SELAMMM
NABERSİNİZ
BEN DE İYİYİM... NE KADAR İYİYSEK İŞTE
BAŞLAYALIM O ZAMAN...
____________________Üzerimdeki ağırlıkla gözlerimi araladım. "Bu benim üstüme nasıl çıkmış?" Hızla kolunu dürttüm. Yüzünü boynuma gömmüş, her nefes aldığında gıdıklanıyordum.
"Ölüm uykusuna mı yattın çocuk!?" Kolunu dürtmeye devam ederken bir anda başını kaldırdı. "Ne var Turunçgil sabah sabah!?" Kaşlarını çatıp bana bakarken birden başını tekrar boynuma gömdü.
"Sence ne var Batu!?" Kısık kısık bir şeyler söylüyordu. Mırıldıyordu desek daha doğru. "Lan kalk üzerimden!"
Başını tekrar kaldırıp gözlerini kocaman açmış bir şekilde bana bakıyordu. "Batu kalksana!"
Bir şey demeden elleriyle yanlardan destek alıp kalktı, hızla merdivenleri çıktı ve yatak odasına girdi. "Allah'ın öküzü."
Biraz utansamda hiçbir şey olmamış gibi sağa dönüp gözlerimi kapattım.
••••••••••••••••••••••
Kolumun dürtülmesiyle gözlerimi hafifçe araladım. "Hı?"
"Kalk hadi kahvaltı hazırladım."
"Ha?"
"Mira bunun neyini anlamıyorsun? Kahvaltı hazırladım, diyorum."
Omuz silkerek gözlerimi tekrar yumdum. Tekrar omzuma dokununca derin nefes alıp o tarafa döndüm. "Uyuyacağım!"
Gözlerini şaşkınca açıp etrafa baktı. Gülümseyerek başını salladı ve arkasını döndü. O giderken son duyduğum şey "Manyak." Oldu.
Gözlerimi kapatsam da artık uyuyamıyordum. "Allah'ın cezası."
Bir sağa bir sola döndüm. En sonunda oflayarak yattığım yerden doğruldum. Önce banyoya giderek işlerimi hallettim. Duş almaya karar vererek bavulun başına gittim. "Benim giyecek neden düzgün bir şeyim yok kardeşim?"
Bavulu karıştırmaya devam ederken kapı çaldı. "Gelebilir miyim?"
"Bir sen eksiktin... Gel!" Kapı yavaşça açıldı. Hiç oralı olmadan bavula bakmaya devam ettim. Bacağımdaki yara gayet iyiydi bu yüzden pantolon giyebilirdim. Ama üzerime giyecek bir bok yoktu.
Bir anda Batu önüme sweatshirt uzattı. "Al bunu giy." Bir ona bir sweatshirte baktım. "Yok, sağ ol." Derin nefes alarak siyah sweatshirt'ü önüme attı. "Giy gel."
Kapıdan çıkmadan "Duş alacağım." Dediğimde, tekrar bana döndü. "Boş ver. Hastasın zat..." Cümlesini bitirmeden söze girdim. "Hayır, iyiyim."
Omuz silkerek kapıya döndü. "Keyfin bilir." O çıktıktan sonra biraz düşündüm, acaba tekrar hasta olur muyum? Ben hasta olmam ki... Yoo oldum. Ama çabuk geçiyor. "Mira yürü ya, kokuyorsun."
Kendi kendime gülerek eşyalarımı ve havluları alıp banyoya girdim. Onları kapıya astıktan sonra, kapıyı da kilitledim. Üzerimdekileri çıkarıp bir köşeye attım...
İşim bittikten sonra banyo da giyinerek kapının kilidini çevirdim. Kirlileri katlayıp bir poşete koyduktan sonra tekrar bavula yerleştirdim. Saçlarımı tarayıp sağ tarafa attırdım. Kendi kendine kuruması daha güzel oluyordu. Ayrıca küçüklüğümden beri kurulamayı sevmem.
Parfümümü sıktım ve tokayı bileğime takarak merdivenleri indim. Mutfağa giderken Batu "Turunçgil" Desede hiç bakmadan ilerledim. Sabahki olaydan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamam herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|•| KADERİM |•|
Romanzi rosa / ChickLitHer şey babamın borçlarıyla başladı. Beni ilgilendirmeyen borçlar, benim hayatımı değiştirdi. Tanımadığım biriyle aynı çatı altında, aynı oda da kalmama sebep oldu. Ama bunları babamın zoruyla değil, kendi isteğimle, sırf babam bi daha üzülmesin di...