4. Bölüm

78 3 0
                                        

Lennon polisi aramak istediğini söyledikten sonra hemşirenin telefonu çalmaya başladı. Hemşire "Az sonra döneceğim." diyerek odadan çıktı. Kısa bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra içeri girdi ve endişeli bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Bay Lennon. Polisi arayamayız."

"Neden?" dedi Lennon. Hemşire elindeki bir kağıdı Lennon'a uzattı.

"Ceketinizin cebinde bulduk Bay Lennon. Okuyunuz."

Lennon kağıdı aldı ve yavaşça doğruldu. Kağıtta şöyle yazıyordu:

Paul Lennon. Artık bizim için çalışacaksın. Kim olduğumuzu ve ne istediğimizi kendi yöntemlerimizle sana bildireceğiz. O zaman polise gitmemen gerektiğini anlayacaksın. Umarım o zamana kadar bu hataya düşmezsin. Bu tamamen sana zarar verir.
MERLE

Lennon'ın yüzünde korku ifadesini bulmak için çok da çaba harcamaya gerek yoktu.

"Lanet olsun. Kim bu Merle? Benden ne istiyor?" Hemşireye baktı. Sonra cevap alamayınca devam etti. "Polise gideceğiz.."

Hayır. Polis olmaz. Tanrım! Lennon'ın bu kararı hemşireyi hızlı düşünmeye zorlamıştı. Aklına bir fikir gelmişti.

"Peki Bay Lennon. Gideceğiz. Ama önce yaranıza pansuman yapmamız gerekiyor. Enfeksiyon kaptırmamamız gerek."

Lennon kabul etti ama pansumanın daha yeni yapıldığından habersizdi. Hemşire derin bir nefes aldı. Çünkü Lennon'ın göğsünde onu polise gitmekten vazgeçirecek bir şey vardı. Ya da vazgeçirmesini umuyordu.

Hemşire Lennon'ın göğsünü açtı. Bandajı yavaşça kaldırmaya başladı. Lennon'ın yüz ifadesi ne kadar acıdığını anlatıyordu. Yara ortaya çıkmaya başladı.

Hemşire bandajı tamamen kaldırdığında yara tamamen meydandaydı. Bir haç.. Hemşire Lennon'a işaret parmağıyla ayağa kalkmasını işaret etti. Lennon:

"Nereye?" diye sordu.

"Yaranı sana göstereceğim. Merak etmiyor musun?"

"Genelde hemşireler insanlara yaralarına bakmamalarını söylerler." Gülüyorlardı.

"Gözünü kapat o halde."

Hemşire Lennon'ı aynanın önüne getirmişti. Lennon'ın gözü hala kapalıydı ve sırıtmaya devam ediyordu.

"Açabilirsin." dedi hemşire.

Lennon gözlerini açtı. Karşısında tüm göğsünü kaplayan bir haç vardı. Fakat haçtaki farklılığı fark etmesi çok vaktini almamıştı. Şaşırmıştı. Hemşire de Lennon'ın ne düşündüğünü anlamış olacak ki durumu açıklama gereği duydu.

"Evet Bay Lennon. Gördüğünüz üzere bu haç normal bir haç değil. Ters bir haç."

Hemşire sustu. Lennon onu onaylarcasına başını salladı. Gerçekten de haç tersti. Yani haçın uzun olan kısmı yukarıya bakıyordu. Lennon üniversitede tezini 'tarikatlar ve simgeler' üzerine yapmıştı. Üzerindeki şaşkınlığı biraz atınca bildiklerini anlatmaya başladı.

"Ters haç bir sembol. Tarih boyunca farklı amaçlara hizmet etti. Bir çok tarikat onu kullandı. Petrus haçı olarak da bilinir. Aslında İsa'nın yanında değersizliği ifade eder." Bir süre sustu. "Fakat bazı tarikatlarca İsa'dan ve kiliseden uzaklaşma anlamında kullanılır."

"Çok doğru Bay Lennon. Peki hangi tarikatlar."

Lennon biraz düşündü ve aklına bir tane geldi. Ama keşke gelmeseydi diye düşündü.

"Satanizm"

YERALTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin