1.0

1.8K 233 315
                                    

HWANG HYUNJIN SUPREMACY DİYECEKSİNİZ

*

"Geldim." diyip arkasından atlayarak Seungmin'in tam önüne zıpladı Chan. Elindeki çikolata paketlerinden birini ona uzattı. "Bitterli."

"Bitter sevdiğimi nereden biliyorsun?" diye sordu Seungmin, çikolata paketini alıp açarken.

Chan, Seungmin'in karşısına oturmak yerine yanına oturmayı seçti. Yağmur sonrası toprak kokusu kampüs bahçesini sarmıştı ve kamelyada oturan ikili kapalı havalara bayıldığı için bu durumdan oldukça hoşnutlardı.

Birkaç dakika önce aldıkları kahvelerinden bir yudum aldı Chan. "Jisung çıtlatmış olabilir. Ben de unutmamış olabilirim."

Seungmin çikolatasını yerken aniden bakışlarını Chan'a kaldırdı. Benimle ilgili bir detayı unutmamış. Kahverengi saçları dalgalı bir şekilde hafif esen rüzgar eşliğinde savruluyordu ve yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı. Gamzeleri dahi ortaya çıkmıştı. Gözleri buluştuğunda Seungmin önüne döndü ve sakince kahvesini yudumlamaya başladı. Aniden gözleri kesiştiğinde ne yapacağını şaşırmıştı.

Chan gerginlikle dudaklarını dişledi. "Sinirleneceğini sandım bir an. Sanki Jisung'tan senin hakkında bilgi alıyormuşum gibi oldu. Eğer öyle hissettirdiysem özür di-"

"Sadece alışmaya çalışıyorum."

Şaşkınlıkla kaşları havaya kalktı Chan'ın. "Neye?"

Seungmin çikolatasından kalan son lokmayı da ağzına attı. Lokmayı çiğnerken bir eliyle ağzını kapatıp bir eliyle de Chan'a beklemesini işaret ediyordu. Chan onu sabırla beklerken belki bu sayede verecek uygun bir cevap düşünebilirdi. "Molaya." dedi Seungmin, lokmasını yuttuktan sonra.

Mola mı!? Seungmin iç sesine lanet etti.

Mola, tabii yaa! Seungmin şimdi iç sesine minnettar olabilirdi.

"Molaya neden alışmaya çalışıyorsun ki? Gören de seni mola vermeden çalışıyorsun sanar."

Ders arası molalar hariç, evet hiç mola vermiyorum.

"Komiklikler, şakalar. Deniyorum işte ben de bir şeyler. " dedi Seungmin. "Kusura bakma ben pek muhabbet kurabilen bir insan değilim de. Anlamışsındır zaten."

Chan sırıtmasını engelleyemiyordu. Bunu fark ettiği anda kahvesinden bir yudum aldı ve boğazını temizledi. "Lafı bile olmaz. İlk tanışmamız biraz şey olmuş olabilir-"

"Şanssız." dedi Seungmin. Chan ona bakınca devam etti. "İtiraf etmeliyim ki şanssızdı."

"Peki ya şimdi?" diye sordu, bir eliyle kahve bardağını döndürüp duran Chan. Gerginlikten bayılmak üzereydi.

Seungmin birkaç saniye cevap vermedi. Ardından ayağa kalktığında Chan da ayağa kalkmak zorunda kalmıştı. Seungmin'in yüzünde hislerini belli etmeyen, düz bir ifade vardı. "Bence şimdi derse devam etmeli, sonra da yemek yemeliyiz."

Chan hevesinin kırıldığını belli etmemeye çalıştı fakat omuzları ondan habersiz düşmüştü bile. Asık suratını engellemesi gerekiyordu yoksa tekrar olası bir tartışma başlayabilirdi. Çöplerini attıktan sonra Seungmin'i takip ederek kütüphaneye girerken aklına gelenle bir anlığına olduğu yerde durdu.

Seungmin, kendi hür iradesiyle yemek teklifini kabul etmişti.

Bunu fark ettiği anda modu yeniden yükselmiş, çoktan merdivenlerden çıkmaya başlayan Seungmin'i hızlıca takip etmişti.

*

Tek Diva Hyunjin whatsapp grubu

Hyunjin:
Ayyynen öyle
Jeongin bana çıkma teklifi edeceğini ama vazgeçtiğini söyledi

houston we have a problem / chanmin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin