korkak, ezik birisin

2.7K 289 114
                                    

hyunjin,

okul çıkışı, minho'nun büyük ihtimalle beni dövmek için çağırdığı yere adımlıyordum. mal mısın neden bilerek dövülmeye gidiyorsun diyecek olursanız, konuşmaya gidiyordum.

durumu açıklayacaktım, orospu çocuğu jisung yüzünden dayak yiyecek halim yoktu. changbin laftan anlamayacaklarını, bir şey olursa anında onu aramam gerektiğini ve yakınlarda olacağına dair bir şeyler zırvaladığından içim bi nebze olsun rahattı.

yalan söyledim, içim hiç rahat değildi. çekingen ve kendini düzgün ifade edemeyen biriydim ve minho zorbanın tekiydi. okul hayatım boyunca kaç kere ezildiğimi ben bile bilmiyorum, gözünde eziktim yani.

yıkık dökük eski evlerin arasında ilerlerken bahsettiği yeri görür gibi olmuştum, emin olmasam da oraya adımladım.

teller kaplı girişten içeriye daldım ve bahçede oturan üçlüyü görmüştüm. minho, felix ve seungmin üçlüsü.

"geldin demek? nerede öbür arkadaşların? sattılar mı seni?"

minho oturduğu yerden kalkıp yanıma adımladı ve tam karşımda dikildi. öbür ikili anında dibinde, tam arkasında belirmişti. felix elindeki bitmiş jelibon paketini buruşturup cebine sokmuştu, seungmin ise tamamen ifadesiz yüzümü inceliyordu.

lafa girmem gerekliydi, içimde biriken son cesaretle dudaklarımı araladım. "ben buraya.." sesim gereksiz kısık çıkmıştı.

derin nefes alıp konuşmamı devam ettirdim. "ben buraya konuşmaya geldim. kendimi açıklayacağım."

"sen arkadaşların olmadan konuşabiliyor muydun ki? changbin ve jisung hayatına girdiğinden beri nerede söz hakkı aldın, gerçi onlar yokken de konuşmuyordun sen. okulda eskileri hatırlayan herkes biliyor ne bok olduğunu. korkak, ezik birisin."

çok ağır konuşuyordu, demek böyle ilerleyecekti. keşke konuşmayı denemeden dayak yeseydim dedim o an. resmen yüzüme vuruyordu yaşadığım zorbalıkları, sanki benim suçummuş gibi. daha fazla konuşup bunlarla uğraşmak istemediğimden kısa kesecektim.

"ben sana hiçbir şey yapmadım. itiraf falan alakam yok, bunu söyleyecektim. jisung benim ismimi vermiş ama alakam yok yemin ederim." sonlarda sesim kısılmış ve arada bir kekelemıştım fakat en azından onun dediği gibi susup oturmuyordum, konuşuyordum.

"ne oluyor lan orada?" arkadan çıkan içkici abileri gördüğümde minho'nun ufaktan gerilediğini görmüştüm. "kardeşim biz demedik mi liseli çoluk çocuğu istemiyoruz burada diye? laftan anlayın."

altta kalır mı minho? "liseli çoluk çocuk derken amına koyduğum, istediğim yere giderken de sana sorarım artık." kalmaz. korkuyordu ama konuşuyordu.

sonrasında biri 'bana soracaksın' deyip minho'nun üstüne atlamıştı. içimdeki ses kavgayı bırakıp kaçmam gerektiğini söylüyordu ve tabii ki onu dinledim. güzel yüzümü sokakta bulmadım ben.

eve kendimi atıp olanları on saat jisung ve changbin'e anlattıktan sonra aklıma montumun cebindeki cüzdan gelmişti. olduğu yerde yoktu, gerçekten yoktu. "hasiktir."

-

hyunjin
minho, merhaba
ben cüzdanımı düşürmüşüm
oralarda bulduysan bana verebilir misin?

minho
bende degil

hyunjin
o zaman eğer o eve gidersen oralara bakar mısın

minho
bakamam

hyunjin
teşekkür ederim

minho
rica ederim ezik

hyunjin
hah, cidden
insan gibi yazmışım şurada
sen hep böyle misindir

minho
nasilim

hyunjin
kendi eksikliklerini görmeyip, ya da görüp de onları kapatmak için başka birini ezen birisin

minho
muhtesemim

hyunjin
komik misin sen

minho
evet

hyunjin
hazır konuşmuşken,
bana bugün korkak ezik dedin ya
korkak da ezik de sensin
senin lafını geçirebileceğin tek kişi bizim okulun alt sınıfları
hem sen sevgi ne demek onu da bilmiyorsun

minho
cv frekans imza kase muhur hes kodu tcmi de verseydin onlu arkali tomografim

hyunjin
komik çocukmuşsun gerçekten
ezik

minho
HQHAUAHAUQHWUQHSHDH
beni ezikleyebilecek son kisi bile degilsin
yemin ederim ben degilim minho nolursun birak gideyim

hyunjin
ben böyle bi şey demedim uydurma

minho
dedin

hyunjin
demedim

minho
iyi aksamlar canim

hyunjin
geber

--------
minhoya bad boyluk cok yakisio aq

nieves | hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin