CD 2

2.3K 176 213
                                    

10.02.2017

#Ella

Hafifçe gözlerimi kırpıştırıp açtığımda Harry ile karşılaştım. Şapşal bir şekilde komik bir bere takmış yaptığı kardan adamın yanında duruyordu. Yatakta dönüp tavana baktım ve esnedim, sabah olmuştu.

Sonunda kendime geldiğimde doğruldum ve ayakkabılarımı giydim. Ardından etrafa tekrar göz gezdirdim. Fotoğraflara ve anılara.

Hepsini yanımda götürmek istiyordum ama yapamazdım, fakat en azından anahtar bendeydi. Yani burası benimdi, sanırım.

Artık gitme vaktim geldiği için kapıya yöneldim ve kulbu çevirdim. Dışarı adımımı atarken bir şeye takıldım. Bu paspasın üzerine bırakılmış bir başka paketti.

Tanrım Harry!

Paketi elime aldım. Kapıyı arkamdan kilitledim ve koruluğun çıkışına ilerledim. Taksi bulmalıydım. Anahtarı cebime koyarken elim, Harry'nin talimatlarının yazdığı kağıda değdi. Gözlerimi devirerek güldüm.

Şimdi eve gitmem, hazırlanmam ardından saat ikideki dersime yetişmem gerekti. Sonrasında eve gelip Harry'nin paketini açabilirdim. Bütün bu olanlar beni heyecanlandırıyor fakat aynı anda korkutuyordu da.

Tekrar kıvranarak Harry'ye dönmek istemiyordum. Çünkü ona dönersem geçmişime dönerdim. Geçmişime dönersem de boğulurdum.

Onsuz yaşamak zordu. Buraya ilk geldiğim haftalar acı doluydu. Aile olarak çok yakındık. Ailelerimizden çok birbirimizle vakit geçirirdik. Elimizde olmadan birbirimize bağlanmıştık. O genelde uslu ve sakin olandı. Ben hep yaramazdım.

Birbirimizi tamamlıyorduk. O benim diğer yanımdı. Şimdi eksik olan ve acıyla sızlayan yanım.

+

Evin kapısını açtığım sırada merdivenlerden uykuyla inen Sally'yi gördüm. Bana şaşkınlıkla baktı. "Dün gece neredeydin? Seni bekledim." dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Ona buraya aniden apar topar gelme nedenimi söylememiştim. Birkaç ısrardan sonra o da sormayı bırakmıştı.

Ona Harry'den, annemden, babamdan bahsetmemiştim. 'Hiç mi kimsen yok senin?' Diye sorduğunda da 'Hepsi öldü,bir ben kaldım.' demiş ve onu geçiştirmiştim.

"Önemli değil, biraz...Kafa dinledim. Hazırlanıp derse yetişmem lazım, sen ne yapacaksın bugün?" Diye sordum.

Omuz silkti mutfağa geçerken. "Yapacak bir şeyim yok ki. Öyle boş boş dolaşırım, alış veriş merkezine falan giderim. Hey! Bak ne diyeceğim, akşam seninle film izleyelim mi? Bir şeyler almayı planlıyordum zaten."

"Olur, bana uyar." Demiş ve odama yönelmiştim. Paketi şimdi açmayı çok isterdim ama okula gitmem gerekti. Bu yüzden hızla üzerimi değiştirdim ve çantamı hazırlayıp evden çıktım. Yolda yiyecek bir şeyler alabilirdim. Evde vakit kaybedemezdim, Bay Luther dersine geç kalınmasından nefret ederdi.

+

"Evet hanımlar ve beyler dönem ödevlerinizi teslim etmeniz için iki haftanız kaldı. Umarım son haftalara bırakmamışsınızdır. Herhangi bir konuda bir sorunuz olursa, beni bulun. İyi günler." Dedi ve sınıftan çıktı Bay Luther. Biz de arkasından hızla adımlamıştık.

Koridora çıktığımda telefonumu bulmak için çantamı kurcalıyordum ki birine çarptım. Başımı kaldırıp baktığımda daha önce görmediğim biri olduğunu fark ettim. Görsem, hatırlardım.

"Çok, çok özür dilerim. Dedi aksanlı bir şekilde.

"Sorun değil, yeni misin?" Dedim gülümseyerek bakarken. Sarı, hafif uzun saçları ve mavi gözleriyle benim yaşlarımda bir erkekti bu.

sixteen cd's  | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin