•13

5.6K 294 36
                                    

Berabaaaa

"Geçen gün iş görüşmesine gidememiştik. Şimdi uğrayalım mı?" Diye sordu siyah saçlı genç arabayı kullanırken.

Furkan, Çağlar'ı evden almış ve birlikte okula gitmişlerdi. Çağlar ödevini teslim etmiş, şimdi de okuldan çıkıyorlardı. Bugün Furkan, Çağlar'ın evinde kalacaktı. Çok heyecanlıydı.

"Olur aslında. Hem daha vaktimiz var." Demişti sarışın gülümseyerek. Yanındaki çocuk ona sebepsiz enerji veriyordu.

"Kendini kasmana gerek yok. Eminim seni çok severler. Zaten senin gibi tatlı ve nazik birini zor bulurlar." Yola bakarken söylemişti. İçimden sürekli ona iltifat etmek geçiyordu. Sevgisini ona güzelce göstermek istiyordu. Ne kadar başarıyordu onda emin değildi tabii.

Sonunda çok tatlı bir kafenin önünde durdular. Denize yakındı ve küçük bir bahçesi vardı. Bu dünyadan değilmiş gibi duruyordu. Sarışın çocuk şimdiden sevmişti burayı. Birlikte içeri girdiler. Çok kalabalık değildi ama bir sürü kişi vardı. Her masa ve sandelye renkliydi. Duvarda güzel tablolar, masalarda küçük, renkli ve çeşit çeşit çiçek, duvardaki raflarda da renkli çiçekler vardı. Büyük bir tezgah vardı ve arkasında çalışan kısa saçlı bir kız vardı. Yanaklarındaki çiller ona kusur katmak yerine, güzel gösteriyordu. Başındaki şabkası ile buranın bir parçası gibiydi.

"Selam Hazel. Ne yapıyorsun?" Furkan bir dirseğini tezgahın üstüne koyup gülümseyerek söylemişti. Kısa saçlı kız okuduğu kağıttan kafasını kaldırıp gelenlere baktı. Anında yüzünde güzel bir gülümseme oluşmuştu. Gözleri gök mavisiydi ve sarışın çocuk çok tatlı bulmuştu kızı.

"Hoşgeldin Furkan! Uzun zamandır gelmiyorsun. Kızıyorum bak." Demişti sahte bir kızgınlıkla. Furkan da kıkırdadı.

"En son bir hafta önce geldim ya. İşlerim vardı, uğrayamadım." Dedi o da.

"Bizi arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?" Genç kız kenarda sessizce onları izleyen sevimli sarı çocuğa baktı.

Furkan yaslandığı yerden çekilip elini sarışının beline koydu ve kendine çekip yaklaştırdı. Sarışın olan birden beline koyulan el ile garip hissetmişti.

"Bu Çağlar. Benim yarim olur kendisi. Bu da Hazel. Benim İkizim olur kendisi." Furkan'ın dediği ile sarışın çocuk ona dönmüştü. Arkadaşı falan olduğunu sanmıştı. Ondan önce dediğine bile takılmamıştı. Demek bu yüzden birbirlerine benziyorlardı.

Kısa saçlı kız dövmeli ve yüzüklü elini uzattığında, sarışın da küçük elini uzattı tutumak için.

"Tanıştığıma memnun oldum Çağlar." Dedi sevecen bir şekilde gülümseyerek. Sarışın da gülümsemişti.

"Ben de memnun oldum Hazel abla." Dedi. Çünkü furkan ondan büyüktü ve kız da büyüktü normal olarak.

"Lütfen bana Hazel de."

"Tamam." Dedi gülümseyerek. Zaten öyle biraz garip oluyordu.

Kız tezgahın arkasından çıkıp ikilinin yanına gitti. "Hadi gelin oturup konuşalım. Siz geçin bir yere, ben de size harika kapkeklerimden getireyim. El yapımı limonatam da var." Heyecanlı bir şekilde söyleyip ikiliyi ittirdi gidip oturmaları için. Sonra ise tezgaha geri dönüp mavi bir tepsi çıkardı ve üstüne birkaç şey koymaya başladı.

Furkan, sarışınını yine beline elini koyup yönlendirdi. Pencere kenarına geçip oturdular.

"Sevdin mi burayı?" Diye sordu. Sarışın etrafa bakmayı bırakıp siyah saçlı olana döndü. Gülümsedi ve kafasını salladı.

Popo Meselesi | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin