the bl𖦹𖦹dy prince / 緯価塩 \ yandere jjk

１３ｔｈ Ｅｐｉｓｏｄｅ（ぬ応ほ）

"Bu benim için mi?"

Hizmetçiler, "Evet Bayan Lila. Prens Jungkook bizden bu elbiseyi giydirmemizi istedi" diye yanıtladı.

"Şimdi sizi hazırlayalım"

Hizmetçiler Lila'yı taç giyme töreni için hazırlamışlardı. Ona Prens Jungkook'un kıyafetine uygun bir elbise giydirdiler. Aynada kendine baktı. Balo olmadığı için büyük bir elbise giymek istemedi.

Prens Jungkook odaya girdi. Güzeline gülümsüyordu. Arkasından yürdü, kollarını etrafına sardu ve ensesine küçük öpücükler bıraktı.

"Ah...Jungkook dur" dedi kıkırdayarak.

"Durmak istemiyorsam?"

"O zaman yalnız uyuyacaksın"

▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰

Bir saat sonra, Lila tamamen giyindi ve balo için hazırdı. Dürüst olmak gerekirse, bu onun ilk balosuydu. Busan'da kral, köyün gelmesine izin veren birçok davet verdi. Görünüşe göre ailesi için bir hayal kırıklığı olduğu için hiçbirine gitmesine asla izin verilmedi.

Gerilmeye ve korkmaya başladı. Buraya ait olmadığını düşündü. Kraliyet ailesiyle. O her zaman onlar için bir hoştu ve olacaktıda. Belki de hasta gibi davranmalı. Gitmemek için herhangi bir şey.

Prens Jungkook odaya girdi. Dudaklarını yaladı, ona aldığı elbisenin içinde Lila'ya bakarken ısırdı. Arkasını döndü ve prensi gördü. Gülümsedi ve ona doğru yürüdü, elini tuttu ve öptü.

"Her zamanki gibi muhteşem görünüyorsunuz leydim"

"Teşekkür ederim. Sen de kötü görünmüyorsun"

Bütün geceyi Prens Jungkook ile geçireceğini düşündü ama geldiklerinde, bir grup kız onu çevrelemeye başladı ve onu ondan uzaklaştırdı. Ve şimdi o kayboldu. Kraliyet ailesiyle bu baloda kaybettim. Kendini çok rahatsız ve gergin hissetti, bu yüzden dışarı çıkmaya karar verdi.

Prens Roung, fırsatı mükemmel bir şekilde gördü. Prens Jungkook'u çevreleyen tüm prensesleri gördü ve onu baştan çıkarmaya çalıştıklarını gördü. Görünüşe göre bakire olduğu için tüm o prenseslerin masumiyetini mahvetmek istediğini biliyordu. Prens Roung onlardan bunu yapmalarını istemişti.

Prens Roung Lila'yı tek başına gördü ve rahatsız oldu. Birkaç prensin ona doğru yürüdüğünü fark etti, ancak onlar yapamadan, önce o dışarı çıktı.

Kütüphaneye doğru yürümek üzereydi ama bir el bileğini kavradı ve onu yabancı bir yola sürükledi.

Lila'nın üzerine geldi, onu sabitledi, dudaklarını yalarken gözlerinin içine baktı.

"Bunu ne zamandır beklediğimi bilemezsin."

"Jungkook ile birlikteyim"

"Yani? Umrumda değil"

"Bu yanlış. Ben sadık bir insanım. O yüzden çekil üzerimden yoksa..."

"Yoksa ne? Ben Daegu Kralıyım. Benim Krallığımdasın, bu yüzden efendini dinlemek zorundasın" dedi sırıtarak. Lila tekmelemeye başladı ve çığlık atacaktı ama dudakları onunkilere çarptı. Yapabileceği tek bir şey vardı.

"Seni kaltak!" dedi. Alt dudağını sertçe ısırarak geri çekilmesini sağladı. Gücünü geri kazandı, onu kendinden uzaklaştırdı. Ondan kaçtı, odasına doğru koştu. Onu yakaladığını ve birisine çarpmasına neden olduğunu görmemeyi umarak arkasına bakmaya devam etti.

"Lila!" dedi Prens Jungkook. Gözyaşları yanaklarından aşağı yuvarlanıyordu. O ağlarken ona sıkıca sarıldı. Güvende olduğunu söyleyerek onu sakinleştirmeye çalıştı.

'Sen bittin Roung'