Hayatımın öyle ücra köşesine taht kurdum ki sevgili, sana gelen her hücremin zerresine kadar serbest bıraktım, aşkın her çocuksu ve sevgi dolu güzelliklerini. Hengameler içerisinde kalmış odamın karanlığındaki eşsiz sevgiyi hatta kalemimin ucunda kalmış nankör saygısızlıkları da senin kalbinin güzelliğiyle törpüledim hem artık onlarda söz verdiler senin hatırına.
Bazen hatır gönül isterdi, ben ise gönlümü senin hatırların üstüne kuralı aylar oldu öyle ki kuşları yollarına göndereli çok oldu.
Düşünüyorum da önümüzde yollar, yıllar, nice mutluluklar var lakin ben bizi uzaklaştıracak uzun yollara alışık değilim, dizinin üstüne ömrümü, avucunun içine ise yaşamımı adayabilirim.
Bir selvi ağacıdır yaşamım ucuz ve beklenti içerisindeki tüm güneşe ihtiyaç duyduğum, gökyüzüne ulaşma çabalarımla kaybolan saltanatım bir çocuğun sevgisini yansıtır aslında ve bak yeni yeni yetişiyorum gökyüzüne, hatta en güzel bir selviye dönüşüyorum ama sen şaşkınlığıma bakma çünkü bir menekşenin hiç kokusunu bilmezken şimdi ise nereye dönsem nereye baksam hep bu kokunun benzersiz cennet kokusunu hissediyorum.
Seni çok seviyorum❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİZ
RandomMezar taşlarından yaptığım özgürlüğümün, rıhtımındaki tevakkuflar zihnimi körpe adalete yakıştırılmış bir yalan gibi ele alıyor.