Harry yatağında uzanmış tavana bakıyordu. Aklındaki düşünceler,kurduğu kurgular beynini yerken kapısı tıklatıldı. Yattığı yerden kalkıp gir komutu verdikten sonra içeri giren kişiye baktı. Bir cindi.
"Bay Potter. Efendim Bayan Malfoy yani Narcissa Malfoy geldi ve sizinle görüşmek istediğini söyledi."
Bayan Malfoy mu gelmişti? Ve Harry Potter ile görüşmek istiyordu?
Hızla üstünü değiştirip odadan fırladı.
"Nerede?"
"Bay Draco Malfoy'un odasının önündeler efendim."
Harry koşmaya başladı. Belki Bayan Malfoy ona her şeyi anlatırdı.
Sonunda hastane kanadına geldiğinde siyahlar içinde olan Bayan Malfoy'u gördü.
"B-bayan Malfoy?"dedi nefes nefese. Narcissa torununun saçlarını bırakıp onu sandalyeye yatırdı yavaşça. Ardından bir ev cini çağırmış torununu oğlunun odasına götürmesini istedi. Scorpius ev cininin kucağında giderken Narcissa yanağındaki akan gözyaşını silip Harry'e gülümsedi. Harry ise nefes almaya çalışıyordu. Anlatacak mıydı karşısındaki kadın?
"Onu terk ettikten sonra... Ah,Tanrım! Sana bunları anlattığım için kendimden nefret ediyorum! Ama oğlumun iyi olması için... Bu şart."dedi ve Harry'e bir adım attı.
"O sadece bir çocuktu Potter. Sevgi göremeyen bir çocuk... Sevgisizliğin getirisiyle sen ona gülümsediğinde... O artık mutlu olacağına inanıyordu. Tanrım! Keşke öyle olsaydı. O senin için kendi hayatını bile tehlikeye atarken sen onu anında hayatından çıkardın... Laneti unuttun mu Potter? Ya da yemini bozduğun an karşı tarafın ölümüne neden olacağını?"
Harry durdu. Hiçbir tepki veremiyordu. Unutmuştu. Yaptığı bütün yanlışlar Draco'nun hayatına mal olacaktı. Ölmemişti. Bu nasıl olmuştu peki?
"Lucius. Azkaban'a gitmeden önce oğluna bir büyü yaptı. Ölmedi. Ölmeden bile iki yıl hasta kaldı. Karnında bebeğin ile iki yıl boyunca senin yüzünden uyudu! Scorpius ne kadar zor doğdu biliyor musun sen? Bilemezsin! Scorpius doğdu... Ama benim oğlum hala uyuyordu... Daha geçen sene uyandı. Her şeyden geri kalmıştı. Her şeyden... Ve hepsi senin bencilliğin yüzünden. Scorpius altı yaşına kadar uyuyan babasının başında ağladı! Draco açlıktan ölmek üzereydi! Hepsi... Hepsi senin saçma gururun yüzünden! Saçları bile dökülmüştü... Benim dokunmaya kıyamadığım saçları,dökülmüştü."
Harry akan gözyaşını tutmadı. Çenesinden akıp siyah fayanslara düştü. Narcissa ise akan bütün gözyaşlarını teker teker siliyordu.
"Scorpius senin oğlun Potter. Lakin... Ona yaklaşmaya dahi cesaret etme. Sen onları bırakıp giderken bütün haklarını yitirdin."dedi ve oğlunun odasının kapısı açtı. Narcissa Harry'i koridorda tek bıraktığı an Harry yere çöktü. Ne kadar yutkunursa yutkunsun boğazındaki düğüm geçmeyecekti. O Draco'nun hayatına sebep olmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's son, Potter's son/drarry
FantasyDraco sekiz yıl önce terk ettiği memleketi Londra'ya geri dönmüştü. Oğlu ile birlikte.