Yataktan yavaşça ayaklarımı sarkıttım. Ayaklarımı yere basmamla kasıklarıma ağrı girmişti. Hani acımayacaktı!
Batu'ya döndüğümde hâlâ uyuduğunu gördüm. Aslında bende uyusam fena olmazdı... Ama beni yanında görmesini istemezdim. Utanıyordum, işte!
Utanılacak hiçbir şey yok, sakin ol... Olamıyordum!
Yavaş hareketlerle dolaba ilerleyip günlük kıyafetleri aldım. Ayakta durmaya takâtim yoktu. Yatağa oturup üzerimi çıkarmaya başladım. Nasıl olsa uyuyordu. Akşam zaten her şeyi görmüştü. Ama olmuyordu işte. İçim rahat değildi.
Gri eşofmanı altıma geçirip üzerimdeki t-shirtü kenara fırlattım. Yanımdaki t-shirtü alacakken belime sarılan eller beni yatağa çekmişti. Ani hareketinden dolayı kasıklarıma ağrı girmiş ve ağzımdan acı dolu inilti firar etmişti.
"N'oldu!?" dedi telaşlı sesiyle.
"Kasıklarım... Kasıklarım ağrıyor." dediğimde ellerini aşağı doğru indirip yavaş hareketlerle masaj yapmaya başladı. Acısı geçmese bile onun beni düşünmesi dudaklarımda küçük bir tebessüme neden olmuştu.
Yanağıma minik bir öpücük kondurup biraz doğruldu ve burnumun ucunu da öptü. Sonra gözleri boynuma inmişti. Derin nefes alıp oraya eğildi ve orasını da öptü.
Doğruluğunda benim gözlerim de onun boynuna değmişti. Gözlerim utançla kapanırken, "Bunları ben mi yaptım?" diye düşünmeden edemiyordum.
Gece banyo yaptıktan sonra üzerimdeki yorgunlukla gözlerimi kapattığım gibi uyumuştum. Kapıyı da hiç kilitlememiştik. Ya bizi duymuşlarsa ya da görmüşlerse!?
Gözlerim hızla geri açılırken Batu'nun beni gülümseyerek izlediğini gördüm. Üzerimde bir şey yoktu!... Gece her yerimi görmüştü? Rahat olabilirdim. O artık benim tamamen kocam olmuştu. Yan gözle bi' karıya bak, ben seni o zaman ne yapıyorum!
Gözleri üzerimde dolaşınca ayaklarımın ucunda olan t-shirtü yavaşça almaya çalıştım. Ama elimi tutup yanağına koydu. "Güzelim, utanmana gerek yok." dedi yumuşak sesiyle.
Gözlerim ondan kaçıp etrafta gezinmeye başladı. Ki o bunu güldürmüştü. Yanağındaki elimi boynuna götürdüm ve okşadım. Onun yaptığı gibi bende onu öpmüştüm. Boğazından garip bir ses çıkınca gözlerim kocaman açılmıştı.
Yutkunup benden uzaklaştı ve ayaklanarak tuvalete koştu. Onun yaptığı şeyleri şaşkınlıkla izliyordum. Bir süre gelmeyince kalkıp üzerimi giyindim ve tam odadan çıkacakken tuvaletten çıktı.
"İyi misin?"
Elini ensesine atarak kaşıdı. "İyiyim. Bir sorun yok... Şu anlık."
Kapıdan uzaklaşarak onun yanına ulaştım. "Sen... İyi değil gibisin sanki? Bir betin benzin solmuş."
Ben yaklaştıkça geri gidiyordu. "Yaklaşma bence... Canın acıyormuş hem. Bir şey yapmayayım."
"Ne diyorsun Batu?"
"Yaklaşma diyorum."
Sırtı duvara çarpınca dudağımın tek kenarı kıvrılmıştı. Kendin demedin mi, utanma diye?
Ona tamamen yaklaştığımda ellerimi iki kenarından geçirip duvara yasladım. Başımı boyun girintisine sokup derin nefes aldığımda, titrek bir nefes vererek yutkunmuştu.
"M-Mira... Güzelim, yapma. Geri çekil, ha? Canın daha fazla yansın istemiyorum." dedi neredeyse fısıldayarak.
Derin derin nefes alıyor ve kalbinin sesini neredeyse buradan duyuyordum. Dudağımı nabzının üzerine bastırdığımda belimden tutup beni duvara yaslamıştı hızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|•| KADERİM |•|
ChickLitHer şey babamın borçlarıyla başladı. Beni ilgilendirmeyen borçlar, benim hayatımı değiştirdi. Tanımadığım biriyle aynı çatı altında, aynı oda da kalmama sebep oldu. Ama bunları babamın zoruyla değil, kendi isteğimle, sırf babam bi daha üzülmesin di...