[32]

127 13 37
                                    

Tamay'ın evinin önüne geldiğimizde inmesi için arabayı durdurmuştum ancak motor hâlâ çalışır vaziyetteydi. Kemerini çözüp kapıyı araladıktan sonra geriye dönerek bana bakmıştı.

"Hadisene gelmiyor musun?"

Dikiz aynasıyla uğraşmaya başlayarak "Yok ben hiç girmiyim ya. Keyfim yok zaten tatsızlık çıkmasın şimdi." dediğimde açtığı kapıyı geri kapatmıştı.

"Şafak, gel işte lan nereye gideceksin?"

"Bilmem. Suavilere giderim belki. Zaten bugün ona da mahçup oldum ev olayında. "

Karşılık vermeyince arabadaki gerekli gereksiz detayları ilk defa görüyormuş gibi incelemeyi bırakıp ona bakmıştım. Ciddi olup olmadığımı ölçmek ister gibi gözlerini benden ayırmıyordu. Gözlerimi kaçırarak aramızdaki tuhaf bakışmayı ilk bozan ben olmuştum.

"İyi o zaman. Önce eve gelip kalan bazı eşyalarını alır öyle gidersin nereye gidiyorsan. "

Üzerine fazla düşünmeden başımı aşağı yukarı sallayıp kemerimi çözdüm. Kontağı kapatıp arabadan çıktığımda o da çıkıp önden giderek anahtarla evin kapısını açmıştı. Ben salona geçerken Tamay odasına yönelmişti. Yalnız kalınca beynim çalışmayı hatırlamış olacak ki şuan ne yaptığımı sorgulamaya başlamıştım. Ulan ben buraya sadece telefon cüzdana gelmiştim. Onlar da yanımda olduğuna göre ne unutmuş olabilirdim ki?

Birkaç saniye sonra Tamay elinde dün giydiğim pijamalarla gelince alayla gülmüştüm.

"Bu ne şimdi? Başkası kullandıktan sonra o eşyayı bir daha kullanmayanlardan mısın?"

"Kendi kendine çıkarım yapma da giy şunları. Gerçekten düzgünce konuşmadan seni göndereceğimi düşünmedin herhalde?"

İçten bir şekilde konuştuğunda biraz tereddüt de etsem çıkışa doğru hareketlenmiştim. Hemen kapıyla arama barikat kurup geçmemi engelleyince yorgun bir şekilde oflamıştım.

"Tamay çekilir misin?"

"Önce konuşalım. "

"Kafam allak bullak. Şuan konuşursak kalbini kırarım. O yüzden çekil."

Bir yandan onu itmeye çalışıyor bir yandan da laf yetiştiriyordum.

"Yok katiyen olmaz. Konuşalım yiğidim, evimin direği demezsen çekilmem. "

Bir anda donup kalmıştım. Ne demişti o?

"Yani, şey, dur diye demiştim ben dikkatini dağıtmak için yaptım. Seninle takıla takıla iyice sana benzedim he. "

Hayır adı Ziya da değildi ki neyin çabasıydı bu?

Biraz geri çekilerek yere oturdum ve "İyi, konuş. " dedim.

"Şafak mal mısın, niye yere oturuyorsun?"

İnadına sırtımı da yere koyarak uzanıp "Yoruldum ulan enerjimi sömürdünüz! " diye isyan etmiştim.

"İki adım daha atsan koltuk var."

"Tamay madem asıl konuyla ilgili konuşmayacaksın caz yapma. Bırak beni gideyim."

Boynumu kaldırarak ona baktığımda "Hayır, izin vermiyorum." demişti.

"İyi o zaman ses kes uyuyorum ben."

Gözlerimi kapattığımda "Yerde, kapının önünde?" derken şaşkınlığı  sesine yansımıştı.

"Kalk lan avel, hasta olacaksın."

Ayağıyla beni dürtmeye başladığında sırtım ona dönük olacak şekilde dönüp sessiz kalmaya devam etmiştim.

"Ulan ben naptım lan? Aldatan Ekin, trip yiyen ben! Neye bu öfken? "

Sinirle ayağa kalkıp gözlerinin içine baktım.

"Niye bir şey söylemedin? Madem biliyordun anlatsaydın ya böyle böyle diye. "

Gözlerini kaçırarak "Başkalarının işine burnumu sokmak istemedim. " demişti. Bir elimle yakasını kavradığımda herhangi bir harekette bulunmamıştı.

"Ulan ben dün burada sana anlatmadım mı? Bu konuyu ne kadar önemsediğimi bildiğin hâlde tek kelime bile etmedin. Ben de sanıyorum ki kafam dağılsın üzülmeyeyim diye konuyu değiştiriyor. İçkiler, şarkılar falan. Meğerse beyimiz arkadaşının yediği haltları anlamayayım diye geçiştiriyormuş. Demek ki neymiş dertleşeceği kişiyi iyi seçmesi gerekiyormuş insanın. "

"Ben bu kadar tepki vereceğini tahmin edemedim. Normalde her şeyi dalgaya alan birisin. "

"Ben de insanım Tamay. Bazen kırılabiliyor, hayal kırıklığına uğrayabiliyorum. "

Sözlerimin onu üzdüğünü görebiliyordum ama şuan ben de pek iyi sayılmazdım. Yakasını bırakarak odanın içine doğru yürüdüm ve darmadağın olmuş saçlarımı biraz daha karıştırdım.

"Özür dilerim."

"Sen niye özür diliyorsun Şafak? Özür dilemesi gereken biri varsa o da benim. "

"Ne bileyim ağır konuştum gibi biraz. Of sonra konuşalım dedim sana işte laf dinlesene ibibik!"

Koltuklardan birine oturup dirseklerimi dizime koymuştum. Öne doğru eğilerek elimle şakaklarıma masaj yapmaya başladım. Bu kadar kızgın ve kırgın olduğum, hesap sorduğum kişi kendimden başkası değildi aslında. Annem Sinan'la aynı durumdaydı ve ben Tamay gibi ondan saklıyordum bu gerçeği. Ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum ve içime oturuyordu bu. Anneme ihanet ediyormuş gibi hissetmek kalbime ağırlık yapıyordu. Yoksa daha yeni kavga etmeyi bıraktığım kişi benden bir şeyler sakladığı için hır gür çıkaracak biri değildim.

"Şafak üzgünüm. Ben gerçekten böyle olacağını düşünmemiştim. Dün seni geçiştirmek değildi amacım. Biraz iyi hissedersin belki diye yapmıştım. "

Tamay da benim gibi koltuğa çöküp halıyı incelemeye başlamıştı.

"Biliyorum. Uyusak mı artık? Şu gün bir an önce bitsin istiyorum. "

Ne zaman yere düştüğünü anlamadığım pijamaları alıp Tamay'ın cevabını beklemiştim. Ettiği tebbessümden biraz da olsa rahatladığı belli oluyordu.

"Olur, uyuyalım. "

#

Gn yavrularım aldjaşdkap

Kaosun sonunun tatlıya bağlanacağını ben de bilmiyordum arkadaşlar hepsini onlar yaptı

Ben birkaç bölüm daha kavga ederler diye düşünmüştüm ama işte kime niyet neye kısmet...

Elimden geldiğince yorumlarınıza dönmeye çalışıyorum bazen gözden kaçan oluyor ya da ne cevap yazacağımı bulamadıklarım oluyor ama o da insanlık hâli canııım aşdjaşdkşs yani uzun lafın kısası yorumlarda buluşalım çoşalım kopalımm

Sonraki bölümde buluşmak dileğiyle...

-h.i.p

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Boşa Gitmesin|| BxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin