1.4

1.2K 69 11
                                    

Hislerimi açık bir şekilde ifade etmenin bir yolunu arıyorum.
"Seni sevmiyorum." diyemiyorum.
Çünkü seni seviyorum.

The Weeknd - Die For You

📌

"Koray, gerçekten senlik bir durum yok. Kendi paramı kazanmaya başladığımda çıkacağım demiştim zaten, biliyorsun."

Artık kendime ait bir eve çıkacak durumum olduğu için Koray'ın evini meşgul etmek istemiyordum. Dizi tutmuştu ve ben reklam teklifleri almaya başlamıştım.

"Tamam, sen nasıl rahat edeceksen öyle olsun." Dedi. Gülümseyip sarıldım. "Hakkını ödeyemem. Her şey için çok ama çok teşekkür ederim. Görüşürüz." Ayrılıp el salladım.

"Görüşürüz."

Yanından ayrıldıktan sonra aklımda olan satılık eve bakmak için yola çıktım. Çok güzel terası ve bahçesi olan bir evdi. O evden çıkmayıp tüm günümü terasta geçirebilirdim sanırım. Yolda kendi kendime sırıtırken telefonumun sesi beni hayallerimden ayırmıştı.

"Efendim Ayaz?"

O günden sonra birçok öpüşme sahnesine girmiştik, her seferinde de kalbim koşuya başlıyordu. Hani ilk olduğu için heyecanlanmıştım ben?

"Seni çok güzel bir yere götüreceğim. Umarım yemek yememişsindir."

Elimde olan anahtarın ucuyla alnımı kaşıdım. "Ben ev bakmaya gidiyorum şu an. Başka bir gün gitsek?"

Ufak mırıldalanmalardan sonra heyecanla konuştu. "Ben de geleyim. İstemez misin yanında?" Bu dediğine sırıttım. Bazen çocuk gibi tepkiler verip beni güldürüyordu. Bu da o anlardan biriydi.

"İsterim tabii, konum atıyorum."

Ayaz'a evin konumunu attıktan sonra ben de eve geçtim. Eşyalı olduğu için şanslıydım. Ev dizayn etmek yorucu bir işti ve benim buna çalışmaktan dolayı zamanım yoktu.

"Ben geldim!"

Bahçe kapısından görüş alanıma giren Ayaz'a gülümsedim. "Hoş geldin. Hadi gel evi gezelim."

Dış kapı açıldığı gibi oturma odası gözüküyordu. Geniş ve ferahtı. Duvara sabitlenmiş televizyon koltuğun hemen karşısında kalıyordu.

Mutfağı esgeçip yukarıdaki odalara bakmak istedim. Önde ben, arkada Ayaz olmak üzere merdivenlerden çıkmaya başladık.

Cam kapının ardından ilânda gördüğüm terası görünce hızla oraya ilerledim. Sürgülü kapıyı çekip ortamı canlı canlı görünce ağzımdan çıkan 'yaaa!' Mırıldanmalarına engel olamadım. Burası çok güzeldi!

"Hahahhah! Bu kadar beğendiğini düşünmemiştim." Dedi Ayaz.

"Ama çok güzel değil mi? Burayı nasıl düzenleyeceğim biliyor musun?"

Duvara yaslanıp kaslarını aşağı yukarı hareket ettirince anlatmaya başladım.

"Öncelikle yere kocaman ve yumuşacık örtü sereceğim. Şu köşeye ikili bir koltuk. Yere büyük yastıklar serpiştirmeyi planlıyorum. Gece yakacağım led ışıklar. Bir de şu yukarı tutturmalık, sallanan bir koltuk gibi bir şey varya, ondan. Adı neydi onun?"

Yüzünde ufak gülümsemesiyle beni izlerken anlattıklarımı dinledi mi bilmiyordum. Kısılan gözleri kapanmak üzereydi. İç çektikten sonra kafasını aşağı eğdi ve derin bir nefes alıp verdi.

"Güzel düşünmüşsün."

Onunla aramda olan ilişkiyi ileriye taşımak istiyordum fakat nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Kaçıncı olduğunu hatırlamadığım vazgeçişimden sonra kafamı sallayıp çıkmak için kapıya yöneldim. Kapının yanında duran Ayaz'ın kolumu tutmasıyla durdum.

"Bir şey mi söyleyecektin?"

Konuşmam için gözlerime bakarken ayağıma gelen fırsatı tabii ki de geri tepmeyecektim.

"Ayaz, ben..."

"Nerdesiniz?" İkimizin kafası da yana dönünce kimin seslendiğini anlamaya çalıştık. Konuşmam yine bölünmüştü.

"Kim ki şimdi bu?" Dedi Ayaz. Bilmem dercesine dudak büktüm. Gözleri dudaklarıma kayıdı ve orda oyalanmaya devam etti. "Bakalım kim gelmiş." Aşağı inince evi almak için görüştüğüm adamla karşılaşınca şaşırmıştım. Ne işi olabilirdi ki burda?

"Mehmet Bey?"

"Merhaba Yağmur Hanım. Böyle ayaküstü, aceleye rastgeldi kusuruma bakmayın ama, bu evi alamazsınız."

Adamın söylediklerini idrak etmeye çalışırken aynı bakışları Ayaz'ın da adama attığını fark ettim.

"Anlamadım. Ne demek, bu evi alamam?" Adam mahçup bir şekilde kafasını aşağı eğdi ve soluklandı. "Sizden önce eve bakan kişiler tekrar geldi ve evi almak istediğini söyledi. Anlarsınız ya, sunduğu fiyat..."

Ayaz, Mehmet Bey ile tartışma içerisine girmişti. Ben ise burdan geri dönüş olmadığının farkında olarak ne yapacağımı düşünüyordum. Koray'a anahtarı vermiştim. Teşekkür edip gitmiştim ordan, tekrar dönemezdim.

Düşüncelerimden kurtulup sesleri gittikçe yükselmeye başlayan ikiliyi durdurdum. "Tamam, gidelim Ayaz."

Ayaz gözlerime bakarken kafamı yana yatırdım. "Uzatmayalım, lütfen." Gözlerim dolmuştu. Bu evi gerçekten çok istiyordum. Ayaz da bunun farkında olduğu için bu kadar dil döküyordu.

Evden çıktıktan sonra sahilde yürümeye başladık. Sessizliğimiz çığ gibi büyürken Ayaz'ın elimden tutup kendine çevirmesiyle durduk.

"Nereye bırakayım seni? Eşya taşıma işlemi olmadı ev eşyalıydı. Nerede kalacaksın?" Kafamı eğip ağlamamak için kendimi zor tuttum. Kendimi çok aciz hissediyordum.

Ayaz durumu anlamış olacak ki beni göğsüne bastırdı. Sanki ihtiyacım olan şey ev değil de Ayaz'dı. Sanki, Ayaz benim evimdi.

"Doldurma o güzel gözlerini. Kıyamam ben sana." Başımın üzerine dudaklarını bastırınca gözümden düşen yaşa engel olamadım.

Beni kendinden ayırıp yüzüme eğildi ve konuştu.

"Benimle yaşa."

08.07.21

Özgür HisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin