Prens Jungkook Lila'nın yanaklarını okşayarak "Sana kaç kere söylemem gerekiyor, bu kadar tatlı olmayı bırak" dedi.
Lila şatoya geleli birkaç hafta oldu. Annesinin ve kız kardeşinin cenazesine katılmadı çünkü onların ailesi olduğunu hiç düşünmedi.
"Ben tatlı değilim"
"Evet öylesin. Sen de seksisin" dedi göz kırparak.
"Jeon!"
"Bu doğru!"
"Sana da seksi dememi ister misin?" Ellerini Lila'nın kalçalarına koyarak sordu.
"Sanki o dudaklarını öpecekmişim gibi" dedi Lila gözlerini devirerek.
"Ne demek istiyorsun? Dudaklarım yumuşak ve öpülebilir!"
"Bundan emin misin?"
"Elbette"
"İspatlayacağım!" dedi. Ona doğru ilerledi ve bir kolunu beline sardı, diğeri ise yanağındaydı. Eğilerek dudaklarını onun üzerine bastırıyor. Onu tatlı ve yumuşak bir şekilde öper. Öpücük, Prens Jungkook'un ona olan aşkını kanıtlıyormuş gibi tutkuluydu.
Dayanamadı, öpücüğe karıştı. Onu öptüğünü hissedince kalbi hızla çarpmaya başladı. Karnında kelebekler uçuştu ve onu öptüğünde kıvılcımlar hissetti. Uzaklaşıp, alınlarını birbirine bastırdılar.
"Bu benden hoşlandığın anlamına mı geliyor?" Prens sordu.
"O zaman seni öpmemin bütün amacı neydi, aptal"
"Sana tekrar soracağım, kız arkadaşım olur musun?"
"Elbette olurum. " dedi gülümseyerek. Bir kez daha, Jungkook başka bir öpücük için eğildi.
▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰▰
Lila Prens Jungkook'un bazı işleri olduğu için kütüphanede kitap okuyordu. İçeride birinin olduğunu fark edemeyecek kadar kitabıyla meşguldü.
Masada bir çarpma sesi duyunca sıçradı. Kafasını kaldırdı ve kızgın bir hizmetçi gördü.
"Prens Jungkook asla senin gibi bir kızla evlenmez. O sadece seni kullanıyor. Kalbin kırılmadan gitsen iyi olur" dedi. Tina. Kim Tina. Prensle evlenmek isteyen kıskanç -Yebin'in çakma ikizi desek daha doğru olur -kızlardan biri. Her zaman Lila'ya karşı güçlü bir nefreti vardı. Lila'nın Prens Jungkook'u ondan çaldığı için.
Lila asla kıskanç bir tip değildi ve olmayacaktıda. Erkek arkadaşının arkadaşı olan kızları olmasına aldırmadı. Onu kız arkadaşı olarak seçmesinin bir nedeni vardı elbette ona göre. O yüzden kıskanmanın bir anlamı yoktu.
"Pekala...*kitabı kapatır* Prens Jungkook'un dikkatini çekmeye çalışma konusunda sana şans dilerim" dedi gülümseyerek ve kütüphaneden çıkarken. Rena'nın olması gereken hizmetçi binasına doğru yürüdü.
"Rena?" diye seslendi Lila kapıyı çalarken. Kapı açıldı.
"Merhaba Lila. N'aber?" Gülümseyerek söyledi.
"Ben ve prens öpüştük" Rena'nın gözleri bir anda büyüdü.
"Seni öptü mü?!?!" fısıltıyla bağırdı Rena.
"Evet! Ve çıkıyoruz."
"Siz daha önce çıkmıyor muydunuz?"
"Hayır. Onu sevmemi sağlamaya çalışıyordu ki sağladı ve şuan çıkıyoruz"
"Peki siz ne zaman evleniyorsunuz?" Lila kızardı.
"Um... kral bizi bir yıl içinde evlendirmeyi planlıyor ama Jungkook mümkün olan en kısa sürede evlenmemizi istiyor. "
"Seninle gerçekten evlenmek istiyor gibi görünüyor. "
"Evet... o istiyor"
"Senden ne haber?"
"Bilmiyorum..."
"Sanjin seni aramaya geldi" Lila'nın gözleri büyüdü.
"N-neden?"
"Seni görmek istedi. Seni hala seviyor biliyorsun. Neden hikayenin kendi tarafını açıklamasına izin vermiyorsun? O gün olanları hatırla! Bende oradaydım ve seni gerçekten çok seviyor mükemmel şekilde birbiriniz içinsiniz!"
"Eğer onu görürsem büyük ihtimalle ona geri dönerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the bl𖦹𖦹dy prince / 緯価塩 \ yandere jjk
Fanfiction"B-burada ne yapıyorsunuz majesteleri?" "Umm... birisi bana sonsuza kadar mutlu olmak istiyorsam, buna müdahale edebilecek bazı insanları ortadan kaldırmam gerektiğini söyledi. Lila'mı elimden almaya çalışan birine yardımcı olamam. O benim. Herşeyiy...