hyunjin,
"jisung kapıya bak, ellerim bulaşıklı benim!"
"bakıyorum!"
akşamın bu saati kim gelmiş olabilirdi ki? changbin bildiğim kadarıyla gelmeyecekti, başka planları vardı. uzun bir süre jisung'dan ses gelmeyince sabunlu ellerimi duruladım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım.
"kim gelmi- senin burada ne işin var?" gerçekten minho gelmesini beklediğim son kişiydi.
"çünkü okulda beni dinlemedin, tüm gün nereye gidersem kaçtın! lütfen sana açıklamama izin verir misin?"
"ya sen neyi açıklayabilirsin ki? defol git buradan dinlemek istemiyorum."
"aranızdaki meseleye karışmak gibi olmasın ama, bence bir dinle." jisung böyle diyorsa dinleyemeliyim diye düşündüm ve üç saniyelik beyin fırtınasından sonra tekrar minho'ya döndüm; "evet söyle, dinliyorum."
"kapıda mı konuşacaksınız?"
"evet jisung."
"tamam benlik hiçbir sıkıntı yok, sen yeter ki dinle. şimdi bugün sen öyle deyince ben olayın aslını öğrenmeye gittim, bütün gün de gerçekten uğraştım ve çözdüm-"
cebimdeki telefonun sesi konuşmasını bölerken o da soluklanmaya başlamıştı. "bekle, alo efendim?"
"merhaba hyunjin. ben chaeyoung, aynı sınıftayız belki hatırlarsın, her neyse sevgilim yanındaysa telefonu verebilir misin?"
"anlayamadım, senin sevgilin kim? ben ne alaka şu an?"
"minho? senin yanına uğrayacağını söylemişti de, telefonuna bakmıyor. o yüzden aradım ben seni."
duyduğum isimle, önce telefonu kapatmıştım, sonra da kapıyı. kapatmadan önce de 'sevgilin bekliyormuş, git istersen.' demeyi unutmamıştım.
"ne oldu hyunjin, kim aradı amına koyayım?"
kendimi salondaki koltuğa atıp ağlamaya başlamışken konuştum; "jisung, gerçekten sevgilisi varmış! bizim sınıftaki bir kız aradı. dedi ki; minho senin yanına geleceğini söyledi ona verir misin telefonu, şok oldum."
kelimelerim tam belli olmayacak şekilde çıkıyordu ağzımdan, anladığından bile şüpheliydim.
"üzülme ya... bu çocuk, gerçekten sorunlu. ben aslında en başlarda sevgilisi varken başkalarıyla yiyişen bir tip olduğunu anlamıştım biliyor musun? klasik bizim okulun zorbası işte. en azından artık ne mal olduğunu biliyorsun. seni kullanmasına izin vermeyeceksin. üzülme sakın!"
o bunları söylerken ağlamam daha da şiddetlenmiști. belki deymeyecek biri içindi fakat kötü hissetmeme engel olamıyordum. bütün gece ara ara gülmüș, ama genel olarak ağlamıştım.
ertesi gün okula zorla gitmiştim, gerçekten halim yoktu hiçbir şeye. ilk iki dersten de bir sik anlamamıştım. jisung ve changbin sürekli dibimde beni güldürmeye çalışıyor, moralimi az da olsa düzeltmeye çalışıyorlardı. böyle durumlarda ben çok fazla inciniyordum, onlar da biliyordu.
teneffüs zili çalmış, herkes yavaş yavaş ders için sınıfa toplanmaya başladığında, yanıma dünkü beni arayan olduğunu anladığım kişi gelmişti.
"merhaba hyunjin, hyunjin değil mi?"
"evet."
"çok vaktini almayacağım. sadece minho'dan uzak durman gerektiğini söylemeye geldim."
"minho ile gerçekten sevgili misiniz siz?"
iğrenç gülüşü suratında yerini aldığında, lafımı onayladı. "öyleyiz, bayağıdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nieves | hyunho
Hayran Kurgujisung, hyunjin'in adıyla itiraf sayfasına minho hakkında itiraf atmıştı ve bu her şeyin başlangıcı oldu. 26.06.21 bitti </3 # | hyunho, changlix <3