3. Bölüm

70 3 0
                                        

Hava aydınlanmak üzereydi. Merle orman yolundan yürüyerek evine dönmekteydi. Yürürken ince sesiyle "Lucifer'e armağan olsun!" diyordu. Gece boyunca uyanık durmak onun cılız bedenini çok yormuştu. Gözleri kıpkırmızıydı. Ama sonunda elde edeceği zafer, her türlü acıya bedeldi.

Bugün çok daha yorucu olacaktı. Kendini Azazil diye tanıtan bir adama çalışıyordu Merle. Hiç tanımamıştı onu. Ama 5 gün önce aradığında ona güvenmişti. Hedeflerini anlattığında ona inanmıştı. Emirleri verdiğinde ona söz vermişti.. Çünkü Lucifer üzerine yemin etmişti. Merle de Lucifer adına söz vermişti ve sözünden dönerse Lucifer'in onu lanetleyeceğinden emindi.

Merle mezarlığın yanındaki kulübesine vardı. Yeni görevi için hazırlanmaya başladı. İlk görevini iki gün önce almıştı. Tanımadığı bir adamın göğsünü bıçağıyla çizmişti. İlk görevini kusursuz biçimde tamamlamıştı. Azazil yeni görevini iki gün sonra saat 07.13'de vereceğini söylemişti.

Vakit gelmişti. Yavaş yavaş yukarılara tırmanan güneş Merle'in bembeyaz tenini parlatıyordu. Merle heyecanla telefonunun başında bekliyordu. Bir an önce Azazil ile konuşmak istiyordu. Çünkü o görevleri yapmak istiyordu. Yapmak zorundaydı. Lucifer'e hizmet etmek ona huzur veriyordu. Yıllarca şeytan aşağılandı, lanetlendi. Artık intikam vakti gelmişti. Her şeyin sonunda Lucifer onu yanına alacak ve ölümsüz bir yaşam sürecekti.

Telefon çalmaya başlamıştı. Merle hemen telefonu açtı.

"Merle, ben Azazil, hazır mısın?"

"Hazırım efendim."

"Stanford Üniversitesi'ne gideceksin. Telefonunu yanında tut. Saat 13.07'de seni arayacağım ve ne yapman gerektiğini söyleyeceğim."

Telefon kapanmıştı. Merle gülüyordu. Üç defa "Lucifer'e armağan olsun!" diye bağırdı.

Çok mutluydu. Bu mutluluğun nedeni olan Lucifer'e kurban vermeliydi. Bir odaya girdi. Daha önceden yakalamış olduğu kedilerden birini tuttu. Kedi onlar için kutsaldı. Kedi özeldi. Onun kanı şeytani bir kızıllıktı. Aldı kediyi, içeri geçti ve kedinin boğazını kesti. Kedinin kanını bir kaseye doldurdu. Sonra kendi kanını da bu kaseye akıttı. Bunu içerken "Lucifer'e armağan olsun!" diye bağırdı. Artık yapması gereken tek şey görev saatini beklemekti.

***

Azazil telefonu kapattıktan sonra "Salak çocuk!" diye içinden geçirdi.

Balkona çıkıp etrafı seyretmeye koyuldu. Etrafı seyrederken de içinden "Benim olacaksın. Her neysen ve her neredeysen. Sonunda dünyanın en güçlüsü olacağım." diye geçirdi.

YERALTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin