Draco sinirle içeriye girmiş Harry'i oturduğu yerden kaldırıp sağlam bir tokat attı.
"Ben sana ne dedim!"
"Baba!"
Gözleri saniyelik Scorpius'a kaysa da Harry'nin kolundan tutup onu dışarı çıkarmıştı. Astronomi Kulesine geldiklerinde bir tane daha tokat attı.
"Sana ondan uzak dur dedim! O benim oğlum dedim!"
"Sakin ol-"
"Kes sesini!"demiş göğsünü yumruklamıştı. Harry hissetmiyordu. Draco'nun eli ağır değildi...
"Sana ondan uzak dur dedim! Onun babası benim dedim!"
"Bende sana sakin ol diyorum! Daha yeni uyandın. Oturalım sakince konuşalım."demiş savaştan sonra tekrardan dizayn edilen kuledeki banklardan birine oturttu Draco'yu. Kendisi de hemen yanına oturmuş sinirle soluyan güzelliğe baktı.
"Bak Draco... Ben böyle olsun istemezdim. Yemin ederim! Sana dokunmaya bile korkarken ölmeni istemek... Bu çok ağır ve saçma,tamam mı?!"
"Bana bağırma!"
"Beni dinle o zaman!"
"Dinliyorum zaten!"
"Tamam. Sen sakin ol. Daha yeni uyandın zaten."
"Bana şimdi her şeyi anlat!"
"Bunu ben yapamam-"
"Sıçarım senin ağzına! Ne demek yapamam?! Hayatımın içine sıçtın sonra siktirip gittin fark ediyorsun değil mi?! Unuttun mu? Bizim bir kızımız birde oğlumuz olacaktı,onları büyüyecektik. Beraber! Ama sen-sen beni terk ettin!"
"Ben seni terk etmedim! Ben hep senin yanındaydım. Scorpius doğarken de oradaydım. Baban seni iyileştirirken de oradaydım. Lanet olsun! Ben yanındaydım. Sadece görünmez olmam lazımdı,tamam mı? Yoksa babanın sana ve oğluma yapacaklarını tahmin bile edemiyorum."
Draco durdu. Doğumunda yanında mıydı? Babası onun lanetini hafifletirken orada mıydı? Babası? Babası ona-
"Babanın en başından beri gay olmana ve bana karşı olduğuna biliyorsun zaten Draco. Sırf bu yüzden seni mirastan feragat etti. Annenle konuşmanı engelledi. Annen yanımıza,evimize gelirken kaçarak geliyordu. Hatırlarsana bunları! Sonra n'oldu? Baban senin hamile olduğunu duydu... Tanrım aklında sana yapacağı bir milyon tane işkence vardı! Sen oğluyken karnında daha birkaç hücre tanesinden oluşan bebeğimize neler yapmazdı!"
Draco hıçkırıklarını serbest bıraktı. Babasının ona tokat attığı sahneler gözünün önüne geliyordu. Annesinin kendisini korumak için kolunu babasının önünde kesişi geliyordu. Yapardı. Babası eğer istediği bir şey olmadıysa karşısına çıkan her şeyi yok ederdi ve bundan gram pişman olmazdı. O Lucius Malfoy'du... Oğlundan asla memnun olmayan bir safkan.
"Bana inanmıyorsun, biliyorum. Bu yüzden... Bu mektupları okumanın istiyorum güzelim..."demiş eline bir yığın zarf sıkıştırmıştı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's son, Potter's son/drarry
FantasyDraco sekiz yıl önce terk ettiği memleketi Londra'ya geri dönmüştü. Oğlu ile birlikte.