Yiyişen chanmin alarmı dikkat!!
*
"Mars Yıllıkları... Yok henüz bunu okumak istemiyorum. 1984... Kırk kez okudum ya yeter. Cesur Yeni Dünya... Ezbere biliyorum. Resonare... Yok artık Chan!"
"Noldu?" diye mutfaktan seslendi Chan. Amerikan mutfaktan dönüp Seungmin'e baktı.
Kahve saçlı olan oturma odasında televizyonun yanındaki kitaplığın başında durmuş, dün aldıkları kitaplarla beraber Chan'ın kitaplarını inceliyordu. "Resonare mı var sende? Darbe ve Devrim? Hem de iki kitap birden? Oha ciltli seri."
"Evet." dedi Chan, son heceyi uzatarak. Tenceredeki soğanları karıştırıp kavuruyordu. "Stray Strangers hariç tüm seri var. Ama Stray Strangers'ı bulamıyorum bir türlü."
"Özel basımdı o. Tek baskı."
Chan üzgünce yemeği karıştırmaya devam etti. "Çok pahalıydı bir de ya. Ayıp yani. Resonare'ın iki kitabı kadardı tek kitabın fiyatı."
"Eee, daha kalın ve sadece ciltliydi ama." diyerek mutfağa girdi Seungmin. Ocak başındaki sevgilisinin beline kollarını doladı ve omzunun üzerinden yaptığı yemeklere baktı. "Ellerine sağlık."
"Ellerine sağlık, ne?"
Seungmin bıkkınlıkla nefes verdi ve nefesi Chan'ın boynuna çarpıp onu huylandırdı. "Ellerine sağlık, aşkım."
Chan memnuniyetle gülümseyip "İşte şimdi oldu." dedi ve çorbadan bir kaşık alıp üfledi. Seungmin ağzını açtığındaysa sevgilisine içirdi çorbayı. "Nasıl?"
Seungmin yüzünü buruşturdu. "Çorba çok güzel ama aşkım demek hala cringe hissettiriyor."
Kahkaha attı Chan. "Sevgilim... Alış artık ne olur ya. Kaç sene oldu bir de."
Dudaklarını büzerek geri çekildi ve tezgaha yaslandı Seungmin. "Neden sevmediğimi bilmiyorum ama sevmiyorum işte. Onun yerine..." derken yavaşça Chan'a yaklaştı ve yanağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.
Gülerek elindeki tahta kaşığı tezgahın üzerindeki tabağa bıraktı Chan. "Temas insanıyım diyorsun yani."
"Yani öyle demeyelim de-"
Lafı Chan'ın kendisini tezgahla arasında sıkıştırmasıyla kesilmişti Seungmin'in. Elleri otomatik olarak Chan'ın göğsünde yerini alırken Chan da ellerini Seungmin'in beline dolamıştı. "Ne diyelim, hm?"
Yüzleri yaklaştığında gözlerini kapattı Seungmin. "Neyi ne diyelim?"
"Sen biraz alıklaştın sanki bana aşık olunca, dimi?"
Seungmin hışımla gözlerini açtı. "Seni atomlarına ayırmamı istemiyorsan derhal çeneni kapa."
"Sustur yiyorsa." dedi Chan, burunlarını birbirine sürterken.
Tek kaşını kaldırdı Seungmin. Bir eli Chan'ın boynuna giderken fısıldadı."Sustururum bak?"
"O kadar aşıksın ki bana, asla karşı gelemiyorsun. Resmen enayim olmuşsun Seung-"
Aniden dudaklarına kapanan dudaklarla susmak zorunda kalmıştı Chan. Gülümsememeye çalışarak üst dudağını öpen dudaklara yetişmeye çalıştı. Sevgilisinin belindeki kollarını iyice sıkılaştırıp tezgaha oturttu ve bacak arasına yerleşti.
Seungmin bacaklarını Chan'ın beline doladığında Chan da parmak uçlarıyla beline daireler çiziyordu. Nefes nefese bir şekilde geri çekildiklerinde Seungmin kızarık dudakları ve yanaklarıyla başını Chan'ın omzuna koydu. "Kalbimi hissetmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
houston we have a problem / chanmin✔️
Teen FictionBilim kurgu fanı bir geek olan kimya öğrencisi Chan, uzay bilimleri öğrencisi bir nerd olan Seungmin'e abayı yakar. * Üni ve star wars temalı bi seungchan işte