sixteen cd's | H.S

CD 5

*Ed.

14.02.2017

#Ella

Jace gitarındaki kabloyu söküp sahneden inmek için merdivenlere yöneldiğinde ben de ondan tarafa yöneldim. Sıcaktan terlemiştim ve saçlarım boynuma yapışmıştı. Kıpkırmızı olduğuma emindim.

Öte yandan Jace'in de pek bir farkı yoktu benden. Yüzüne yapışan ve terden ıslanmış sarı saçlarını elleriyle geriye attı. Etrafına bakındığını görebiliyordum ama ona ulaşmak zordu.

Kalabalığı ittire ittire onun yanına ilerlediğimde sonunda beni fark etmiş ve gitarını arkasındaki çocuğa verdikten sonra hızla gelip bana sıkıca sarılmıştı.

Ne diyeceğimi ya da yapacağımı bilemediğimden aklıma gelen en iyi şeyi yaptım. Kollarımı ıslak sırtına dolayıp sarılışına karşılık verdim. Sarsıldığını fark ettiğimde bir an güldüğünü sandım ama hayır gülme sesi gelmiyordu. Hıçkırıyordu.

Ağlıyordu.

"Jace." Diye fısıldadım sessiz ama onun duyabileceği bir şekilde. Hâlâ ağlıyordu.

"Jace." Dedim tekrar. Biraz daha yüksek bir sesle. Geri çekilip iki eliyle yüzünü kapatıp ovuşturdu. Ardından gözlerimdeki yaşları sildi.

"Gidelim." Dedi bir açıklama yapmadan.

O çoktan önden yürümeye başlamış ve beni görmeyecek olsa da başımı sallayıp onu takip ettim. Bu çok tuhaftı. Daha önce yemek yediğimiz oda yerine sahnenin arkasında bir yere geçtiğimizde buranın kulis bozması minik bir oda olduğunu fark ettim. Ayaklı askıya asılmış tişörtlerden birini eline alıp başından geçirmeden önce üzerindeki ıslak tişörtü çıkardı.

Ardından eski koltuğun üzerine bırakılmış gri kazağı da üzerine geçirip yanımdan geçerken onu takip etmem için başıyla işaret etti. Söylediğini ikiletmeden yaptım. Donuklaşmıştım.

Dışarıya çıktığımızda soğuk şubat havası yüzüme çarptı. Kollarımı bedenime doladım. Kaldırımda arabayı park ettiğimiz yere kadar yürüdük. Cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açınca hemen yolcu tarafına geçtim.

Eve dönüş yolunda Jace sessizliğini koruyordu ama direksiyonu sıkıca kavrayan ellerinden ve beyazlaşan parmak boğumlarından gergin olduğunu anlayabiliyordum. Bir şeyler söylemek istiyordum. Onun beni sakinleştirdiği gibi onu sakinleştirmek istiyordum ama onu tanımıyordum bile. Nasıl yardım edebileceğimi bilmiyorum.

Araba aniden durduğunda eve geldiğimizi fark ettim. Işıklar kapalıydı, demek ki Sally erkenden yatmıştı. Bu onluk bir şey değildi. Karışıklıkla kaşlarımı çattım.

"Jace..." Diye mırıldandım. Beni hemen susturdu. Yavaşça bana dönüp bir şey söylemek ister gibi ağzını açtı. Ama sustu. Başını iki yana salladı.

"Bak Ella. Bu gece, bence bu geceyi unutalım tamam mı?" Dediğinde şaşkınca ona baktım. Sanki aramızda bir şey yaşanmıştı da bunu unutmak istiyordu. Halbuki öyle bir şey yoktu.

"Anlamıyorum." Dedim.

"Bak söylediklerim... Ella..." Diye mırıldandı.