the bl𖦹𖦹dy prince / 緯価塩 \ yandere jjk

１ｓｔ Ｅｐｉｓｏｄｅ（浦やィ）

beginning of the story

💫 : note : lila is y/n
🌙 : year : A.C. - 1218
🎗️: ﹫Ihatemmyselfu

"Eşim, kraliçeniz, yakışıklı oğlumuz, yeni prensiniz Jeon Jungkook'u doğurduğunu duyurmak isterim. Bir gün o iyi bir adam olacak ve kralınız olacak. Bir gün kraliçesini bulacak.

Halkımdan sadece oğlumu büyütmek için bana ve karıma yardım etmenizi isterim. Gelecekteki kralımız, krallığımızı en mükemmel şekilde yönetecek."

4 years later

Dört yaşındaki çocuk odasındaydı, her zamanki gibi öğretmeniyle ders çalışıyordu. O diğer prenslerden farklıydı. Onlardan her zaman uzak durur ve oyun oynarken asla onlara katılmazdı.

Genç prens hiçbir şey yapmadan odasında kalır. Sadece hiçbir şey, hiçbir şey düşünmemek bile. Sadece orada kalıyor.

"Prens Jungkook! Baban seni arıyor" diye bağırdı dadısı. Sadece başını salladı ve yatak odasındaki babasına doğru yöneldi. Yatak odasına doğru yürür. Babasının karısının elini tutarken ağladığını görür.

Kraliçe "Jungkook" diye seslendi. Ona doğru yürüdü. Yanaklarını okşadı ve kahverengi gözlerine baktı.

"Seni çok seviyorum. Düğününde ya da taç giyme töreninde yanında olamayacağım için çok üzgünüm. Annen seni her zaman izleyecek. Umarım kraliçeni bulursun" dedi. Gözlerini kapattı ve nefes almayı bıraktı.

Hizmetçilerden ve kraldan çığlıklar duyuldu ama prens... bir damla gözyaşı bile dökmedi. Sadece ölen annesini izledi.

Present /Günümüzde\

Prens Jungkook yapacak daha iyi bir işi olmadığı için kalenin etrafında yürüyordu. Babası kendisine bir kraliçe bulması için ona baskı yapıyor. Evlenme fikrinden hoşlanmadı çünkü 18 yaşına yeni girdi.

Babası ona doğum gününü kutlamak için sarayda bir balo ayarlamıştı. Babası bugünün o gün olacağını, kraliçesini bulacağını umuyordu. Ve Jungkook bunun olmasından hoşlanmıyordu.

O esnada...

Mrs. Choi "Yebin, baloya Lila'nın yerine gideceksin. Prensi baştan çıkarmaya çalışacaksın ve onu seninle evlendirmeye çalışacaksın" diyerek kızını tembihledi.

Yebin, "Evet anne. Ben senin ailene bu paçozun aksine şeref getireceğim" dedi.

Lila "Sizinle aile olmaktansa ölmeyi tercih ederim" dedi. Annesi Yebin'den küçük olan kızını tokatladı. Lila'nın umurunda değildi, onlara sadece doğruyu söylüyordu. Ailesinden tutkuyla nefret ediyordu.

Annesi, "Yebin'in hazırlanmasına yardım ederken evi temizle" dedi. İkisi Lila'yı yalnız bırakarak gittiler. İçini çekti ve tekrar temizlemeye başladı.

Birkaç saat sonra Yebin, prensin dikkatini çekebileceğini umarak baloya gitmek için evden ayrıldı. Lila odasına yöneldi ve şatoda çalışan arkadaşına bir şey bırakması gerektiğini çabucak hatırladı.

Evden hızlıca çıktı, ahıra doğru koştu ve atına bindi. Kaleye doğru yola çıktı. Geldiğinde, gardiyanlar onu durdurdu.

"Nereye gittiğini sanıyorsun?" diye sordu muhafızlar.

"Hizmetçilere bir şeyler bırakmak için. Bu geceki balo için bir tatlı"

"Git ve hızlıca bırak"

"Atımı burada bırakabilir miyim?"

"Evet. Gidebilirsin"

Hızlıca sarayın mutfağına girdi.

Prens balo salonunda dolaşıyordu, konuklara kendini tanıttı. Bir grup kız onu takip ediyor, dikkatini çekmeye çalışıyordu ama işe yaramadı. Dikkat çekmek istemiyordu. Prens Jungkook, gardiyanların yardımıyla kızları kandırmayı başardı. Muhafızlarla birlikte hava almak için dışarı çıktı ve yanlarında beyaz bir at gördü. Muhafızlara doğru yürüdü.

"Neden burada bir at var?" Prens Jungkook sordu.

"Majesteleri, genç bir kız hizmetçilere tatlı bırakmaya gitti. O dönene kadar atına bakıyoruz. " diye yanıtladı muhafız.

"O genç kız kim?" Prens sağına baktı ve koşan bir kız gördü. Lila'nın küllü kumral saçları rüzgarda uçuşuyordu. Kahverengi gözleri Lila'nın jade renkli ışıltılı gözlerine baktı. Muhafızların önünde durdu.

"Çok teşekkür ederim" dedi genç kız gülümseyerek ve hızla atına atladı. Prens Jungkook onun saraydan çıkışını izledi.

"Majesteleri?"

"Gidip onu takip edin."