Bu anlatacaklarımı duvarda asılı kalan vaftizliğin samimiyetini bohçama alarak hazırlıyorum. Şuan bunu bana yazdıran güvercinin kırmızımtrak olan boynunun sadakatini insanlığa vermeyi pekte tavsiye etmem. Kaldırımlarda kalan eski ayak izleri ve özlemini gideremediğim gençliğim, bana her ne kadar da ters gelse de benim bu sevdaya olan bağlılığım, yaşama olan sadakatim hep zahmetimden eksik olacak. Çünkü zahmetsizliğin en güzelidir aslında zahmet edip yüceliğimi bulduğumu sanmak. Elbette ki bi gün gittiğimde arayacaklar beni, hem belki de esnafların görgülüğünü bir zamanlar ki görgüsüzlüklerini karşılaştıracaklar, işte o zaman soracaklar benim anlayışsızlıklarımın güzelliğini.
Eğer varsa insanlıkları, insaniyetsizlikleriyle arayacaklar beni, kuru çene ile yoracaklar beni
Mezarımda bile vurulacağım günün birinde hadi bakın taşlara kim verebilir yüreğini gönlüme ya da kim uzanabilir elleriyle ellerime bana bu yalancılıklarla gelmeyin, sahte insanlıkların sahte gölgeleri olur.
Bana gelecek olursak ben zaten ebedi değilim
Lakin bu yalana da karşı değilim.
Zaferlerimi sanatımla birleştirecek kadar da yüce değilim. Ki zaten Unutmayın tek yüce (Allah)'tır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİZ
SonstigesMezar taşlarından yaptığım özgürlüğümün, rıhtımındaki tevakkuflar zihnimi körpe adalete yakıştırılmış bir yalan gibi ele alıyor.