houston we have a problem / chanmin✔️

3.0 f

nerdeyse 1 aydır finali yazıcam yazdım yazıyom attım...

*

Seungmin'in annesi hanım teyzeyi o akşam yolcu ettikten sonra grupça oturup, bir güzel şu zamana kadar yaşananlardan konuşmuşlardı. Felix ve Hyunjin o gün parkta gördükleri kişinin Chan hyungları olmasına sevinirlerken Jisung hala daha arada 'bana söylemeliydiniz' diyerek çiftin burnundan getiriyordu. Changbin acayip derecede şok olurken her şey tam da Minho'nun tahmin ettiği gibi çıkmıştı. Jeongin ise öğrendiğinde yalnızca olayın tazeliğindeki şaşkınlığını korumuş, daha sonra bu duruma en çabuk alışan olmuştu. Artık yeni en iyi kankası Seungmin ile beraber Chan'ın dedikodusunu yapabilecekti ve ona göre bu ilişkinin doğurduğu sonuçlardan en mükemmel olanı da buydu.

Ertesi gün, yani yılbaşı akşamı hepsi birlikte Seungmin ve Chan'ın sevgili olduğu sahile gitmişler ve kendilerine birkaç paket kuruyemiş ile beraber bolca içecek almışlardı. Tabii hiçbiri o sahilde Chan'ın ilk kez Seungmin'i öptüğünü bilmiyordu. Bu da Seungmin ve Chan'ın hala saklayanildikleri küçük sırlarından birisiydi. Bir diğer sırlarının da kütüphane buluşmaları olduğunu zannediyorlardı fakat Jeongin'in uzun zamandır bildiğini hiçbiri bilmiyordu. Jeongin hala daha kimseye onları kütüphanede ders çalışırken gördüğünü söylememişti ve söylemeyi de düşünmüyordu.

"Gazoz isteyen var mı?" diye sordu Changbin, tek tek önündeki kağıt bardaklara içecek doldururken. Jeongin değişik sesler çıkararak çekirdek çitlemediği elini kaldırınca gülerek bir bardak da gazoz doldurdu. Bardağı alıp Felix'e uzattığında Felix de zar zor Jeongin'e uzatmıştı.

Seungmin içtiği fanta bir yere dökülmesin diye kumda açtığı oyuğa koydu bardağını. Arkadaşlarına dönüp şöyle bir baktı ve hepsinin keyfinin yerinde olduğunu görünce gülümsedi. Yanındaki sevgilisi ağzına fındık tıkıştırmaya çalışırken de hafif azarlar bir tonda söylenerek fındıklarını yedi.

Seungmin'e fındık yedirmeyi başaran Chan gülümseyerek kendi ağzına da birkaç fındık attığı sırada karşılarında gülerek onları izleyen Hyunjin ve Felix'e kaydı gözü. Dolu ağzıyla tek kaşını kaldırıp başını hayırdır dercesine sallarken Felix elinin tersiyle alnına dokunup Hyunjin'in omzuna bayılıyormuş gibi yaptı. Hyunjin dramatik bir yüz ifadesiyle Felix'in belini kavradı ve kendine getirmeye çalışılmış gibi arkadaşını sarstı.

Onların bu haline gülerek karşılık verdi Chan. Kahkahası hafif sesli olunca birkaç kafa ona dönmüştü haliyle. Hepsine gülümseyerek öpücük attı ve dönüp sevgilisinin yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Seungmin kaskatı kesilip ona dönünce Chan gözlerini kapatıp içinden dua etmeye başladı. Tam karnına yumruk yiyeceğini düşünürken Seungmin'in yumuşak dudaklarını kendi dudakları üzerinde hissetti. Şokla gözlerini açtığında Seungmin çoktan geri çekilmiş, kafasını resmen kuma sokan devekuşu gibi kolları arasına hapsetmişti. Çocuklardan tezahüratlar yükselmeye başladı, hatta Hyunjin alkışlarken Jisung ıslık çalıyordu.

"Bence bu güzel günü bir fotoğrafla ölümsüzleştirelim." dedi Minho. Elindeki çerezlerden bir kısmını Jisung'a paylaştırdı. Jisung gülerek çerezleri kendi avucuna alırken Minho'nun kendisine dünyanın en güzel şeyiymiş gibi baktığının farkındaydı. Artık farkına varmaya ve inanmaya başlamıştı.

"Harika fikir!" dedi Hyunjin ve hemen telefonunu çıkarıp kamera uygulamasına girdi. Gerekli ışık ayarını yapınca da birkaç kare fotoğraf aldı.

"Changbin ne biçim gülüyorsun lan." Minho Changbin'in pozuna kahkaha atarken bisikletten düştüğü için yanağında çizik olan çocuk şimdi de somurtmaya başladı.

Jeongin, Hyunjin'in yanağını öptü ve, "Beni de çek!" dedi. Hyunjin bu kez de kamerayı sevgilisine çevirdi. "Seungmin hyungları da çek." dedi ve eliyle köşede oturmuş sarılan çifti işaret etti. Hyunjin onları da çekti. Sonrasında Jeongin gülerek elindeki kraker paketini gösterdi ve, "Bak çizi yiyorum bunu da çek." dedi.