LİSE AŞKIM

4. BÖLÜM - Sen yalancı bir sonbahar -

Bölümün az bir kısmını önceden yazdım. Çoğunu da tek elle.

Kolumu kırdım :(

Keyifli okumalar.

.
2008

"Hayır Almila." Sınıfın içerisine girmemizle en son sıraya doğru adımladım. Sıraya gelmemle kendimi sıraya attım. Sırtımı duvara verip ayaklarımı oturağa koydum. Almila ve Atiye ise bir önüme oturmuşlardı. Birisinin yanıma oturmasını asla istemezdim. Bunu okulda beni tanıyanlar bilirdi. En arka sıra benimdi. Bir başkasına ihtiyaç yoktu. Zil sesiyle oturduğum yerden kalkmadım.

Tatlı müdürümüz Kadir Bey törende konuşmayı sevmezdi. Sınıfımızda olan hoparlörden bize diyeceğini derdi. Güneşin altında bizim gibi durmayı sevmezdi.

"Bu yazdan sonra artık bir sınıf atlamış olacaksınız. Heyecanlı mısınız?" Bizim sınıftan evet nidaları çıktı. Ben ise hiçbir şey söylememiştim. Ne heyecan kalmıştı ne de sevinç. Yeter ki şu okul bitsinde 20 saat uyuyabileyim. Rekorum 1 gün uyumak. Bu yaz geçecektim bu rekoru.

"Umarım bu dönemi kazasız- belasız bitiririz. Bir hafta sonra cuma günü bitiyor okul. Tabi siz sevgili öğrencilerimi unutmadım. Cuma akşamı balo düzenleyeceğiz okulumuzun spor salonunda. Lütfen şimdiden hazırlıklara başlamamıza yardım edin. Gerekli bilgileri ilk ders sınıf hocalarınızdan öğreneceksiniz. İyi dersler." Kadir Hoca'nın konuşması biter bitmez sınıftaki öğrenciler konuşmaya başladı. Oluşan ses kalabalığından dolayı yüzümü buruşturdum.

"Ay acaba hangi elbisemi giysem! En iyisi elbise almak. Yarın cumartesi, bu yüzden sabah erken bir saatte alışveriş merkezine gidiyoruz." Sabahın erken saati Atiye'ye göre 6 dır. Manyak 4-5 gibi uyanıyor. Ben o sıra 10. Rüyamda olduğumdan dolayı itiraz etmek için ağzımı aralamıştım.

Atiye'nin bunu görmesiyle kaşlarını çattı ve işaret parmağını susmam için kaldırdı.

"Sus! Artık erken kalkmayı öğren." Yüzümü astım.

Hafta sonu erken uyanmak ne demek?! Hafta sonu geç uyanmak için vardır. Bunu bilmeyen yoktur herhalde. Omzumu silkip başımı kızlardan çevirdim.

"Bakarız." Atiye'ye inat bağırarak konuşmuştum.

O sırada kapının açılmasıyla ilk Buğra'yı gördüm. Şükran Hoca'nın susturmaya çalıştığı sınıf erkekleri görünce daha da coştu. Ya sabır diyip kollarımı birbirlerine doladım. Koray'ı görmemle kaşlarımı çattım. Şükran Hoca gülümseyerek üçüne baktı.

"Hangi rüzgar attı sizi buraya? İki dönem derslere girmeye tenezzül etmemiştiniz. Fikrinizi değiştiren nedir?" Koray'ın sırıttığını gördüm.

"Hocam son hafta diye. Bu zaman dersleri daha iyi anlıyoruz." Hoca kafasını salladı ve oturmalarını söyledi. Buğra ile Toprak önden yürürken Koray arkalarından yürüyordu. Toprak'ın durmasıyla Atiye ve Almila'nın önünde yalnız başına oturan çocuğa baktı.

Eliyle duvar kenarında yalnız başına oturan kızı gösterdi.

"Oradaki arkadaşta yalnız. İki yalnız iyi arkadaş olursunuz hm?" Toprak'ın sakince soru sorması ile yüzünün sert hali asla birbirlerine uyuşmuyordu. Çocuk yutkundu. Korkudan bir şey demeyip başını salladı. Eşyalarını toparlayıp duvar kenarında yalnız başına oturan kızın yanına oturdu. Toprak cam kenarına oturmasıyla yanına Buğra oturdu. Toprak arkasını dönüp Almila'ya baktı.

"Aaa merhaba Almila. Burada oturduğunu bilmiyordum." Almila'ya bakmamla çoktan yüzünün pembeleştiğini gördüm. Sırıttım. Sıranın önünde duran bedenle gözlerimi Almila'dan çektim.