Berabaaaa
Karanlık odada hiç ses çıkmıyordu. Perdeler çekili ve binalar hep birbirinin yanında olduğu için güneş içeri giremiyordu. Pazar sabahı güzeldi. Çünkü birbirini seven iki kişi sarılmış uyuyorlardı.
Göğsüne dağılan saçların gıdıklaması sonucu gözlerini açmıştı dövmeli olan. İlk üç dakika tavanla bakışmış, sonra ise kollarının arasında uyuyan sarışınına çevirmişti gözlerini. Evet, artık onun sarışınıydı. Sonunda en büyük dileği kollarının arasındaydı.
Sarışının omzunda olan elini sarı tutamlara atmış ve yavaşça okşamaya başlamıştı. Yumuşak saçlarına bile dokunmak onu o kadar mutlu ediyordu ki. Çok seviyordu.
Yastığın altına koyduğu telefonundan saate baktı. Daha sabah altı buçuktu. O yüzden sevgilisini uyandırmayıp iyice kollarını etrafına dolayıp sarıldı sıkıca. Sarı saçların arasına birkaç öpücük kondurup, huzurla kapattı gözlerini.
Birkaç saat sonra ise Çağlar uyanmıştı. İlk önce nerde olduğunu sorgulamıştı. Birinin bedeninin üstünde uzanıyordu. Kafasını yukarı çevirip baktığında Furkan olduğunu görmüş ve gülümsemişti. Kafasını geniş bedenin göğsüne gömmüş, bir tane de öpücük kondurmuştu.
Dün ona onu sevdiğini söylemişti. Hatta öpmüştü. Bundan utanmıyordu. Tam tersine çok mutluydu. Sonuçta seviyordu. Utanılacak bir şey değildi, değil mi?
Ne zaman sevmeye başladığı ise bir muammaydı. Furkan'ın onu neredeyse bir buçuk senedir sevdiğini biliyordu. Ama tanışalı ve birbirleri ile iletişime geçip konuşmaları beş ay önce başlamıştı. Birini beş ayda sevebilir miydiniz? Aslımda birini bir saniyede de sevebilirdiniz. Çünkü sevginin süresi yoktu. Birini tanımanız ve sevmeniz kısa da sürebilirdi, uzun da.
Kıpırdandığı için üstünde yattığı beden uyanmıştı. Kafasını tekrar yukarı çevirip gülümseyerek baktı. Furkan da gülümseyen sevgilisini gördüğünde aynı şekilde karşılık vermişti.
Çağlar uzanıp Furkan'ın dolgun dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştu.
Önceki sevgilisi ile de öpüşüyordu, ama Furkan ile olan daha güzel ve hoştu. Ya da o öyle hissediyordu.
"Günaydın." Demiş ve gül dövmesi olan boyuna burnunu sürtüp kokusunu içine çekmişti. Dövmeli olan gülümsemiş, kollarını sarışına sarmıştı. O da sarı saçlara tekrar öpücüklerini sıraladı.
"Günaydın sarışın." Kollarındaki bedeni sıkmayı bırakıp yüzüne çevirdi yüzünü. "Sabah ilk gördüğüm kişinin sen olması çok güzelmiş. Diğer kişiler söylediğinde çok saçma ve gereksiz bulurdum. Ama cidden öyleymiş." Demişti Furkan. Eskiden sevgililik olaylarını pek sevmezdi. Çağlar'a kadar tabii ki. Her an yanında olmasını istiyordu.
Biraz daha sarılarak uzanmışlar ve sonra kalkıp sırayla banyoya girmeye karar vermişlerdi. Önce Furkan girmiş ve çıkınca da sarışınının kendi kokusu sinmiş tişörtlerden giymiş, altına da büyük şortlardan bir tane geçirmişti. Çağlar banyoya gittiğinde kahvaltı hazırlamak için mutfağa ilerlemişti.
Kapıda gördüğü kişi ile sinirleri gerilmişti. Berke açık çıkış kapısına omzunu dayamış bekliyordu. Gelen kişinin sesini duymuş olmalı ki başını kaldırıp bakmıştı. Karşısında gördüğü beden ile gerilmişti. Onu sevmiyordu. Tabii dövmeli olan da seviyor sayılmazdı.
"Selam."
"Selam." Samimiyetsiz, dümdüz bir sesle söylemişti Furkan.
"Ben Fatih'i bekliyor- hah geldi o da." Konuştuğunda Furkan dümdüz bir şekilde bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popo Meselesi | Gay
Teen FictionBilinmeyen Numara: Zor olmuyor mu? Çağlar: Ne zor olmuyor mu? Bilinmeyen Numara: Götünü taşımak. Bilinmeyen Numara: Kocaman da...