"Kanser ve tedaviyi reddediyor."dedi Madam Pomfrey. "Eğer oğlu ile uygun dille konuşursan belki kabul eder Harry."dedi umutla gülümseyerek. Harry ise yarasının üzerine bastırılan tentürdiyot ile tıslamış kafasını sallamıştı. Apollon ise onun acınası haline gülüyordu.
"Eğer Scorpius bunu öğrenirse senden daha çok nefret edecek Aptal Potter. Ve bunu zevkle izleyeceğim."
"Senin benimle derdin ne?"
Apollon bağdaştırdığı kolları yavaşça çözdü ve sırtını yasladığı duvardan çekip Harry'e küçük adımlar attı.
"Kuzenimin çektiği acıları senden daha iyi biliyorum Potter. Teyzemin o hallerini senden daha çok gördüm Potter. Scorpius'un altı yaşına kadar bütün bakımını ben üstlendim Potter. Acaba neden bunları yapmak zorunda kaldım? Zorunluluk da değil,o da doğru. Benim görevim bu Potter. Bana annemin veremediği sevgiyi teyzem Cissy verdi. Bana abimin vermediği sevgi ve saygıyı Draco verdi. Burada sapasağlam isem teyzem ve Draco sayesindedir. Yaptığım her şeyi onlara borçluydum. Her ne haltsa! Bütün yaptıklarımın sebebi sensin Potter-"
"Enişten olmasın?"
"Sen o konu da hiç endişelenme. Bakan ile bizzat konuştum ve Azkaban'da cehennemi yaşamasını sağlıyorum. Seni cezasız bırakamam,öyle değil mi Potter?"
"Bana istediğini yap ama beni Draco ve oğlum ile sınama. Sınırlarım var Apollon. Sınırlarımı zorluyorsun ve unuttuğun bir şey var. Ben Seçilmiş kişiyim. Dikkatli ol. Asamdan her an avada kedavra çıkabilir."
Apollon'un gülüşü ile o da güldü.
"Ha sen ciddisin?"dedi Apollon sinirle.
"Evet."
"Beni tehdit ediyorsun?"
"Evet."
"Bunu Draco'ya söylesem-" sözünü kesen şey yanağına yediği tokattı.
"Seni tanıyamıyorum artık Apollon! Rezil herif! Onları birleştirmen gerekirken aralarına mesela koymaya çalışıyorsun!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's son, Potter's son/drarry
FantasyDraco sekiz yıl önce terk ettiği memleketi Londra'ya geri dönmüştü. Oğlu ile birlikte.