CD 3

1.7K 155 265
                                    

*Portre aslen Henrietta Harris'e aittir.

11.02.2017

#Ella

Sonunda yattığım yerden kalktım, ateş sönmeye başlamıştı ve saatte gece yarısını geçmişti. Radyoyu kapatıp elime aldım ve arabaya yöneldim. Sürücü koltuğuna geldiğimde Mark'ın uyukladığını fark ettim ve kapalı camı tıklattım.

İrkilerek uyandı ve bana gülümsedi, başıyla yanına geçmem için işaret ettiğinde arabanın önünden dolanıp Mark'ın yanına oturdum. Geri dönüş yolunda arka planda kısık seste bir müzikle ilerledik.

Mark'a evin adresini verdiğimde,onun yanına giderken geçtiğim yollardan geçti ve evin önünde durdu. Tam teşekkür edip inecektim ki beni durdurdu.

"Bak Ella, ben... Harry benim oğlum gibiydi. Anlıyorsun değil mi? Ve bu da..." Derken uzanıp önümdeki torpidodan bir paket çıkardı. "Bunu bana verdi, senin için ve seni çok özlediğini belirtmemi istedi." Artık elimde olmadan ağlamaya başlamıştım. Mark yapabildiği kadar yaklaştı ve güven veren bir şekilde sarıldı.

"O... O seni çok sevi-" Diyecekken onu susturdum.

"Biliyorum. Çok iyi biliyorum." Dedim. Fakat bunun kelimelere dökülmesinden nefret ediyordum. Çünkü... Çünkü bazı kelimeler söylendiği an değerini yitiriyordu. Dudaklardan çıkmasına gerek yoktu, önemli olan onun bana bunu hissettirmesiydi. Ve ben hissetmiştim.

"Bir daha görüşür müyüz bilmiyorum ama, kendine iyi bak Ella. Harry'ye benden selam söyle." Derken gözlerinden yaşlar akıyordu.

Arabadan indim ve çakıl yolda ilerleyip evin kapısına ulaştım. Kilidi açtıktan sonra ses yapmamaya çalışıp odama çıktım. Paketi çekmecelerimden birine koyup üzerimi değiştirmeden hemen yatağa girdim. O kadar yorgundum ki.

+

"Ella, sence bundan beş yıl sonra nerede olacağız dersin?" Diye sordu Harry. Arka bahçede çimenlere uzanmış gökyüzünü seyrediyorduk. Biraz hareket ettim ve başımı Harry'nin göğsüne yasladım. Anında eli saçlarımı buldu ve oynamaya başladı.

"Bilmem, belki buradan gitmiş oluruz. Bu konularda düşünmem pek bilirsin." Dedim. Göğsünün hareketinden güldüğünü anladım.

"Tabi ya, senin şu 'Anı yaşa.' ilken."

"Peki, sence nerede olacağız?" Diye sordum. İki hafta önce yaşadığım şey yüzünden hâlâ durgundum,babamla konuşmuyordum. Anneme ise ne zaman bulacağını bilmediğim bir mektup bırakmıştım. O gün yaşananları gözlerine bakıp anlatamazdım. İkisinden de uzak durmaya çalışıyordum ki Harry'ye sahip olduğum için bu kolay oluyordu.

"Belki... Evlenmiş oluru-" Derken birden bir patlama duyduk. Hızla doğruldum ve ellerimi Harry'nin karnına koyarak destek aldım. O da hızla dirseklerinin üzerinde doğrulmuştu. Bir nevi şoka girdim.

"Harry bu ses..." Derken sesim çatladı.

Harry fısıldayarak cümlemi tamamladı. "Sizin evden geldi." Hızla ayağa kalktım ve tabana kuvvet koşmaya başladım. Bahçe kapısını önemsemeyip doğrudan çitlerin üzerinden atlayıp bizim bahçeye geçtim ve ön kapıya koşturdum. Fakat kapalıydı ve anahtarım nerede bilmiyordum.

Arka tarafa dolanıp mutfak kapısından içeri girdim. Gözlerim etrafı taradı ama burada bir şey yoktu. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarken arkamdan gelen Harry'nin adımlarını da belli belirsiz duyuyordum.

Merdivenin sonuna geldiğimde gözüme ilk çarpan şey annemlerin odasının kapısı oldu. Annem gündüzleri asla kapıyı kapatmazdı. Kapıya doğru koşturdum ve kulbu çevirdim ama kilitliydi. "Anne!" Dedim kilidi zorlarken.

sixteen cd's  | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin