunu sana ben anlatamam. Deden çok yakında bir mektup gönderecek çünkü süresi dolu bir anlaşmamız var."
Draco sinirden ve şaşkınlıktan hem nefesi daralmış hemde kaşlarını çatmıştı.
"Yani canım kuzenim... Baban yine hayatına sıçmış..."dedi Apollon kolunu sevgilisinin omzuna atarken. Draco'nun haline üzülmüştü. Teyze nerede kaldın Tanrı aşkına,demiş sevgilisini bırakıp kuzenine sarılmıştı.
"Sakin ol bebek. Zaten babam denen piç-"
"Apollon!"sevgilisinin onu uyaran sesi ile göz devirmiş lafına devam etmişti. "Yani baban olan kişi yakında mektup yazacakmış. Ki yazmazsa Azkaban'da ki işkenceleri ikiye katlanır,buna adım gibi eminim. Sonuçta eniştem Bakan'mış."demiş kuzenin açık saçlarını okşamıştı. "Sen sakin ol."
"Scorp? Ona ne oldu Apollon?"
"Aman be! Ben ne diyorum bu ne diyor?"
"Scorpius süpürgeden itilip düşmüş Draco. Kolu kırık-"
"Kim iktirmiş?"
"Ben gördüm,ben gördüm!"
Bonnie de Draco da göz devirmiş kim olduğunu duymak için kulaklarını dört açmışlardı.
"Helena Smith mi neymiş kızın adı."
Draco yavaşça doğrulup kuzeninin yardımı ile oğlunun kaldığı odaya ilerlemeye başladı. "Burası."diyerek bir kapının eşiğinde durdular. Draco içeri gireceği sırada Bonnie onu durdurmuş içeriyi dinlemesini istemişti.
"Babama iyi davranacak mısın baba? "
"O benim tek aşkım oğlum. Elbette iyi davranacağım."
"O... Çok hastaydı. Şuan bile hasta. Onun yanında ol baba..."
Draco donup kalırken gözlerini kapatıp kapının çerçevesine yaslandı. Bonnie telaşla sevgilisine baksada Apollon her şeyin yolda olduğunu belli eden bir gülümseme sundu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's son, Potter's son/drarry
FantasyDraco sekiz yıl önce terk ettiği memleketi Londra'ya geri dönmüştü. Oğlu ile birlikte.